Adapazarı Belediyesi'nin CHP'li Belediye Meclisi Üyesi Serhat Erişir, son denemde Belediye Başkanı Mutlu Işıksu'nun Adapazarı İlçe Örgütü'nün eleştirileri karşısında takındığı tavrı ve Orhangazi Kültür Merkezi'ni CHP İlçe Kongresine tahsisini engellemesini eleştirdi.
Erişir, İşıksu'nun "Anketlere göre Türkiye'nim en başarılı belediye başkanıyım" dediğine de işaret ederek, "Güzel, anketlere inanıyorsunuz. O zaman aynı anketlerde CHP’nin Türkiye’nin birinci partisi çıktığını da kabul ediyorsunuz demektir. Sizi anketleyen şirkette Chp birinci parti. Eğer anketlere güveniyorsanız, AKP’nin vay haline!" ifadelerini kullandı.
Erişir'in geçen haftaki Belediye Meclisi'nde, Adapazarı Belediye Başkanı Mutlu Işıksu'ya yönelttiği eleştiriler şöyle:
Geçtiğimiz hafta partimizin olağan kongresi için Adapazarı Belediyesi’nden Orhangazi Kültür Merkezi için salon talebinde bulunduk. İstediğimiz tarihler “Tarihler dolu” denilerek talebimiz reddedildi. Biz de dedik ki, “Madem dolu, o halde bize boş tarihleri bildirin.” Ama telefonlarımıza cevap verilmedi, hatta telefonlar kapatıldı.Burada mesele sadece bir salon meselesi değildir. Burada mesele, demokrasinin en temel gereği olan örgütlü siyasetin önünü kesme girişimidir. Adapazarı belediyesi, hangi partiden olursa olsun tüm siyasi partilere eşit mesafede durmak ve kamuya ait imkânları adil biçimde kullandırmak zorundadır. Salonları kapatarak halkın iradesini, örgütlü mücadelesini engelleyemezsiniz. Telefonları kapatarak, demokratik taleplerimizi susturamazsınız.
Geçtiğimiz toplantıda Sayın Mutlu Işıksu’nun, “Birilerinin dinle problemi var” şeklindeki ithamını doğru bulmuyoruz. Bizim ne Kuran kurslarıyla ne de halkımızın dini değerleriyle bir problemimiz asla olmamıştır, olamaz.Bizim derdimiz, hukuksuzlukla ve kamu hakkının gasp edilmesiyle ilgilidir. Camili Mahallesi’nde yaşanan olayda da durum çok açıktır: İmar planında park alanı olarak ayrılmış bir yerde, dernek tabelası altında yapı yapılmıştır. Burada ne resmi bir Kuran kursu vardır, ne de Diyanet denetiminde yürüyen bir faaliyet.Üstelik bu konuyu biz değil, vatandaşlarımız bize şikayet ederek gündeme taşımıştır. Halk, çocuklarının oyun alanı olan parkların işgal edilmesine tepkilidir. Biz de bu kürsüden vatandaşın sesini dile getiriyoruz.Sayın Başkan, dini değerlerimizi kalkan yaparak imar mevzuatını ihlal etmek doğru değildir. Bizim problemimiz Kuran kurslarıyla değil, hukuksuzlukladır. Bizim itirazımız, dini değerlerin rant ve siyaset için kullanılmasınadır.Park, park olarak kalmalı; halkın hakkı korunmalıdır. Biz de Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak halkımızdan gelen şikayetlerin takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Bir diğer konu her defasında bizleri “heykelcilik yapmakla” itham etmesidir. Cumhuriyet Halk Partisi’ni heykel yapmakla suçlamak, partimizin yüz yıllık hizmet mücadelesini görmezden gelmektir. CHP; köy enstitülerinden sosyal belediyeciliğe, fabrikalardan kültür merkezlerine kadar bu ülkenin kalkınma hafızasıdır. Biz heykel değil, insana yatırım yapan bir partiyiz.
Bir yandan, “CHP’li belediyeler çöp toplayamıyor” eleştirisidir. Buradan açıkça söylüyorum: İstanbul’dan İzmir’e, Ankara’dan Eskişehir’e kadar CHP’li belediyeler bugün sadece çöp toplamıyor; sosyal yardımlar yapıyor, öğrencilere burs veriyor, kreş açıyor, kent lokantaları açıyor, yeşil alan üretiyor, modern ulaşım hizmetleri sunuyor. CHP’li belediyeler kriz döneminde halkın yanında olmuş, her türlü imkânsızlığa rağmen çözüm üretmiştir.
Kısacası Sayın Başkan, bizi karalamak kolaydır ama gerçekler ortadadır: CHP’li belediyeler halkçı, şeffaf ve katılımcı yönetim anlayışıyla Türkiye’ye örnek olmaktadır. Bizim mücadelemiz halka hizmet mücadelesidir.
Ve Sayın Başkan, siz diyorsunuz ki “anketlerde en başarılı belediye başkanlarından biriyim.” Güzel, anketlere inanıyorsunuz. O zaman aynı anketlerde CHP’nin Türkiye’nin birinci partisi çıktığını da kabul ediyorsunuz demektir. Sizi anketleyen şirkette Chp birinci parti. Eğer anketlere güveniyorsanız, AKP’nin vay haline!
Sözlerimi güzel bir sözle bitirmek istiyorum; İnsanların varlığını belirleyen şey, bilinçleri değil; toplumsal yaşam koşullarıdır. Yani ne diyor Karl Marx burada; Belediye halkın yaşam koşullarını iyileştirmiyorsa, yaptığı iş göstermeliktir.