Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyaretinden dönüşünde uçaktaki gazetecilerin soruları önceden hazırlandığı ortaya çıktı. Uçaktaki gazetecilerden Ahmet Hakan, bugünkü köşe yazısında soruların aşamalarını tek tek anlatarak itiraf etti.
Hakan, yazısında İletişim Başkanlığı’nın gazetecilerden hangi soruları soracaklarını önceden istediğini ve soruların cevabıyla birlikte liste hâlinde hazırlandığını belirtti. “Gazetecilerin soruları, Cumhurbaşkanı’nın cevapları falan… Hepsi tiyatroymuş. Bu ahlaksız iddianın ciddiye alınır bir tarafı yok,” dedi.
Hakan, yöntem olarak şunları aktardı: “İletişim Başkanlığı, gazetecilere ‘Hangi soruları soracaksınız’ diye soruyor. Amacı, mükerrer soru olmaması ve soruların çeşitlenmesi. Soracağımız soruyu özgürce, hiçbir kısıtlama olmaksızın iletiyoruz. İletişim Başkanlığı da sorulara müdahale etmeden sıralama yapıyor. Basın toplantısında da Cumhurbaşkanı’na dilediğimiz gibi soruyu soruyoruz. Bazen araya girmeler de olabiliyor.”
Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Hakan’ın itirafını “gazetecilik ayıbı” olarak değerlendirdi. Bildirici, Hakan’ın hâlâ açıkça belirtmediği yöntemi şu şekilde özetledi:
- Gazeteciler soruları saatler öncesinden İletişim Başkanlığı’na veriyor; hangi soruların sorulacağı onaylanıyor.
- Onaylanan sorular liste hâlinde uçaktaki gazetecilere dağıtılıyor ve o sırayla okunuyor.
- Sorular önceden belirlendiği için Erdoğan’a soruların yanıtlarını içeren kartlar konuyor.
- Uçaktaki sohbet, İletişim Başkanlığı tarafından düzeltildikten ve onaylandıktan sonra gazetecilere dağıtılıyor; medya metni haber olarak yayınlıyor.
Bildirici, “Cumhurbaşkanlığı uçağındaki bu yöntem basın toplantısı değil, olsa olsa basın toplantısı mizanseni. Gazeteci, karşısındaki kim olursa olsun sorusunu önceden verip onay almaz, onaylı soru sormaz,” diyerek durumu eleştirdi.
Ahmet Hakan’ın yazısı, gazetecilik etiği ve özgürlüğü açısından tartışma yarattı; hem soruların önceden hazırlanması hem de onaylı sorularla yapılmış uçak sohbeti, medyada eleştirilen başlıca noktalar oldu.