Çarşamba günü Twitter hesabından yayınladığı bir mesajla aktif siyaseti "bu aşamada" bıraktığını duyuran, Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Türkiye'nin "Daha fazla otoriterleşen, yoksullaşan, kamplaşan ve dışarıya daha da bağımlı" bir ülke olacağını dile getirdi.

Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan Demirtaş, Artıgerçek gazetesinden İrfan Aktan'a verdiği röportajda, siyaseti bırakma kararı ile ilgili olarak, "aylar önce HDP Genel Merkezi'ne sonuçlar ne olursa olsun seçimlerden sonra aktif siyasi çalışma yürütmeyeceğini belirttiğini" aktardı. Partisine yönelik eleştirilerinin "tümüyle iyi niyetli, yapıcı ve katkı sunma amaçlı" olduğunu vurgulayan Demirtaş, "Hiç kimse, eleştirilerimi HDP'yi yıpratmak için kullanmaya kalkmasın. Ben HDP'liyim ve öyle de kalmaya devam edeceğim. Bunu herkesin iyi bilmesini istiyorum" dedi.

Sonuçlara hem üzüldüm hem öfkelendim

CHP’den yayın yasakları için önerge CHP’den yayın yasakları için önerge

Seçimlerin ardından çıkan sonuçları beklemediğini, hem Yeşil Sol Parti hem de Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na daha fazla oy beklentisi içinde olduğunu belirten Selahattin Demirtaş,  "Sonuçlara hem üzüldüm hem de muhalefetin seçim akşamı verdiği dağınık görüntüye öfkelendim" ifadesini kullandı. Seçimin asıl galibinin Kılıçdaroğlu olduğunu dile getiren Demirtaş, yapılan hileler, yurt dışı oyları ve sonradan vatandaş yapılanların verdiği oylarla ibrenin Erdoğan'dan yana döndüğünü belirtti. Seçim sürecinin demokrasi ve halk iradesi ile bir ilgisi olmadığını savunan Eski HDP Eş Genel Başkanı, "Olanlar tümüyle bir operasyondu" dedi.

Seçim zaferinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ankara'da yaptığı balkon konuşması sırasında kitlenin, "Selo'ya idam" sloganlarını, hücre arkadaşı Selçuk Mızraklı ile birlikte duyduğunu ve o tabloya hem güldüğünü hem de "o güruha acıdığını" belirterek, "Liderleriyle birlikte Saray'ın bahçesinde Orta Çağ görüntüsü veren bir acziyete acımak dışında yapacak bir şey yok" dedi.

Demirtaş, seçimlerin ardından iktidarın, HÜDA-PAR aracılığıyla Kürt toplumunun "hücrelerine kadar nüfuz etmeye odaklanacağını" ifade ederek, Kürtlerin buna her zamankinden daha çok direnmeleri ve ideolojik mücadele ile yanıt vermeleri gerektiğini dile getirdi.

Kürt hareketinin, "artık vasata prim veren tarzı bırakıp binlerce nitelikli insanı göreve çağıran bir modeli hayata geçirmek" zorunda olduğunu ifade eden Demirtaş, "Genç, kadın, işçi, köylü, işsiz, öğrenci, orta sınıf dahil tüm kesimlerden nitelikli katılım olmadan mücadelede hamle ve yenilenme kolay olmayacak. (...) Bence HDP'nin en temel eksiği bu. Bu giderilirse gerisi kolaydır. Ama bunun giderilmesi de yeniden yapılanma hamlesinin samimiyetine, başarısına bağlı. Özetle, yeniden yapılanmayı temel gündem yapmalıyız" dedi.

"Cumhurbaşkanı adaylığım reddedildi"

Demirtaş, Emek ve Özgürlük İttifakı'nın, cumhurbaşkanı adayı çıkarmaması ile ilgili olarak, kendinin HDP Genel Merkezi'ne aday olmaya hazır olduğunu ve seçimi ikinci tura bırakıp, demokratik hamlelerle daha başarılı olabileceklerini belirttiğini ancak bu önerisinin hiçbir gerekçe gösterilmeden reddedildiğini bildirdi.

Kendilerinin toplumsal, siyasal mücadeleyi hızla örgütlemesi ve buna öncülük etmesi gerektiğini belirten Demirtaş,  "Yani partilere ve Meclis'e sıkışan muhalefet anlayışı hızla terk edilip mitingden yürüyüşe, grevden boykota kadar tüm sivil siyasi mücadele yöntemlerini öne çıkaran toplumsal mücadeleyi esas almalıyız. Ben ve cezaevlerindeki binlerce arkadaşımızın direnişinin temel dayanağı halkımızın mücadelesidir" dedi.

HÜDA PAR gerçeği

Cumhur İttifakı'nın bir bileşeni olarak TBMM'ye giren HÜDA-PAR ile ilgili olarak, devletin uzun süredir Kürt coğrafyasında bu partiyi desteklediğini dile getiren Demirtaş, "AKP'nin yıprandığı için giremediği yerlere Kürt kimliği kullanılarak HÜDA-PAR eliyle girilmeye çalışılıyor" ifadelerini kullandı. HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'na da çağrıda bulunan Demirtaş, "Zekeriya Bey'i avukatlık yıllarımdan tanırım, kendisine şunu belirtmek isterim: Kürdün eli, Saray'ın bahçesinde bir Kürt siyasetçi için idam sloganları atılırken tuttuğunuz Mustafa Destici'nin elinden kıymetsiz değil. Bugün gidip tutmanız gereken el, Meclis'te HDP'lilerin elidir. Hiçbirimiz artık kirli oyunlara prim vermeden halkımızın çıkarlarına odaklanmalıyız. Umarım bu mesajlarım, tarihsel önemi itibarıyla karşılık bulur" ifadelerini kullandı.

Editör: Tuncer Kalaycı