Bursa Büyükşehir Belediyesi, birinci derece deprem kuşağında yer alan Bursa'nın muhtemel depremin yıkıcı etkilerine karşı daha dirençli hale gelmesi için 'Deprem Sığınma Ünitesi Projesi'ni hayata geçiriyor. Deprem anında insanların güvenli bir şekilde korunabilmesini amaçlayan proje, can kayıplarının önüne geçilmesi ve arama kurtarma ekiplerine zaman kazandırılmasını hedefliyor.
Bursa Büyükşehir Belediyesi, deprem öncesinde ve deprem anında da insan hayatını koruyabilmek için önemli bir projeyi hayata geçirdi. Deprem sırasında can kaybı yaşanmaması için 'Deprem Sığınma Ünitesi Projesi'ni geliştiren Büyükşehir Belediyesi, çalışmayla deprem anında bireylerin güvenli nokta olarak sığınabilecekleri sığınma ünitelerini binalarda yaygınlaştırmayı hedefliyor.
Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde geliştirilen projenin paydaşları arasında Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), Ulutek Teknopark, Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB), İTÜDER, İşbir Yatak ve Gökçelik bulunuyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM) tarafından düzenlenen 'Deprem Sığınma Ünitesi Projesi' çalıştayı, Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi'nde akademisyenlerin, iş insanlarının, kamu kurumu ve sivil toplumu kuruluşu temsilcilerinin ve oda başkanlarının katılımıyla gerçekleştirildi.
İnsan hayatını merkeze alan proje
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, depremin ne kadar önemli olduğunu bildiklerini, deprem öncesinde alınacak tedbirlerle can kayıplarının önüne geçilebileceğini vurguladı. Geliştirilen projeyle insan hayatını merkeze alan, ortak akla ve bilime dayanan güçlü bir sorumluluk çağrısı yaptıklarını söyleyen Başkan Mustafa Bozbey, 'Can güvenliği meselesine vicdanla ve kararlılıkla sahip çıkıyoruz. Türkiye'nin yüzde 92'si deprem bölgesidir. Türkiye nüfusunun ise yaklaşık yüzde 95'i deprem riski altındaki bölgelerde yaşıyor. Bursa'nın birinci derece deprem bölgesi olduğunu unutmamalıyız. Yapılacakların yanında toplumun bilinçlendirilmesi ve bilgilendirilmesi gerekiyor' dedi.
'Bursa'daki yapıların yüzde 62'si kaçak'
Denetim konusunda eksiklikler giderilmedikçe 20 yıllık binaların yıkılarak yenilerinin yapılmaya devam edileceğini ifade eden Başkan Mustafa Bozbey, 'Bursa'daki yapıların yüzde 62'si kaçak yapılmış. Sadece konut değil, sanayi de kaçak yapılmış. Toplumsal dönüşümü sağlamalıyız. Aksi takdirde bir depremde yine hep beraber ağlayacağız. Deprem öncesinde yapıları güvenli hale getirmek zorundayız. 1/100.000'lik Çevre Düzeni Planı ile birlikte Bursa'nın 'Kent Anayasası'nı oluşturuyoruz. Toplumun da bu çalışmalara sahip çıkması gerekiyor' diye konuştu.
'Bursa ovası her yıl 6 santim çöküyor'
Kentsel dönüşüm projelerine hız verdiklerini anlatan Başkan Mustafa Bozbey, 'Yakın zamanda bir bilim insanımız 'Bursa Ovası her yıl 6 santim çöküyor' bilgisini paylaştı. 10 yılda Bursa Ovası 60 santim çöktü. Bunun sebebi üniversitelerimiz tarafından araştırılmalıdır. Bizim ise bilim insanlarının göstereceği yönle beraber ovanın çöken kısımlarını ya planlama dışına almamız ya da alternatif çözüm üretmemiz gerekir' dedi.
'Depremi korkmadan, bilinçlenerek karşılamalıyız'
Deprem öncesinde afet konteynerlerini dağıtmaya devam ettiklerini, mahallelerdeki afet gönüllülerinin de güçlü bir şekilde yetiştirilmesi gerektiğini belirten Başkan Mustafa Bozbey, 'Depremi önleyemediğimize göre hazırlıklarımızı yapmalıyız. Toplanma alanlarını tüm yönleriyle belirlemeliyiz. Bursa'da da beklenen bir deprem var. İstanbul merkezli de olabilir. Sındırgı'daki depremler Bursa'yı etkiliyorken, İstanbul merkezli bir depremin Bursa'yı etkilememesi düşünülemez. Deprem gerçeğini unutmadan ama korkmadan, bilinçlenerek karşılamalıyız. Bu açıdan projenin değerli olduğunu düşünüyorum. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum' diye konuştu.
'Bireylerin hayatta kalmasını maksimum düzeye çıkarmayı hedefliyoruz'
Proje hakkında bir sunum yapan BURKENT Genel Müdürü İnan Keser, deprem bölgesinde yer alan Bursa'da muhtemel bir can kaybı yaşanmaması için kısa vadeli acil eylem projesi geliştirdiklerini söyledi. Projenin aşamaları hakkında bilgi veren Keser, 'Projeyle, deprem anında bireylerin hayatta kalmasını maksimum düzeye çıkarmayı hedefliyoruz. Evlere yerleştirilen sığınma ünitesiyle, insanların depremde güvenle sığınabileceği ortam oluşturuyoruz. Bir ev eşyası gibi tasarlamayı hedefledik. Her evde mutlaka iki kişilik bir yatak yeri var. Her eve uygulanabilmesi için bu gerçekle projenin tasarımını yaptık. Sığınma ünitesi 800 kilo ağırlığında ve 400 ton taşıma kapasitesine sahip. İçerisindeki hacmi 3-4 kişiye kadar yeterli. Birçok teste tabi tuttuk' dedi.
'Binlerce insanı kurtarma imkânına kavuşabiliriz'
İnsanların en çok ünitenin binaya ekstra ağırlık bindirip bindirmediğini merak ettiğini belirten Keser, 'Herkes evine alsa binaya olumsuz etki oluşturur mu?' sorularıyla karşılaştıklarını dile getirdi. Bununla ilgili birçok hesaplama yaptıklarını söyleyen Keser, 'Öyle bir ek yük oluşturmadığını, yüzde 1 bile etkisi olmadığını gördük. Herkesin ulaşabilmesi için en ekonomik ve düşük maliyetle proje üretmemiz gerekiyor. Bu konuda kamunun elini taşın altına koymasını bekliyoruz. Proje, sadece binalarda değil tüm alanlarda uygulanabilir. Bu proje yaygınlaştırılırsa arama kurtarma işlemleri için de zaman kazanmış olabiliriz. Belki de ünitelerin içerisinde kalan binlerce insanı kurtarma imkânına kavuşabiliriz. Projeye destek olan tüm kurumlara teşekkür ediyoruz' dedi.
Program, konuşmaların ardından masa toplantılarıyla devam etti.