Sakarya Barosu Çocuk Hakları Merkezi, son dönemde artış gösteren çocuğa yönelik cinsel istismar ve şiddete karşı diğer Baroların Çocuk Hakları Merkezi ile birlikte eş zamanlı basın açıklaması yaptı. Polisin izin vermediği açıklama, Baro Başkanı Zafer Kazan’ın Vali İrfan Balkanlıoğlu’nu araması üzerine yapılabildi.

Çok sayıda avukatın ve çocuk hakları savunucusunun da katıldığı etkinlikte Sakarya Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Av. Elif Erdem Düzgün tarafından okunan açıklamada, “Evrensel değerlere uygun bilimsel, çocuk hak ve özgürlüklerini esas alan devletin yükümlülüklerinin belirlendiği hukuk güvenliğinin sağlandığı, toplumsal değer yargılarını koruyucu yöntemler belirlenmelidir” denildi.

Açıklamada, şu görüşler savunuldu:

“Son dönemlerde artan ve görünür hale gelen çocuk istismarı fiziksel, duygusal, cinsel ve en ağır biçimi çocuk cinsel istismarı münferit, sapık, hasta insanların idam ve hadım tartışmalarıyla adeta çözümsüzlük üreterek tartışılmamalıdır. Evrensel değerlere uygun bilimsel, çocuk hak ve özgürlüklerini esas alan devletin yükümlülüklerinin belirlendiği hukuk güvenliğinin sağlandığı, toplumsal değer yargılarını koruyucu yöntemler belirlenmelidir. Çocuklar üzerinden yaşadığımız korkularımız toplumsal ayrışmadan uzak siyasetler üzeri benimsenmeli ve çözüm üretilmelidir.

Can yakıcı çocuk istismarları tartışılırken dahi özellikle sosyal medyada, herkes konunun esasından uzak anlık öfke ve tarafgil bir dille konuşmaktadır. Oysa zaman korkularımız üzerinden ayrışılacak zaman değildir. Unutulmamalıdır ki öncelikle sorumluluk devletindir.”

-YOL GÖSTERİCİ ÇÖZÜM ÜRETİCİ-

“Tüm kişi ve kurumlar farklı alanlarda çalışan meslek kuruluşları bir araya gelerek sorunun çözümü noktasında yol gösterici ve çözüm üretici olmalıdır. Öncelikle çocuğa yönelik şiddeti önleme planları olmalıdır. Bağımsız özgür düşüncenin gelişme ortamına sahip üniversitelerde bilimsel, akademik çalışmalar yapılmalıdır. Ciddi bir saha çalışması yapılmalı ve veri toplama, değerlendirme çalışmaları gerçekleştirilmelidir. Riskler nedenler belirlenmedir.

Eril cinsiyetçi söylem ortadan kaldırılmalı, çocukların evrensel değerlere uygun kız erkek birlikte eğitim almaları sağlanmalıdır. Özellikle sosyal medyada çocukların cinsel obje olarak değerlendirilmelerinin önüne geçilmelidir. Hukuk güvenliği ve belirliliği sağlanmalı aynı olaya aynı hukuksal korunmanın ayrımsız herkes için sağlanacağı inancı getirilmelidir. Fahiş cezalar sonucunda cezasızlık halinin ortaya çıkmasına engel olunmalı adil yargılamayla evrensel değerlere uygun cezalandırılma yapılmalıdır. Çocuğun korunmasıyla ilgili müdahale görevini de içeren idari kurumsal yapı olmalıdır. Bu bağlamda sivil toplum örgütlerine dernek ve vakıfların bağımsız çalışma yapmasına fırsat tanınmalı, siyasi yakınlıktan uzak çocukla ilişkide bulunan tüm kişi ve kurum ve kuruluşların fırsat eşitliğine, denetime kurallara uygun davranılmalıdır.”

“KISASA KISAS”

“Bilimin eğitimin sanatın gelişiminin önündeki engeller kaldırılmalı toplumun tüm katmanlarınca ulaşılabilir olması sağlanmalıdır. Çocuğa, hayvana, kadına dönük şiddet toplumsal şiddetin güçsüz olanda yoğunlaşmasıdır. Gücün çürümüşlüğü her türlü insani değer yargısından uzak bir biçimde tezahür etmektedir. Ancak bunun çözümünü salt ceza kanunlarında yapılacak değişikliklerde görmek hukuk bilimine haksızlık olduğu gibi eğitim programları, çocuk koruma politikalarıyla da uğraşmak yerine meselenin kendisini unutmak sorunlu suç işlendikten sonra faillerin bedenleri üzerinden kısasa kısas yöntemleriyle ortadan kaldırmak çabasındadır. Bunun da en önce çocuklarımıza bir fayda sağlamayacağı açıktır. Hamasi söylemlerde çocuklarımızın önemini anlatmak yerine kamu ve özel kaynakların çocuklar yararına kullanımı sağlanmalıdır. Çocuğa yönelik istismar olduktan sonra ne yapılacağı değil, olmadan önce nasıl engelleneceği konuşulmalı ve tartışılmalıdır.”

“BÜTÜNCÜL ÇÖZÜM”

“Meselenin bütüncül çözümü için öncelikle mecliste kurulması önerilen çocuk hak ihlallerine ilişkin komisyonların hızlıca kurulması yıllardır bekletilen çocuğa yönelik şiddeti önleme ulusal eylem planı çıkması ve uygulanmaya başlanması bu alanda çalışan sivil toplum örgütleriyle ortak çalışmalar yürütülmesi ve bu çalışmaların kamu idaresi tarafından desteklenmesi gerekmektedir. Çocuğa yönelik şiddet üç beş münferit olaydan ibaret olarak ele alınmadan görünür olan ya da olmayan çok sayıda şiddet türü ve vakasının mevcut olduğu ve tüm istismar hallerinin bir bütün olduğu, çok zaman iç içe geçtiği bilinciyle hareket edilmelidir.”

“İDAM ÇÖZÜM DEĞİL”

“İdam veya hadım çözüm değildir. Çözüm zihniyetin değişmesidir. Zihniyet değişmediği sürece ve toplum bu konularda eğitilmedikçe idam işlenen suçları azaltmayacağı gibi hak, hukuk adalet kavramlarını da gölgede bırakacaktır.

İdam ve hadım cezasının uygulandığı ülkelerdeki sonuçlara bakıldığında, tüm örneklerde görüleceği üzere bir şiddet türünün ortadan kaldırılması için asla çözüm yöntemi olmadığı net olarak görülecektir. Çocuğa yönelen her türlü istismar için çözüm: çocuğa özgü adalet korkuma ve rehabilitasyon. Bu bağlamda şiddete şiddetle karşılık vermek yerine çocukların korunması odağında bütüncül çözüm üretilmelidir.”

İMZA KAMPANYASI

“Sakarya Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak Şubat ayında ilimizdeki STK’lar, Dernek temsilcileriyle bir araya gelerek Çocuk İstismarıyla Mücadele Yol Haritamızı belirlemiş istismarı önlemeye yönelik tedbirleri de içine alacak önerilerimizi yazılı bir metin haline getirmiş halkımızla birlikte bir yürüyüş düzenleyerek metni imzaya açmıştık. Aynı metni yeniden imzaya açarak ekim veya kasım ayında yeni kurulan TBMM’ye sunmakta da fayda görüyoruz. Bu anlamda istismarlar yaşanmadan, ailelerin yürekleri dağlanmadan ne yapılabilir sorgulamaya devam etmek gerektiğini yineleyerek Sakarya Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak hukuken ne gerekiyorsa yaptığımızı ve bundan sonra da yapmaya devam edeceğimizi kamuoyuyla paylaşır, bundan sonra yeni acılar yaşanmamasını temenni ederiz.”