Arabasına konulan bombayla 24 Ocak 1993’de katledilen araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu için öldürülüşünün 28. yıl dönümünde anma etkinliği düzenlendi.

Pandemi nedeniyle uygulanan sokağa çıkma yasağı yüzünden anma töreni ölüm yıldönümünden bir gün önce gerçekleştirildi.

Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) Şişli Harbiye’deki Uğur Mumcu anıtı önünde düzenlediği törenine çok sayıda gazeteci katılırken, anıta Mumcu’nun fotoğrafları ve kırmızı karanfiller bırakıldı.

Durmuş: Bugün de kamu yararını önceliği sayan gazeteciler var

Anmada konuşan TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, “Uğur Mumcu’dan sonra da gazeteciler katledilmeye devam edildi. Basın özgürlüğü Türkiye’nin en önemli sorunlarından birisi. Medyada ciddi anlamda bir baskı söz konusu. 67 meslektaşımız cezaevinde. Bugün gazeteciler belki katledilmiyor ama adliye koridorlarında haberlerini savunmak durumunda bırakılıyor” dedi.

Bugün hâlâ Uğur Mumcu gazeteciliği yapmaya çalışan yüzlerce, binlerce gazeteci olduğunu dile getiren Durmuş şöyle devam etti:

 “Gerçekleri kamuoyuna duyurmak için fedakârca çalışan kamu yararını önceliği sayan gazeteciler var. Bu gazeteciler var oldukça ne Uğur Mumcu’yu unutacağız ne de bu ülkede basın ve ifade özgürlüğünün yok edilmesine izin vereceğiz. 28 yıl geçti ama 50. yılında da buralarda anmalar yapacağız. 50 yıl sonra da Uğur Mumcu gazeteciliği konuşulmaya devam edecek. Onlar gazetecileri susturduklarını düşünüyorlar, ama gazetecilik baskıyla susturulacak bir meslek değil. Daha çok Uğur Mumcular çıkacak ve gerçekleri yazmaya devam edecekler.”

Küçükkaya: Demokrasiden hukuktan hiç vazgeçmedi

Durmuş’un ardından konuşan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya ise “Hem Mumcu ailesi hem Cumhuriyet ailesi için Mumcu’nun katledilmesi 28 yıldır içimizde dinmeyen çok büyük bir acı. Onun kaleminin ne kadar kuvvetli olduğunu biliyoruz. Onun kaleminin yere düşmemesi için Cumhuriyet emekçileri ile sonuna kadar çalışacağız. O Atatürkçülüğün, Cumhuriyetçiliğin kalpaksız Kuvâ-yi Milliyeciliğiyle ulusal kurtuluş mücadelesinin simgesi oldu. Gazeteciliği boyunca demokrasiden hukuktan hiç vazgeçmedi. Biz de onun anıtının önünde bir kez daha söylüyoruz, onun ilkelerinden vazgeçmeyeceğiz, gazeteciliğimizi sonuna kadar ona layık olarak sürdürmeye çalışacağız” dedi.

UMAG'dan anma çağrısı

Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (UMAG), pandemi nedeniyle bu yıl herkesi mum yakmaya çağırdı. “Uğur Mumcu ve aramızdan ayrılan tüm aydınlar için karanlığa bir mum da sen yak” denilerek yapılan çağrıda insanlar, bugün saat 20.00’de bulundukları noktalarda mum yakmaya davet edildi.

Basın Konseyi: Hakikatlerin bilinmesinden korkanlar ona kıydı

Uğur Mumcu’nun öldürülüşünün 28. yıldönümü nedeniyle bir basın açıklaması yayınlayan Basın Konseyi ise şöyle dedi:

“Uğur Mumcu, Türk basının en cesur kalemlerindendi. Yolsuzlukların, haksızlıkların, Cumhuriyet ve aydınlanma karşıtı tüm odakların üzerine korkmadan gitti. Yayımladığı araştırma dosyaları, köşe yazıları ve kitaplarıyla, gerçekleri halka ulaştırdı. Gerçeğin halka iletilmesinden, hakikatlerin bilinmesinden korkanlar ona kıydılar.

“Aradan geçen 28 yılda ne yazık ki bu suikastın planlayıcıları, azmettiricileri, bombayı koyan tetikçileri ortaya çıkarılamadı. Bu ayıp maalesef hala devam ediyor.”

TGC: Saldırılar ve katliamların tek bir amacı var

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ise yaptığı açıklamada “Her yıl Ocak ayı geldiğinde polis şiddetine kurban giden Metin Göktepe’yi, ırkçı kurşunlara hedef olan Hrant Dink’i ve profesyonelce düzenlenmiş bombalı suikastta can veren Uğur Mumcu’yu anıyoruz. Abdi İpekçi’yi de 1 Şubat’ta anacağız. Bu ülkede yıllardır gazetecilere, bilim insanlarına, sendikacılara, aydınlara, öğrencilere karşı düzenlenen saldırılar ve katliamların tek bir amacı var: Halkın gerçekleri öğrenmesini, olup biteni sorgulamasını engellemek ve topluma korku salmak. Halkın vicdanı olan Uğur Mumcu bu saldırıları organize edenlerin karanlık ilişkilerini gazeteci olarak afişe etmiştir” ifadelerine yer verdi.

Tanrıkulu, cinayetlerin araştırılması için Meclis’e önerge verdi

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da Uğur Mumcu’nun ölüm yıl dönümünde verdiği önergeyle faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için Meclis araştırması açılmasını istedi.

Tanrıkulu, 2002-2015 yılları arasında 227 faili meçhul cinayet işlendiğini açıklayarak “Devlet, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde gerçekleşen her türlü cinayetten, ölümden, yaşam hakkı ihlalinden doğrudan sorumludur. Kişilerin can güvenliğini sağlamak, faili belli veya meçhul cinayetleri önlemek Devletin öncelikli görevlerinden biridir. Ancak ne yazık ki göz göre göre gerçekleşen cinayetlerin önü alınmamaktadır” dedi.