İstanbul’da tutuklu bulunan Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık yoğun bakıma kaldırılırken, Gezi Parkı davasında yargılanan Ayşe Barım’ın tahliye talebi sağlık raporlarına rağmen reddedildi.
Murat Çalık yoğun bakımda
İBB’ye yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, cezaevinde fenalaştı. Kanser geçmişi bulunan ve lenfoma şüphesiyle kısa süre önce ameliyat edilen Çalık, gece saatlerinde koroner yoğun bakıma alındı ve anjiyo yapıldı.
Sağlık Kurulu’nun raporunda lösemi nüksü açısından “yüksek riskli” kabul edilen Çalık için avukatları, cezaevi koşullarının hayati tehlike yarattığını belirterek tahliye talebinde bulundu. Konutta infaz ihtimali Adli Tıp Kurumu tarafından değerlendiriliyor.
Ayşe Barım: “Yaşam hakkımı geri istiyorum”
Gezi davası kapsamında 28 Ocak’tan bu yana tutuklu bulunan iletişimci Ayşe Barım da ağır sağlık sorunlarına rağmen cezaevinde tutulmaya devam ediyor. Kalp rahatsızlıkları ve beyin anevrizması bulunan Barım, 162 gün sonra ilk kez çıktığı duruşmada “Cezaevinde yaşam mücadelesi veriyorum” diyerek tahliye istedi.
Ancak mahkeme, mevcut sağlık raporuna rağmen bu talebi reddederek Adli Tıp’tan yeni değerlendirme istedi.
Mahir Polat örneği: Sağlık raporu var, tahliye geç geldi
Benzer bir süreç, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’ın yaşadıklarıyla da gündeme geldi. Kalp, tansiyon, diyabet ve uyku apnesi gibi ciddi sağlık sorunları olan Polat tutukluyken anjiyo oldu. Sunulan sağlık raporlarına rağmen üç hafta cezaevinde kaldı. Sonrasında hakkında ev hapsi kararı verildi.
Tutuklu ve hükümlüler için farklı prosedürler
Türkiye’de ağır hastalar için tahliye veya infaz erteleme süreçleri, kişinin tutuklu ya da hükümlü olmasına göre değişiyor.
• Tutuklular için Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 109. Maddesi, cezaevinde yaşamını sürdüremeyecek durumda olanlar hakkında adli kontrol hükümleriyle tahliye kararı verilmesini mümkün kılıyor. Ancak bunun için Adli Tıp Kurumu onaylı sağlık kurulu raporu gerekiyor.
• Hükümlüler için ise infaz kanununun 16. Maddesi, ağır hastalık ya da engellilik durumunda cezanın geçici olarak geri bırakılmasına olanak tanıyor. Akıl hastalarında ceza durdurulurken, diğer ağır hastalık durumlarında infaz hastanede sürdürülüyor ya da erteleniyor.
Bu prosedürlerin işleyişi ise çoğu zaman yavaş ve belirsizliklerle dolu. Rapor sürecinin uzaması, birçok ağır hastanın tahliye edilemeden cezaevinde kalmasına neden oluyor.
İHD: En az 1.412 hasta mahpus var
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) 2025 tarihli raporuna göre Türkiye cezaevlerinde en az 1.412 hasta mahpus bulunuyor. Bunlardan 335’i ağır hasta.
İHD raporunda, 230 kişinin cezaevi koşullarında yaşamını sürdüremeyecek durumda olduğu, 188’inin ise sürekli sağlık gözetimine ihtiyaç duyduğu belirtiliyor.
Adalet Bakanlığı verilerine göre ise 2024 yılı boyunca cezaevlerinde 709 mahpus yaşamını yitirdi. Ölüm nedenleri arasında geç müdahale, ihmaller ve yetersiz sağlık hizmetleri öne çıkıyor.
İHD, hasta mahpuslara ilişkin sürecin hızlandırılmasını, düzenli veri paylaşımı yapılmasını ve mevcut uygulamaların “ölüme terk” anlamına geldiğini vurguluyor.