Hendek'teki havai fişek fabrikasındaki patlamayla ilgili davanın ikinci duruşması sürüyor. Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın ikinci gününde, patlamada ağır yaralanan sanıklardan kimyager Ahmet Çağrıcı'nın savunması dinleniyor. Denetim olacağı zaman önceden haber verildiğini ifade eden Çağrıcı, "Hasan Ali Velioğlu bana telefon ediyordu. Denetimi önceden söylüyordu. Çin mahallesini kapatıyorduk" dedi. Fabrika sahiplerinin avukatlarından Mehmet Mangıroğlu'nun, "İddia ettiğin gibi bir iş yeri ise neden çalışmaya devam ettin, çalışmaya mı zorlandın?" sorusunu yanıtlayan Ahmet Çağrıcı, "Hayır kimse zorlamadı. Ancak çalışmak zorundaydım. Çocuğum hasta ve yoğun bakımdaydı. Yardımcı oldular. Ben de kendimi borçlu hissediyordum" diye konuştu. Duruşmada sürüyor... Müşteki Aysel Algül: "Patlamanın olduğu gün 15 kişi çalışıyorduk. Çok fazla mal vardı. Malları kurusun diye sermiştik. Malların kızışmaya başladığını güneşin olduğunu usta başına söylemiştik. Ateşi görmüştüm. Sonra çok ani bir patlama oldu." "Baskı ile çalışıyorduk. Molalarımız kullandırılmıyordu. Sadece çalışmamız bekleniyordu" "Patlama olabileceğini Ayfer Cerrah tahmin ediyordu. Zira bizi uyardı. Muska bölümünde patlama olabilir dedi" "Fabrikada emir ve talimatları Erşan Bey ve Hasan Ali Bey'den alıyorduk. Yaşar Bey ve Ali Rıza Bey sık sık fabrikaya geliyorlardı." Av. Mehmet Mangıroğlu söz aldı: "Yaşar Coşkun'un müştekiye soru sormasını istiyorum" dedi ve bir kısım müştekiler vekili doğrudan müştekiye soru sorulamayacağını belirttiler. Yaşar Coşkun müştekiye soru sormak yerine savunma yapmaya başladığı sırada Başkan müdahale etti ve soru sormasını istedi. Bunun üzerine Yaşar Coşkun: "Patlamanın muska bölümde olduğunu kesin görmüş mü?" Müşteki Aysel Algül:" Evet. Ben yerden ateşin çıktığını gözlerimle gördüm. Barutlar tütüyordu." Yaşar Coşkun: "Ali Rıza Coşkun'un Nuray ile konuştuğunu görmüş mü?" Müşteki Aysel Algül: "Evet. Gözümle gördüm. 18 koli çıkarmamız konusunda baskı yaptı." Yaşar Coşkun'un avukatı Abdurrahim Burak'ın sorusu üzerine müşteki: "Biz ayakkabı istiyorduk. Ekipman istiyorduk. Ali Rıza Bey size verirsem herkese vermek zorunda kalırım diyordu"