GÜNDEM

Lübnan modeli nedir? Bahçeli’nin önerisinin ardındaki sistem tartışılıyor

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Cumhurbaşkanı yardımcılarından birinin Kürt, diğerinin Alevi olması yönündeki önerisi, kamuoyunda “Lübnan modeli” tartışmalarını beraberinde getirdi.

Bahçeli’nin bu çıkışı, hem destek hem de eleştiri alırken, akıllara Lübnan ve Irak’taki etnik ve mezhepsel temsiliyet sistemlerini getirdi.

Peki Lübnan modeli nedir, nasıl oluştu ve neden eleştiriliyor?

Lübnan’da mezhep temelli siyasi yapı nasıl kuruldu?

Osmanlı döneminde yarı özerk bir yapıya sahip olan Lübnan, 1. Dünya Savaşı sonrasında Fransız mandası altına girdi. 1926’da ilan edilen anayasa ve 1943’teki bağımsızlıkla birlikte, mezhepsel temsiliyete dayalı “Ulusal Pakt” oluşturuldu.

Bu paktla birlikte:

Cumhurbaşkanlığı Maruni Hristiyanlara,

Başbakanlık Sünni Müslümanlara,

Meclis Başkanlığı ise Şii Müslümanlara verildi.

Parlamento üyelikleri ise Hristiyanlar ve Müslümanlar arasında 6/5 oranında dağıtıldı.

Taif anlaşması: Sistemde revizyon

1975-1990 yılları arasında yaşanan iç savaşın ardından, Suudi Arabistan’ın Taif kentinde imzalanan anlaşmayla siyasi denge kısmen yeniden düzenlendi. Buna göre:

Parlamento dağılımı 6/5’ten 50/50 oranına çekildi.

Maruni Cumhurbaşkanı’nın yetkileri azaltıldı, yürütme ağırlıklı olarak Başbakan ve Bakanlar Kurulu’na verildi.

Meclis Başkanı’nın yetkileri artırıldı.

Konfesyonalizm nedir?

“Lübnan modeli” olarak da bilinen konfesyonalizm, siyasetin dinî ve mezhebî gruplar temelinde yapılandığı bir sistemdir. Bu yapı:

Temsiliyeti nüfus oranına göre dini gruplara dağıtır,

Parti ve ideoloji yerine mezhep kimliği önceliklidir,

Sistemin işlemesi uzlaşıya dayalıdır ancak sık sık tıkanır.

Lübnan modeline yönelik eleştiriler

Bu sistemin amacı çatışmayı önlemek olsa da;

Hükümet kurma süreçleri uzuyor,

Siyasi tıkanıklıklar ve krizler kronikleşiyor,

Mezhepsel kimlikler siyaset üstünde etkili,

Yolsuzluk ve dış müdahale riski artıyor,

Ekonomik çöküş derinleşiyor (özellikle 2019 sonrası).

Irak’ta muhassasa sistemi

Irak’ta da benzer bir güç paylaşımı sistemi uygulanıyor. ABD’nin 2003’teki işgali sonrası kurulan düzene göre:

Cumhurbaşkanı Kürt,

Başbakan Şii Arap,

Meclis Başkanı Sünni Arap oluyor.

Bu kota sistemi de, mezhepçiliği derinleştirdiği ve yolsuzluğu artırdığı gerekçesiyle yoğun eleştiriliyor.