Üçgenin içine çizilmiş bir göz… Kimi zaman “Tanrı’nın gözü”, kimi zaman da “her şeyi gören göz” olarak anılıyor. Günümüzde Masonluk ve Illuminati gibi gizli örgütlerle ilişkilendirilse de bu sembolün tarihi çok daha derinlere uzanıyor.
Hristiyanlıkta Tanrı’nın sembolü
Rönesans döneminde ortaya çıkan ilk örneklerde “her şeyi gören göz”, Tanrı’nın insanlığa şefkatle göz kulak olmasının simgesiydi. Üçgen şekli Teslis’i (Baba, Oğul, Kutsal Ruh) temsil ederken, ışınlar Tanrı’nın ilahi parlaklığını sembolize ediyordu.
Ancak tek başına tasvir edilen göz, izleyicide gözetlenme hissi uyandırıyor ve bu da sembole farklı bir psikolojik boyut katıyordu.
Antik kökler: Sümerlerden Mısır’a
Sembolün izleri, çok daha eski uygarlıklara kadar uzanıyor. Sümerler, heykellerin gözlerini büyüterek kutsallık ve uyanıklığı temsil ediyordu. Antik Mısırlılar ise “Horus’un Gözü” ile bu motifi tılsım haline getirdi.
Mısır hiyeroglifleri Rönesans döneminde yanlış yorumlanınca, göz sembolü Avrupa sanatında ezoterik ve gizemli bir motif olarak yeniden doğdu.
Modern dönemde yeniden yorum
18. yüzyılda sembol, farklı bağlamlarda yeniden ortaya çıktı:
Fransız Devrimi’nde eşitlikçi ulusun koruyucusu olarak,
Bentham’ın Panopticon’unda sürekli gözetim fikrini simgeleyen bir logo olarak,
ABD’nin Büyük Mührü’nde ise Tanrı’nın yeni kurulan ulusa göz kulak olduğu anlamıyla.
Bu örneklerin hiçbiri Masonluk ya da Illuminati ile doğrudan bağlantılı değildi.
Komplo teorilerine nasıl malzeme oldu?
Masonluk ve Illuminati sembolleriyle ilişkilendirilmesi 18. yüzyıl sonrasında gerçekleşti. Masonlar “her şeyi gören göz”ü zaman zaman Yüce Mimar (Tanrı) fikrinin sembolü olarak kullansa da bu sembolü yaygınlaştıran esas faktör popüler kültür oldu.
Bir dolarlık banknottaki piramit ve göz, komplo teorisyenleri için gizli elitlerin sembolü haline gelse de tarihçiler bunun daha çok 18. yüzyıl estetiğinin bir yansıması olduğunu belirtiyor.
Pop kültürde kalıcı bir ikon
Günümüzde Madonna, Jay-Z veya Kanye West gibi sanatçılar, sahne tasarımlarında ve kliplerinde bu sembolü kullanmakla “Illuminati üyesi” olmakla suçlanıyor. Oysa “her şeyi gören göz”ün bu kadar sık karşımıza çıkmasının nedeni, güçlü bir görsel sembol olması ve dikkat çekici bir logo gibi kullanılabilmesi.
Sonuç olarak, “her şeyi gören göz” gizli bir komplodan ziyade, kültürler arası dolaşımı ve farklı anlamlarla yüklenerek günümüze kadar gelen kalıcı bir sembol olma özelliğini taşıyor.