Gerçeklerinden daha korkutucu değiller

İnsanın en karanlık yerinden doğan: Hayali Canavarlar Atlası...

Gözlerinizi sımsıkı yumduğunuzda, hatta belki elinizle ovuşturduğunuzda, şimşekler çakar, bir şeyler uçuşur, oluşan lekeler büyür, büyür, büyür… Kaybolsun istersiniz önce; ama sonra dayanamaz, uzaması için de elinizden geleni yaparsınız, tekrar tekrar.

Selçuk Demirel, benim bu çocukça oyunumu, çizgiyle yapmış, yaşatmış. Adını her ne kadar adını “Hayali Canavarlar Atlası” koymuşsa da, onun çizgileriyle yarattığı o yaratıkların, canavarlıktan çok “cacavar”lık yaptığını düşünüyorum. Filmde ya da dergide gördüğü canavarları kendine örnek alan Arda’nın (küçük arkadaşım), kendince koyduğu addı cacavar; ve alabildiğine sevimliydi o zamanlar. Şimdi kocaman oldu; ne sevimliliği kaldı ne cacavarlığı ne de canavarlığı.

Kitabın önsözünü Lyliane Adra (Arda ile Adra arkadaşlığı) yazmış; hem keyifle hem de keyifli bir dille. Adra’ya göre, insanlıktan çok daha önce var olmuş bu kadim yaratıklar, insan ruhunun en karanlık yerinden doğar ve hayal gücünü işgal eder. Sahi, nasıl oluyor, neden oluyor diye düşünmek gerek.

“Hayal edin, icat çıkarın”

Bir dönem aile büyüklerinin diline pelesenk olan “icat çıkarma” sözünün ne kadar yanlış ve geçersiz olduğunu anlatan bu “Hayali Canavarlar Atlası”nı çok sevdim. Bilindiği gibi edebiyat hayal gücünü tetikler, edebiyattan çıkan sinema ise “imajın imaji” olduğu için hayal kurmaya izin vermez. İnsan hayal kurdukça gelişirse -ki, öyle- geçmişten bugüne, o kurulan hayallerin gerçekleşmesiyle geldik. Tam burada Selçuk Demirel giriyor devreye; çizimleriyle kurduğunuz hayalleri gözle görülebilir, elle tutulabilir hâle getiriyor. Bir bakıma hayal(iniz)i gerçekleştiriyor. Sonrası yine sizin düş(ünce) gücünüze kalmış… Sayfanın içinden çekip yaşama geçirmek, sizinle birlikte gün(ler) geçirmesini sağlamak yine sizin elinizde.

Selçuk Demirel, çizimleriyle hepimizi bir yerlere taşıyan, gerçekten çok değerli bir çizer, illüstratör, karikatürist, ressam, grafiker, tasarımcı… 60 yıla dayanan meslek deneyiminde gazete çizmek (ilk sayfasını, birebir elle yazarak, resimleyerek hem de), afiş hazırlamak, kitap kapakları tasarlamak, gazetelere gündemle ilgili veya bağımsız çizimler yapmak, ünlü yazarların metinlerini resimle güçlendirmek, çocuk kitaplarını daha keyifli okunur kılmak gibi pek çok sanatsal çalışmalarıyla tanınan bir sanatçı. Çizimleri kimi zaman reel, kimi zaman soyut; kimi zaman rengârenk, kimi zaman tek renkli ama her biri birbirinden anlamlı. Yazıdan farkı apaçık; resimdense daha bir düş(ünce) dünyasına dayanmasıyla ayrılıyor.

Bu “Atlas”taki “canavarlar” doğal olarak “hayali” olsa da günümüz dünyasını yansıtıyor. Dört bir tarafı savaşla çevrili ülkemizi anlattığını da düşleyebilirsiniz, küresel iklim kriziyle birlikte yaşanan kuraklıklarla birlikte su baskınlarını da… Sadece o kadar mı? Ekonomik yoksulluk da bir “canavar” değil mi? (Hem bu çizimler kadar naif de değil) Barınma, beslenme, sağlık, eğitim için de geçerli bu durum.

Selçuk Demirel’in, bu dikenli, pençeleri korkunç, çok başlı, ağzı salyalı ve keskin dişli canavarları -kabul etmeliyiz ki- bastırılmış acılardan, unutulmuş anılardan, söylenmemiş sözlerden oluşuyor. Buna karşın, Adra, “…yine de canavarları evcilleştirmek mümkün” diyor. Çünkü siz o canavarı kendi hayalinizde yürüttüğünüzde, sizin suyunuza gider; aksi mümkün değildir. Denemesi bedava!

Selçuk Demirel’e, küçük bir not: Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan bu en yeni kitabından hemen önce Okuyan Us Yayınları’ndan çıkan ve yine Lyliane Adra ile birlikte “Uzak Bir Ülkede, Harflerin İsyanı”nı hazırladılar. Onu görememenin haklı hüznünü taşıyorum…

Hayali Canavarlar Atlası
Selçuk Demirel
Yapı Kredi Yayınları, Eylül 2025, 160 s.