Sakarya'nın Hendek İlçesi'nde bulunan Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası'ıda 3 Temmuz 2020'de meydana gelen ve 7 işçinin yaşamını yitirdiği patlamaya ilişkin davanın görülmesine devam ediliyor. Yargıtay'ın bozma kararı sonrasındaki ikinci duruşma Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.
Duruşma önsesinde yakınlarını kaybeden aileler, adalet arayışına destek verenlerle birlikte duruşma öncesinde basın açıklaması yaparak, davanın hangi aşamada olduğu konusunda bilgilendirmede bulundu.
Hendek İçin Adalet Platformu'nun bildirdiğine göre, bozmaya ilişkin beyanların alınacağı duruşma başladı. Duruşmaya katılanların beyanlar alınıyor.
Katılan vek. Av. Elvan Olkun heyet değişikliği sebebiyle mütalaaya karşı beyanlarını celse arasında sunacakları, savcılık mütalaasını şekli olarak dahi hukuki nitelik taşımadığını özellikle belirtmek istediklerini söyledi. Savcı katılanlar konuşmakta iken araya girip açıklama yaptı
Savcı tutukluluğun devamını talep etti. Savcı, Yargıtay’ın kararına direnilmesi yönünde talebini yineleyerek sanık Yaşar Coşkun yalnızca ‘bilinçli taksir’ suçundan yargılanmalıdır dedi. Savcı, mütalaaya gerekçe olarak Yaşar Coşkun’un babası ve fabrika ortağı Ali Rıza Coşkun hakkında olası kast isteminin olmadığını göstererek “baba ve oğul olan iki sanığın aradaki bağ da göz önünde bulundurulduğunda birinin olası kast diğerinin bilinçli taksir suçlardan yargılanmaları çelişki yaratır” şeklinde konuştu.
“AKLIM DENETLEYENLERDE KALDI”
Mütalaayı kabul edip etmedikleri sorulan aileler savcıya tepki gösterdi. Patlamada yakınlarını kaybeden ailelerden hiçbiri mütalaayı kabul etmedi. Patlamada yakınını kaybeden müştekilerden biri, mütalaayı kabul edip etmediği sorulduğunda şunları söyledi:
“Hani bu böyledir ya, biz biliriz, büyükler alttakileri ezer. Fabrika sahibi geçen duruşmada hapis yattığı için psikolojisinin bozulduğunu söyledi. Ben anlatayım mı size insanın psikolojisi nasıl bozulur? Beş yıl oldu, biz beş yıldır neden sürekli adliyeye gelmek zorundayız? Biz beş yıldır hâlâ buradayız da neden suçluların hepsi burada değil? Bu dava bitecek ama bizim davamız bitmeyecek. Benim aklım denetleyenlerde. Onlar da yargılanmadan, adalet sağlanmadan bizim davamız bitmeyecek.”
Müşteki avukatları da savcının mütalaasına tepki gösterdi. Avukat Elvan Olkun “Savcının ‘baba oğul’ değerlendirmesi hukuki bir değerlendirme değildir, maddi dayanağı da yoktur. Maddi değerlendirmeye dayanan hukuki değerlendirmeler Yargıtay kararında mevcuttur” dedi.
Savunma, sanık Yaşar Coşkun’un olası kast ile yargılanmasını talep etti. Baba Ali Rıza Coşkun’un firari olduğunu hatırlatan müşteki avukatları, kaçak baba Coşkun’un yakalanarak infazının bir an önce başlaması gerektiğini vurguladı.
Savunmanın ardından Yaşar Coşkun’un ifadesi başladı. Coşkun, ifadesinde “Tutuklu yargılanmak istemiyorum” dedi. Yatması gereken cezayı açık ve kapalı cezaevlerinde ‘fazlasıyla’ yattığını belirten Coşkun, şu sözleri kullandı:
“BENİM BİR AİLEM VAR”
“5 senedir cezaevindeyim, 5 senedir mağdurum. İşimi kaybettim, mesleğimi kaybettim. Benim bir ailem var, bir hayatım var. Yargıtay dosyayı okumadan hakkımda karar verdi. Mahkemelerde defalarca kez hakarete uğradım. Tahliyemi talep ediyorum, Yargıtay tarafından bu cezaya razı edildim.”
Coşkun’un ifadesine aileler tepki gösterdi. Coşkun’un “Benim bir ailem var, bir hayatım var” demesinin ardından işçi yakınları “Bizim ailemiz yok muydu, onların hayatları yok muydu, ne olacak şimdi” diye sordu.
Coşkun’un ifadesinin ardından sanık avukatları da tahliyesini talep etti.
"BARİ KISA GÜN CEZA VERİN"
Avukat Abdürrahim Burak, “Coşkun’un tahliyesi talep değil, haktır” dedi ve şunları söyledi: "Coşkun cezaevinde geçirdiği 5 yıl 7 günde yeterli cezayı doldurmuştur. Mağduriyete ve yasal mahrumiyete yol açılmamalıdır. Talebimiz, tutukluluğa da az bir ceza verilmesidir. Yani tutuklu kalacaksa da bari kısa gün verin."
Burak konuşurken bir işçi yakını "Bizimkiler hiç geri gelmeyecek" diyerek tepki gösterdi.
Mahkeme, Yaşar Coşkun’un tutukluğunun devam ederek davanın 26 Eylül’e ertelenmesine hükmetti.