İstanbul merkezli uyuşturucu operasyonunda tutuklanan sosyal medya fenomeni Sercan Yaşar'ın yeniden savcılığa çıkarılıp ifade vermesi ve etkin pişmanlıktan yararlanarak tahliye edilmesi, bu iş birliği beyanlarının tutukluluk uygulamalarıyla ilişkisini yeniden tartışmaya açtı.
Bu tablonun hemen öncesinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturmalarında bazı şüphelilerin etkin pişmanlık kapsamında ifade verdiği gündeme gelmişti. Basında, para akışına ilişkin bilgilerin dosyalara girdiği ve bu ifadelerden sonra bazı şüphelilerin adli kontrolle serbest bırakıldığı aktarıldı.
Böylece, son dönemde farklı soruşturmalarda iş birliği beyanlarının sonuçları daha görünür hale geldi.
Peki etkin pişmanlık ne anlama geliyor ve hangi suçlarda devreye giriyor?
Yasada nasıl tanımlanıyor?
Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) etkin pişmanlık tek bir maddeyle düzenlenmiş değil. Bu kurum, farklı suç tiplerine özel hükümler üzerinden işliyor.
Failin suçu işledikten sonra zararı gidermesi, suçun aydınlatılmasına yardımcı olması ya da diğer faillerin yakalanmasını sağlayacak bilgi sunması halinde cezanın tamamen kaldırılması veya ciddi ölçüde indirilmesi mümkün olabiliyor. Bu adımlar, soruşturma aşamasında da dava devam ederken de gündeme gelebiliyor.
Ne zaman uygulanmaya başladı?
Etkin pişmanlık 2005 tarihli 5237 sayılı TCK ile geniş kapsamlı bir hukuki çerçeveye kavuştu. Önceki kanunda sınırlı düzenlemeler vardı; yeni kanunla birlikte rüşvet, zimmet, malvarlığına karşı suçlar, uyuşturucu, örgüt suçları, iftira, kaçakçılık ve çeşitli ekonomik suçlarda uygulanabilir hale geldi.
2000'li yılların başından itibaren hazırlanan strateji belgeleri, özellikle organize suç ve uyuşturucuyla mücadelede iş birliği mekanizmalarının kullanılmasını öngördü.
2019 sonrası yargı reformu tartışmalarında etkin pişmanlık mekanizmasının korunması benimsendi; ceza indiriminin hangi aşamada uygulanacağına ilişkin ölçütlerin belirginleştirilmesi gündemdeydi. Ancak bu tartışmalar kanunda somut bir değişikliğe dönüşmedi ve uygulama mevcut çerçevede devam etti.
Hangi suçlarda uygulanıyor?
Etkin pişmanlık hükümlerinin kapsamı suç tipine göre değişiyor. Malvarlığına karşı suçlarda zarar, soruşturma veya kovuşturma aşamasında tamamen giderildiğinde cezada belirgin indirim yapılabiliyor. Rüşvet suçlarında, yetkili makamlar harekete geçmeden önce yapılan bildirim cezanın tamamen kalkmasını sağlayabiliyor. Zimmette kamu zararının giderilmesi, iade koşullarına göre değişen oranlarda indirim doğuruyor.
Uyuşturucu suçlarında maddenin temin kanallarına veya ticaret ağına dair bilgi önem kazanırken; örgüt suçlarında yapıya, finansman akışına, faaliyet yöntemlerine ya da diğer üyelere ilişkin bilgi verilmesi cezai sonucu etkiliyor. Kaçakçılık dosyalarında devletin ekonomik kaybının telafisi, vergi suçlarında ise malvarlığının iadesi ve tahsilatın sağlanması yönünde Yargıtay içtihatları bulunuyor. Dolayısıyla kurum, ceza indiriminin ötesinde, soruşturmalarda içeriden bilgi teminine hizmet eden bir araç olarak öne çıkıyor.
Uyuşturucu soruşturmalarında nasıl işliyor?
TCK'nın 192'nci maddesi, failin suçun ortaya çıkarılmasına katkı sağlayan somut bilgiler sunması durumunda cezasızlık veya ciddi indirim öngörüyor. Bu katkı, örneğin maddenin ele geçirilmesine veya başka faillerin yakalanmasına yol açtığında değerlendiriliyor.
Sercan Yaşar hakkındaki tahliye ve adli kontrol kararlarının, TCK'nın 192'nci maddesi kapsamındaki iş birliği beyanlarına göre verildiği anlaşılıyor. Buna karşılık, bu ifadelerin hangi somut sonucu doğurduğu kamuoyuna açıklanmadı.
Belediye ihaleleri ve rüşvet dosyaları
İBB soruşturmasında ise etkin pişmanlık talebiyle verilen ifadelerin para akışına ilişkin iddiaların analizinde kullanıldığı basına yansıdı. Bu kapsamda, bazı şüpheliler adli kontrol veya ev hapsi tedbirleriyle serbest bırakıldı.
Benzer bir yöntem, Avcılar ve Beşiktaş belediyelerine yönelik süreçte de görüldü. Aziz İhsan Aktaş'ın etkin pişmanlık kapsamında verdiği ifade ile bazı şüpheli ve tanıkların sunduğu evrakların incelenmesi sonucunda, bu belediyelerdeki ihalelere ilişkin dosyalarda yeni arama, gözaltı ve tutuklama kararları alındı.
Kaçakçılık, finans ve vergi dosyaları
Mali dosyalarda etkin pişmanlık yazılı beyanlardan çok, ekonomik kaybın giderilmesine odaklanıyor. Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamındaki dosyalarda kaçak eşyanın devlete teslimi ve verginin ödenmesi cezada düşüş yaratabiliyor.
Vergi suçlarında ise zararın giderilmesi, faiz ve gecikme tutarlarının ödenmesi ve malvarlığının iadesi, mahkemenin indirim değerlendirmesinde öne çıkıyor. Böylece düzenlemenin merkezine devletin ekonomik kaybının telafisi yerleşiyor.
Örgütlü suçlarda nasıl kullanılıyor?
TCK'nın 221'inci maddesine göre suç örgütü kurma, yönetme veya örgüte üye olma suçlarında failin örgütün yapısı, faaliyetleri, finansman kaynakları, bağlantıları veya diğer mensuplar hakkında somut bilgi vermesi cezai sonucu değiştirebiliyor.
Yargıtay kararlarında ise bu anlatımların yalnızca başkalarını suçlayan soyut iddialardan ibaret olmaması, maddi delillerle desteklenmesi gerektiği vurgulanıyor. Bu nedenle beyanlar, mahkumiyetin tek dayanağı değil, diğer kanıtlarla birlikte değerlendirilen bir unsur olarak kabul ediliyor.
Yargıtay ve AİHM neye bakıyor?
Yargıtay içtihatları, özellikle uyuşturucu ve örgütlü suç dosyalarında, tek tanık veya tek sanık beyanının mahkûmiyet için yeterli olmayacağını belirtiyor. Menfaat veya ceza indirimi beklentisiyle verilen suçlayıcı ifadelerin ancak bağımsız kanıtlarla desteklendiğinde hükme esas alınabileceğini belirtiyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de benzer yaklaşım izliyor: İş birliği tanıklığını organize suçla mücadele için meşru bir araç olarak kabul ediyor. Ancak ceza indirimi beklentisiyle ifade veren tanığın beyanına dayanırken, gerçeğin çarpıtılma riskine karşı yüksek bir doğrulama standardı talep ediyor.
Avrupa'da ve ABD'de nasıl işliyor?
Avrupa'da iş birliği tanıklığı çoğunlukla uyuşturucu, mafya ve organize suçlarda kullanılıyor. Almanya'da 1980'lerin sonu ve 1990'larda gelişen 'Kronzeuge' (itirafçı tanık) modeli, terör ve organize uyuşturucu soruşturmalarında devreye girdi. Yüksek mahkemeler bu beyanların tek başına yeterli olmayacağını, diğer delillerle birlikte ve temkinli biçimde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
İtalya'da mafyayla mücadelede kullanılan pentiti sistemi, Maxi davası da dahil büyük yargılamalarda örgüt yapısını ortaya çıkardı. Zamanla beyanların doğrulanması ve ek delil zorunluluğu özel yasalarla netleştirildi.
ABD'de ise organize ve finansal suçlarda savcılık-sanık anlaşmasına (plea bargaining) dayalı bir model işliyor. Sanık suçu kabul edip savcılıkla iş birliği yaptığında ceza indirimi alabiliyor. RICO çerçevesinde içerden bilgi veren tanıklar 1980'lerden bu yana soruşturmaların parçası. Federal mahkemeler, iş birliği beyanlarının çıkar ilişkisi nedeniyle temkinle değerlendirilmesi ve çoğu durumda başka delillerle desteklenmesi gerektiğine işaret ediyor.
Bu örnekler, Avrupa ve ABD'de bilgi karşılığında avantaj sağlanabildiğini, ancak bu beyanların sıkı doğrulama ve ek delil şartıyla desteklendiğini gösteriyor.




