Yeni bir araştırma, çikolatada bulunan teobromin maddesinin de yer aldığı bir ilaç kombinasyonunun, kuş gribi ve domuz gribi dahil olmak üzere çeşitli grip türlerine karşı mevcut tedavilerden daha etkili olabileceğini ortaya koydu.
Hakemli bilim dergisi PNAS’te yayımlanan çalışmada, teobromin ile daha az bilinen arainosin maddelerinin birlikte kullanıldığı kombine tedavinin, yaygın grip ilacı Tamiflu (oseltamivir) karşısında hem laboratuvar ortamında hem de hayvan deneylerinde üstün performans sergilediği tespit edildi.
Araştırmaya göre bu ilaç ikilisi, grip virüsünün çoğalıp yayılması için kullandığı M2 iyon kanalını hedef alarak etkisini gösteriyor. Virüsün bu mikroskobik “geçidinin” tıkanması, onun hayatta kalma kabiliyetini önemli ölçüde azaltıyor.
Mevcut ilaçların zayıf noktası aşıldı
Günümüzde kullanılan pek çok grip ilacı, virüsün sık mutasyona uğrayan bir proteinini hedef alıyor. Bu durum, tedavilerin zamanla etkisini kaybetmesine yol açıyor. Yeni ilaç kombinasyonu ise farklı bir hedefe yönelerek bu sorunun önüne geçmeyi amaçlıyor.
Araştırmacılar, söz konusu tedaviyi, başka hastalıklar için geliştirilmiş bileşiklerin yer aldığı bir kütüphaneyi tarayarak belirledi. Çalışmanın ortak yazarı Isaiah Arkin, “Sadece daha iyi bir grip ilacı sunmuyoruz, aynı zamanda virüsü hedef almanın yeni bir yolunu da tanıtıyoruz. Bu yaklaşım, gelecekteki pandemilere karşı hazırlığımızı güçlendirebilir” dedi.
Pandemi tehdidine karşı umut
Grip virüsleri, mutasyon kabiliyetleri nedeniyle aşı ve ilaçlara direnç geliştirebiliyor. 2009’daki domuz gribi salgınında olduğu gibi, bazı türler pandemiye dönüşüp yüz binlerce can alabiliyor. Kuş gribi ise hem kümes hayvancılığı sektöründe milyarlarca dolarlık zarara neden oluyor hem de insana bulaşma ihtimaliyle küresel endişe yaratıyor.
Araştırmacılar, teobromin–arainosin kombinasyonunun özellikle domuz gribi ve kuş gribi virüslerine karşı “olağanüstü güçlü” bir etki gösterdiğini ve virüsün direnç geliştirme potansiyelinin oldukça düşük olduğunu vurguluyor.
Bu bulgular, sadece grip tedavisinde değil, benzer mekanizmalara sahip diğer virüslere karşı da genel bir antiviral yaklaşım geliştirilmesinin önünü açabilir.