Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı işbirliğiyle yürüttüğü Teknogirişim Araştırması’nın 2024 sonuçları, Türkiye’deki teknogirişimlerde kadınların kurucu ortaklık oranının düşük seviyede kaldığını ortaya koydu. Araştırmaya göre, Türkiye’de kurulu teknogirişimlerin kurucu ortağı ya da en yüksek paya sahip aktif ortaklarının yüzde 87,1’i erkeklerden, yüzde 12,9’u ise kadınlardan oluştu.
YÜKSEK LİSANS KADINLARDA FAZLA
TÜİK'in araştırmasına göre, eğitim düzeyi incelendiğinde, erkek kurucu ortakların yüzde 46’sının lisans, yüzde 23,5’inin yüksek lisans, yüzde 19,7’sinin doktora veya eşdeğeri mezunu olduğu tespit edildi. Kadın kurucu ortaklarda ise lisans mezunlarının oranı yüzde 36,1 olurken, doktora veya eşdeğeri mezunların payı yüzde 28,5, yüksek lisans mezunlarının payı yüzde 24,6. Kadınlarda lisansüstü eğitimin payının görece daha yüksek olduğu dikkat çekti. Kurucu ortakların lisans düzeyinde mezun oldukları alanlarda ilk sırayı yüzde 49,7 ile mühendislik, imalat ve inşaat aldı. Bunu yüzde 12,7 ile iş, yönetim ve hukuk, yüzde 11,8 ile bilişim ve iletişim teknolojileri izledi.
KADIN İSTİHDAMI ORANI YÜZDE 31
Araştırmaya göre, teknogirişim ortaklarının yüzde 81,4’ü daha önce özel sektörde ücretli olarak çalıştı. Katılımcıların yüzde 46,5’i girişimcilik, yüzde 31,4’ü serbest meslek, yüzde 30,3’ü kamu, yüzde 24,4’ü ise akademi deneyimine sahip olduğunu belirtti. Katılımcıların yüzde 3,9’u ilk iş deneyiminin teknogirişim olduğunu ifade etti. Kurucu ortakların yüzde 37,4’ünün yurt dışında eğitim veya iş deneyimi bulunduğu, bu grubun ağırlıklı olarak yurt dışında eğitim aldığı bildirildi.
Teknogirişimlerde çalışan personelin yüzde 69’unu erkekler, yüzde 31’ini kadınlar oluşturdu. Hem kadın hem de erkek çalışanlar arasında en yaygın eğitim düzeyi lisans mezuniyeti oldu. 2024 yılında teknogirişimlerin yüzde 48,5’i Ar-Ge, yazılım, tasarım ve pazarlama gibi alanlarda uzman personel istihdam etti veya etmeye çalıştı. Bu girişimlerin yüzde 34,1’i, nitelikli personel bulmakta zorlandığını bildirdi. Yüksek ücret beklentisi ve gerekli niteliklerin karşılanamaması başlıca nedenler arasında yer aldı.
YÜKSEK MALİYETLER ENGEL OLUYOR
Teknogirişimlerin kuruluş sürecinde karşılaştığı en önemli engelleyici faktör yüzde 80,8 ile yüksek maliyetler oldu. Bunu özkaynak yetersizliği, kredi ve girişim sermayesine erişimde güçlük ile kamu desteklerine ulaşamama izledi. Girişimlerin yüzde 54,4’ü yeni finansman arayışına girdiğini belirtirken, bu girişimlerin büyük bölümü gelen yatırım tekliflerini yetersiz bulduğunu kaydetti. Teknogirişimlerin yüzde 22,2’si 2024 yılında internet veya elektronik veri alışverişi yoluyla e-satış gerçekleştirdi. E-satış yapan girişimlerin yüzde 94,9’u yurt içine, yurt dışına yapılan satışlarda ise Avrupa Birliği ülkeleri ilk sırada yer aldı. Teknogirişimlerin yüzde 22,8’i 2024’te ihracat yaptı. 2020-2024 döneminde Ar-Ge faaliyeti yürüten girişimlerin ihracat oranı yüzde 25,6 olurken, Ar-Ge faaliyeti yürütmeyenlerde bu oran yüzde 12,9 olarak kaldı. İhracatta en fazla satış yapılan bölge yüzde 66,2 ile Avrupa Birliği olurken, en önemli sorun lojistik maliyetlerin yüksekliği (%29,9) olarak kaydedildi.
∗∗∗
İRADE VE POLİTİKA SORUNU
Avukatlar Vakfı Başkan Yardımcısı ve İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Eski Başkanı Nazan Moroğlu, kadınların özellikle teknoloji alanında istihdam oranlarının düşük kalmasının bir “irade ve politika sorunu” olduğunu söyledi. Kadınların istihdam ve karar alma mekanizmalarındaki düşük temsiline dikkat çeken Moroğlu, teknogirişim alanında kadın istihdam oranının yüzde 12,9 seviyesinde kalmasının ciddi bir eşitsizliğe işaret ettiğini söyledi. Moroğlu ‘‘Bu eşitsizlik, eşitliği sağlamama iradesinin göstergesidir" dedi. Kadınların eğitim düzeyinin erkeklerden yüksek olmasına rağmen istihdamda ve özellikle karar verici pozisyonlarda yeterince yer alamadığını vurgulayan Moroğlu, istihdama katılımının önündeki en büyük engellerden birinin bakım yükü olduğunu söyledi. Kadınların karar mekanizmalarında yer alabilmesi için geçici özel önlemlerin hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Moroğlu, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere dikkat çekti. Moroğlu, şöyle devam etti: “Eşitsizlik varsa geçici özel önlemler uygulanmalıdır. Bir devlet sözleşme imzalayıp taahhütte bulunuyorsa gereğini de yapmalıdır.’’