GÜNCEL

"15 Temmuz’un gölgesinde kurulan rejim: Anayasasızlık ve muhalefetsizlik"

Prof. Dr. Menderes Çınar: “15 Temmuz, Erdoğan’ın başkanlık gündemini gerçekleştirme fırsatı oldu. OHAL sürecinde fiili bir anayasasızlık düzeni kuruldu…”

15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin üzerinden 9 yıl geçti. “Allah’ın lütfu” sözleriyle hatırlanan bu olay, Erdoğan iktidarının “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ne geçiş sürecinin başlangıcı oldu. Süreci değerlendiren siyaset bilimci Prof. Dr. Menderes Çınar, darbe sonrası Türkiye’de otoriter bir rejimin kurumsallaştığını, muhalefetin ise bu dönüşüm karşısında etkisiz kaldığını söylüyor.

“Darbe Erdoğan’a başkanlık İçin fırsat yarattı”

Çınar’a göre, Erdoğan 15 Temmuz’u demokratikleşme fırsatı olarak değil, “neredeyse bütün iktidarı tekeline alacağı bir başkanlık sistemine geçiş” aracı olarak değerlendirdi. 2011’den beri gündeminde olan bu hedef, darbe girişiminin ardından hızla hayata geçirildi.

“Darbe yeterince soruşturulmadı, Meclis komisyonu çalıştırılmadı. Erdoğan kendi liderliğini yüceltecek bir anlatı kurdu. Oysa bu darbe, Türkiye’de sivilleşme ve demokratikleşme söylemlerinin içinin boş olduğunu gösteren siyasi bir başarısızlıktı,” diyor Çınar.

“CHP Erdoğan’ın parametrelerine teslim oldu”

Muhalefetin, özellikle de CHP’nin, Erdoğan’ın belirlediği sınırlar içinde kaldığını vurgulayan Çınar, milletvekili dokunulmazlıklarının Anayasa’ya aykırı olduğunu bile bile kaldırılmasının bu tabloya örnek olduğunu söylüyor:

“Kurumsal muhalefet zayıftı. Toplumsal muhalefet de baskı, sembolik/fiziksel şiddet ve OHAL uygulamalarıyla sindirildi.”

“OHAL ile anayasasızlık kurumsallaştı”

Anayasa Mahkemesi’nin OHAL kararnamelerini denetlemeyeceğini ilan etmesiyle, Erdoğan’ın işinin kolaylaştığını belirten Çınar, “Fiili bir anayasasızlık düzeni kuruldu. AKP içinden bile çıkabilecek itirazlar baskı altına alındı. Parti marjinalleştirildi,” dedi.

“Başkanlık sistemi tartışmalı referandumla yasallaştı”

Erdoğan’ın OHAL döneminde ülkeyi kararnamelerle yönettiğini hatırlatan Çınar, bu fiili otoriter kapasitenin, başkanlık sistemine geçişi mümkün kıldığını belirtti:

“Bu sistem Erdoğan için tasarlandı. Ne Meclis’te ne toplumda tartışıldı. Kampanya ve oy sayımı açısından tartışmalı bir referandumla anayasalaştırıldı.”

“Erdoğan rejimini kalıcılaştırmak için muhalefeti evcilleştirmek istiyor”

Çınar’a göre Erdoğan’ın “darbe anayasasını değiştirme” söylemi inandırıcılığını yitirdi. Zira iktidar, demokrasiye değil, mutlak güç birikimine yöneldi:

“Şimdi hedef, Erdoğan sonrası döneme uygun, rejimi sürdürecek bir model geliştirmek. Bu rejim, sadece iktidarı konsolide etmeye odaklı; yönetemeyen, çözüm üretemeyen, demokratikleşmeden uzak bir yapıya dönüştü. Amaç, güçlü muhalefeti ortadan kaldırmak ve kalanını pazarlık masasına oturtmak.”