CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, seçim sonuçlarına yapılan itirazlarla ilgili olarak Cumhuriyet'ten İlayda Kaya'ya konuştu.

Kaya'nın soruları ve Kaftancıoğlu'nun bunlara verdiği yanıtlar şöyle:

- 25 yıl sonra İstanbul'u CHP aldı. Bu sonucu nasıl okumak gerekir?

İstanbul'un alınmasındaki en belirleyici unsurlardan birisi, 16 milyon yurttaşın yerel yönetimlerden 25 yıl boyunca hizmet alamamasından duyduğu rahatsızlıktı. İstanbul özelinde yine vatandaş yaşadığı yerelde kavga, kutuplaşma istemeyip huzur içinde bir yaşama talebi var. Bunların tamamının seçimleri etkilediğini düşünüyorum. Halk oyunu bu şekilde kullandı.

Ülkedeki ekonomik sıkıntıların seçimi alınmasında da etkili olduğunu düşünüyorum. Ayrıca yine İstanbul özelinde İstanbul'da yaşayan insanların taleplerini, nasıl bir belediye başkanı ve nasıl bir anlayışla yönetileceğini, taleplerini biz adayımız belirlenmeden çok uzun sürelerden önce, kamuoyu araştırmalarıyla, sahadaki bildirimlerle bir çalışma yaptık. Ekrem İmamoğlu da tam İstanbul halkının beklentilerine denk düşen bir aday oldu. Bunların sonucunda 25 yıl sonra CHP, büyükşehri kazandı. İstanbul'un sosyal demokrat bir belediyecilik anlayışına ihtiyaç duyduğunu biliyoruz. İstanbul'daki 16 milyon seçmen mevcut iktidarın yarattığı iklim nedeniyle daha özgür nefes alıp daha özgür yaşamak istediğini bize hissettirdi.

- Seçimlerde 2 ilçeyi kaybederken yeni iki ilçe kazandınız. Silivri'de DSP adayının aldığı oy ile kaybedildi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kişiler ve partiler değiştirilebilirler. Ama bir partide siyaset yaparken sırf aday olmadı diye parti değiştirmeyi ilkesel olarak doğru bulmuyorum. DSP'nin geçmiş seçimlerde seçime giremeyip de bu yerel seçimlerde bizim partimizde adaylaşamayan kişileri alıp aday yapmasını Saray'ın operasyonuna aracı kurum olarak nitelendiriyorum. DSP'nin bu seçimdeki rolünü anlatan cümlenin ‘Demokratik Saray Partisi' olduğunu düşünüyorum. Bu Şişli'de tutmadı. Ancak Silivri'yi kaybetmemize neden oldu. Bu anlamda kabul edilebilir bir şey değil ama sonuç böyle ortaya çıktı.

- Devletin kurumu Anadolu Ajansı'ndan saatlerce veri akışı sağlamadı. Bu konuya ilişkin düşünceniz?

Her seçimde gerçek veriler yerine seçim sonuçlarını yukarından başlatarak algı operasyonları yaptıklarını görüyoruz. Bu şekilde seçimi kazanmaya dönük halkın oyunu etkiliyorlar. Bu seçimlerin özelinde de biz bütün sistemlerimizde hızlı veri akışlarıyla, ıslak imzalı tutanaklarla dahil olmak üzere seçim sonuçlarını takip ettik. Bu seçimde de algı operasyonu yaptılar. Yine yüksek oydan başladılar. Bir süre sonra bizlerde elimizdeki verileri paylaştığımızda verilerin tutmadığını görünce ne yapacaklarını şaşırarak panik oldular. Bizim verileri yakından takip etmemiz ve açıklamamız algı operasyonlarını engelledi.

- AKP'nin masa başında seçimleri almaya çalıştığı görülüyor. CHP olarak ne tür önlem aldınız?

Bu sandıktan çıkacak sonuca herkes saygı göstermeli. Tıpkı bütün seçimlerde olduğu gibi. İstanbul'da Ekrem İmamoğlu seçildi. Biz sandık güvenliğini öyle bir sağladık ki sandığa olan güveni yeniden hissettirdik. Sadece kendi oyumuzun bir tanesinin bile başka partiye geçmesine izin vermiyoruz. Seçimden 27 bin 500 oyla Ekrem İmamoğlu çıktı. AKP'nin bütün ıslak imzalı tutanakları elimizdeyken masa başında seçimi almaları mümkün değil. Bizim sandıktan aldığımız ve halkın iradesini temsil eden oyu İstanbul'da hiç kimse masa başında alamaz. Bunu net bir şekilde ifade edelim.

1 Nisan, İstanbul'da yeni bir başlangıcın günü oldu. Artık İstanbul'da yaşayan 16 milyon vatandaşımız huzurlu bir şehirde yaşayacak.