Son yılların en popüler diyet yöntemlerinden biri olan aralıklı oruç (intermittent fasting), kilo verme ve metabolizmayı düzenleme konusunda sıkça övülse de yeni araştırmalar bu yöntemin sanıldığı kadar güvenli olmayabileceğini ortaya koydu.
Hollywood yıldızlarından teknoloji patronlarına, hatta İngiltere’nin eski başbakanı Rishi Sunak’a kadar pek çok isim aralıklı oruçla kilo verdiklerini açıklamıştı. Bilimsel veriler de uzun süre bu yöntemin metabolizmayı iyileştirebileceği, hücre onarımına yardımcı olabileceği ve yaşam süresini uzatabileceğini öne sürüyordu.
Ancak son yapılan geniş çaplı bir araştırma, aralıklı orucun özellikle kalp ve damar sağlığı açısından ciddi riskler barındırabileceğini gösterdi.
Araştırmadan çarpıcı sonuçlar
ABD’de 19 binden fazla yetişkinin sekiz yıl boyunca takip edildiği çalışmada, günde 8 saatten kısa sürede gıda tüketenlerde kalp ve damar hastalıklarından ölme riskinin %135 arttığı tespit edildi.
Araştırmaya göre, bu risk sigara kullananlarda, diyabet hastalarında ve hali hazırda kalp rahatsızlığı bulunanlarda daha da yükseliyor. Genel ölüm riski ile aralıklı oruç arasındaki bağ ise zayıf bulundu, fakat kardiyovasküler hastalık kaynaklı ölüm oranı, yaş, cinsiyet ve yaşam tarzı fark etmeksizin yüksek çıktı.
Uzmanların uyarıları
Çalışmanın baş yazarı, Şanghay Jiao Tong Üniversitesi’nden epidemiyoloji uzmanı Prof. Victor Wenze Zhong, bulguların şaşırtıcı olduğunu belirterek, “Beslenmenin kalp hastalıkları ve diyabetin temel nedeni olduğunu biliyoruz. Ancak gün içinde sekiz saatten kısa süre gıda alanlarda ölüm riskinin yükselmesi, dikkat çekici bir sonuç” dedi.
Endokrinoloji uzmanı Prof. Anoop Misra ise aralıklı orucun kilo vermek, insülin duyarlılığını artırmak ve tansiyonu düşürmek gibi faydaları olduğunu kabul ediyor. Ancak yöntem aynı zamanda besin eksiklikleri, kolesterol artışı, aşırı açlık, baş ağrıları ve uzun vadede uyum zorluğu gibi dezavantajlar da barındırıyor. Özellikle diyabet hastalarında kontrolsüz uygulandığında kan şekeri düşüklüğü ve abur cubur tüketimi gibi riskler ortaya çıkabiliyor.
Sonuç: “Ne yediğiniz” daha önemli olabilir
Bilim insanları, aralıklı orucun mucizevi bir yöntem olarak görülmemesi gerektiğini vurguluyor. Prof. Zhong, kişilerin sağlık durumuna göre kişiselleştirilmiş beslenme planlarının daha doğru bir yaklaşım olacağını belirterek şu uyarıyı yapıyor:
“Mevcut veriler ışığında, insanların ne zaman yediğinden çok, ne yediğine odaklanması daha önemli görünüyor. Özellikle kalp hastalığı veya diyabeti olanların günlük 8 saatlik beslenme aralığını uzun süre benimsemeleri riskli olabilir.”