2000 yılında evinde boğazı kesilerek öldürülen lise öğrencisi Çağla Tuğaltay’ın faili meçhul dosyası, 25 yıl sonra yeniden gündeme geldi. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, dosyadaki DNA örneklerini Interpol veri tabanına gönderdi. Cumhuriyet’ten Erdem Öktem’in aktardığına göre, bu adım soruşturmanın uluslararası çapta yeni bir boyut kazanmasını sağladı.
Davanın gönüllü avukatlarından Ümit Altay, yıllardır çözülemeyen çelişkileri ve soruşturmadaki eksiklikleri tekrar gündeme taşıdı. Altay, ailenin alt kat komşusu Gökçe Ç.’nin ifadesinin yıllar sonra alındığını, tanığın “Çağla eve girdiğinde ‘aa’ şeklinde bir şaşırma sesi duydum, abisi İlker sürpriz yaptı sandım” dediğini aktardı.
Altay ayrıca, baba Nedim Tuğaltay’ın olay saatinden önce balkonda kan lekeleriyle görüldüğünü belirten tanıklar bulunduğunu, ancak bu iddianın olay yeri keşfinde “görülemez” raporuyla geçiştirildiğini söyledi. Mutfak penceresinden balkona net şekilde görüldüğünü kendi tespitleriyle ortaya koyduklarını ifade etti.
Dosyada, Çağla’nın o dönemdeki sevgilisi Hüseyin’in olay yerinden koşarak uzaklaştığını gören üç tanığın olduğu da belirtiliyor. Avukat, Hüseyin’in aile tarafından hiçbir zaman şüpheli görülmemesinin, olay günü aileyle karşılaştığı ve bildiklerini açıklamaması için korunduğu ihtimalini güçlendirdiğini savundu.
Altay, olay yerinden yeterli delil toplanmadığını, bazı eşyaların aileye teslim edildiğini de hatırlattı. 2000’de hazırlanan kriminal raporda tırnak altı DNA bulunmadığı yazılmasına rağmen, 2013’te yapılan incelemede DNA tespit edildi. Raporda imzası bulunan kriminal uzman ise 2016’da FETÖ üyeliğinden tutuklandı.
Bu yeni gelişme, 25 yıldır çözülemeyen dosyanın uluslararası çapta tekrar değerlendirilmesine ve olası faillerin tespitine yönelik umutları artırdı.