GÜNDEM

Hatimoğulları: Türkiye barışını kurarsa bölgeye umut olur

Hatimoğulları, iç barışın sağlanması halinde Türkiye’nin Ortadoğu barışına öncülük edebileceğini söyledi.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Türkiye’nin iç barışını ve demokrasisini inşa etmesi halinde, sadece ülke içinde değil, Ortadoğu genelinde de barışa öncülük edebileceğini söyledi.

Samandağ Kitap Fuarı’nda düzenlenen bir panelde konuşan Hatimoğulları, Türkiye’nin demokratikleşme sürecine ve bölgesel barışa dair önemli mesajlar verdi. Konuşmasında, dünya genelindeki siyasal ve askeri gerginliklere dikkat çeken Hatimoğulları, enternasyonalist bir barış hareketine duyulan ihtiyaca vurgu yaptı.

“Barış sadece DEM Parti’nin değil, Türkiye halklarının meselesidir”

Türkiye’nin bugün iç siyasette en baskıcı dönemlerinden birini yaşadığını söyleyen Hatimoğulları, gözaltılar, tutuklamalar ve kayyum atamalarıyla halkın iradesinin yok sayıldığını belirtti. Barışın yalnızca bir kesimin değil, tüm Türkiye halklarının ortak talebi olması gerektiğini ifade etti:

“Barış süreci ne sadece Kürt’ün barışı olur ne sadece DEM Parti’nin barışı olur. Bu, Türkiye halklarının tamamının barışı ve demokrasisi olmak zorundadır.”

Hatimoğulları, bu süreci muhalefet partileri, emek-meslek örgütleri, Alevi kurumları, sol-sosyalist yapılar ve farklı ideolojilerden demokratik kitle örgütleriyle birlikte yürüttüklerini söyledi.

“Demokrasi olmadan barış mümkün değil”

Konuşmasında yargı bağımsızlığına da özel bir yer ayıran Hatimoğulları, hukukun üstünlüğünün sağlanmasının demokratikleşmenin olmazsa olmazı olduğunu vurguladı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarının uygulanmasının acil bir ihtiyaç olduğunu belirten Hatimoğulları, tutuklu bulunan isimlerin serbest bırakılmasının gerekliliğine dikkat çekti:

“Can Atalay’ın, Figen Yüksekdağ’ın, Selahattin Demirtaş’ın, Osman Kavala’nın ve bütün Gezi tutsaklarının serbest bırakılması, Türkiye’nin uluslararası hukuk yükümlülüğüdür.”

Hatimoğulları, kayyum uygulamalarının kaldırılmasının da önemli bir adım olacağını ancak gerçek demokratikleşmenin, farklı halkların ve inanç gruplarının eşit yurttaşlık temelinde haklara kavuşmasıyla mümkün olacağını ifade etti.