Alan Turing; Bilgisayar biliminin kurucusu

Günümüzde çok az insanın adını bildiği, bir matematik dehasıdır. Bilgisayar biliminin kurucusu olarak geçer. Bilgisayarın tarihi belki Charles Babbage’ ye kadar indirelebilir. Gerçek bir polimat olan Babbage, Fark Makinesi adı verilen, insanların yaptığı hesaplamaları hata yapmadan gerçekleştiren makine icat edecektir.

Alan Turing ise Babbage’yle başlayan bu yolun gerçek bilim tasarımcısıdır. İkinci Dünya savaşı sırasında Nazileri bitiren buluşa imza atmıştır. Dünya savaşından neredeyse 50 yıl sonra açıklanan İngiliz İstihbarat servisinin arşivleriyle gün yüzüne çıkmıştır.

Savaşı bitiren bir kahramandır aslında. 1936 yılında kaleme aldığı “On Computable Numbers With an Application to the Entscheidungsproblem”, Türkçe adıyla “saptama problemi hakkında bir uygulama ile hesaplanabilir sayılar üzerine” adlı makalesiyle bugün kullandığımız bilgisayarların yolunu açtığında daha 24 yaşındadır.

Turing matematiğin problemleri çözebileceğine ve bunun bir makine vasıtasıyla kâğıt şeritlere sembolik olarak basılacağını hayal etti ve bunun üzerine yoğunlaştı. Şeridin kendi içinde kurallarını belirledi ve fonksiyonları ona göre ayarladı. Bunu adına “Turing Makinesi” denildi.

Nazilerin kullandığı ve çözülemez denilen şifreli mesajlarını çözmeyi yani Enigma’yı kırmayı başardı. Savaşın seyrini değiştirdi. Bunun sonucunda savaşın sürmesini ve neredeyse 80 milyon insanın ölmesini engellemiş gerçek bir kahraman olarak tarihin tozlu sayfalarında yerini aldı.

Turing hakkında birkaç hatırlatma yapacak olursak, Hindistan da memur olan babası 1912 de doğan oğlu Alan için tekrar İngiltere’ye dönmüş ve oğlunun burada eğitim alması için onu tutucu bir okul olan Sherborne School’a göndermişti. Küçük yaşlardan itibaren matematik dehası olduğu Einstein’ın çalışmalarını kavramasından belliydi. Bu okulda Cristopher adlı bir arkadaşıyla duygusal ve tensel birliktelik yaşamış, onun sığır vereminden ölmesiyle inancını kaybetmiş ve ateist olmuştu. Eğitimine Cambridge de devam etmiş ve 1934 tarihinde onur derecesiyle bitirmiştir.

Akademik üye olmasını sağlayan bu derece hesaplanabilir sayılar üzerine yaptığı çalışmasıylaTuring efsanesinin doğmasına yol açan başarının ilk adımlarıdır. Yazdığı makale bir devrime ve paradigmaya neden olmuştur. Alman matematikçi Kurt Gödel’in” Evrensel Makine” çalışmalarına bir dayanak sağlamıştır.

Üç çarklı bir makine olan Enigma stratejik manevraları içeren şifrelemeleri ile müteffikleri zor duruma sokuyordu. Bu şifrelerin kırılması için İngiliz hükümeti tarafından oluşturulan Bletchley Park’a çalışması için davet edilmişti. Zamanla yarışan bu grup bazen şiflerin çözümünde zorlanıyordu. Hut 8 ekibiyle birlikte bunu sadece kendisinin çözebileceğini söyledi ve öyle de oldu. “Bombe” adı verilen bu sistemde bir insanın yapması uzun süren şifre çözme olayı en aza indirgeniyordu. Alan Turing bu dönemde birçok buluş yaptı ancak Turingismus, colossus makinelerini geliştirerek çığır açmıştı.

Bir makine düşünebilir mi sorusuyla Turing Testini icat etti ve Manchester Mark 1 ve Pilot ACE (otomatik hesaplama motoru) üzerinde çalıştı.

Savaşın yön değiştirmesini sağlayan bu kahramana 1945 de şövalyelik nişanı ve 1951 de Royal Society Kraliyet cemiyetine kabul edilmesine rağmen, devlet yetkilileri ve istihbarat O’nun ne yaptığını ve kim olduğunu tam olarak bilmiyordu. Bunda en büyük etken O’nun eşcinsel olduğunu açıklamasıyla yaşanıyordu. O tarihlerde Avrupa'da ve Amerika’ da eşcinsellere uygulanan cezalar çok büyüktü. Hukuken yasaktı. 1952 de homoseksüelliğin bir hastalık olduğu düşünüldüğü için ya işinden ayrılması veya hapishaneye yatması ya da hormon tedavisini kabul etmesi şartı kondu. İcat ettiği makineden ve buluşlarından ayrılmak istemeyen Turing hormon almayı kabul etti. Verilen kimyasal ile hadım ediliyordu. Bu da fiziksel olarak bazı becerilerini kaybetmesine ve çalışamaz hale gelmesine neden oluyordu. Ancak yine de matematiksel biyoloji ve organizmalara biçim veren “morfogenez” kavramı üzerine çalışmalar yaptı. 8 Haziran 1954 de evinde ölü bulundu. Aldığı hormon kimyasalları yüzünden öldüğü veya yanı başında bulunan ısırılmış yarım elma ile siyanürle zehirlendiği ya da intihar ettiği düşünülmüştür.

Gerçek bir deha olan, matematikçilerin kalbinde ayrı yeri olan ve adıyla her yıl düzenlenen Turing ödülleri ile kendisine yaşarken verilmeyen önem verilmeye çalışılır. 2009 da İngiliz hükümeti eşcinsel olduğu için yaptıkları ceza nedeniyle kendisinden resmi olarak özür dilemiş olsa da O bunu hiçbir zaman kendi içinde yaşamamanın acısıyla bu dünyadan ayrılmıştır.2014 yılında “The İmitation Game” filmiyle hayatı beyaz perdeye aktarılmıştır. Başrollerinde Benedict Cumbortbatc ve Keira Knigtley yer almıştır. Film de cinsel tercihleri sebebiyleyaşadığı sorunlar yalnızlaştırmalar ve Enigma’nın çözümü anlatılıyor. Benedict’inoyunculuğu oldukça başarılıdır. İzlemeyenlere önerimdir.

Sonuç olarak bir dünya savaşını seyrini değiştiren ve birçok insanın ölümünü engellemiş bir kahraman olarak tarihte ve gönüllerde kalacak ve anılacaktır.