KADIN

Kadınlar nüfus kütüğünde eşitlik istiyor!

“Evlenen kadının kaydı kocasının hanesine taşınır” hükmünün iptalinin istemini gündemine alan AYM, ilk incelemesini yarın yapacak.

Kadının evlenmekle kocasının soyadını alması düzenlemesini iptal eden Anayasa Mahkemesi (AYM) bu kez de “evlenen kadının kaydı kocasının hanesine taşınır” düzenlemesini gündemine aldı. Kadının evlendikten sonra kocasının soyadını alması düzenlemesini eşitlik ilkesine aykırı bularak iptal eden AYM, bu düzenlemenin iptal isteminin ilk incelemesini yarın yapacak.

Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 23. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Evlenen kadının kaydı kocasının hanesine taşınır. Kocası ölen kadın yeniden evlenmedikçe ölen kocasının aile kütüğünde kalır. Ancak dilerse babasının kütüğüne dönebilir" hükmünün iptali istemiyle Av. Gülbahar Yılmaz ve Eşi Av. Ömer Çakırgöz başvuru yaptı.

İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesi, baktığı bir davada uygulama konusu olan Kanun maddesinin “eşitlik ilkesine aykırı” olduğu gerekçesiyle yapılan başvuruyu ciddi bularak, iptali istemiyle AYM’ye başvurarak itiraz etti.

AYM, Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 23. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan hükmün iptali istemini 6 Kasım’daki Genel Kurul gündeminde ele alacak. Başvuruda bir eksiklik tespit edilmezse, düzenlemenin iptal istemi daha sonra belirlenecek bir günde esastan görüşülecek.

SONA YAKLAŞIYORUZ

Başvuruyu yapan Gülbahar Yılmaz konuya ilişkin BirGün’e şu değerlendirmeyi yaptı: “5 yıllık hukuk mücadelesinin sonunda mahkemenin talebimizi kabul etmesiyle yapılan norm denetimi başvuru sürecinde artık sona yaklaşıyoruz. AYM yarın kadına karşı ayrımcılık yaratan nüfus kütüğü düzenlemesinin ilk incelemesini yapacak. Başvuru evrakları, ara karar ve uygulanacak kanun hükmünün somut uyuşmazlığa uygulanabilirliği ile mahkemenin yetkisi hususlarında bir sorun olmadığı için AYM genel kurulunun yarın yapacağı toplantıda kanunun esasının incelenmesine karar vermesini bekliyoruz. En geç 2026 yılı ortalarında da kanunun kadına karşı ayrımcılık oluşturduğundan dolayı iptal edilmesini bekliyoruz.”

Ancak bu kararın verilebilmesinin toplumsal ve hukuki destekle mümkün olabileceğini kaydeden Yılmaz, “Çünkü mahkemeler de zaman zaman dönemin gelenekçi düşünce kalıplarına göre daha eril bir yerden yorum yapabiliyor, bu sebeple kanunun sosyolojik sonuçlarını da içine dâhil eden bir yerden karşı argümanları ileri sürmek, mücadele etmek önemli” diye konuştu.

Özellikle kadın örgütleri ve baroların görüş sunmalarının önemine vurgu yapan Yılmaz şöyle devam etti: “Kadın örgütlerini, barolar ve barolar birliğini norm denetimi başvurusunda sürece destek vermelerini ve anayasaya aykırılığın tespit edilerek kanunun iptali için amicus curiae başvurusu yapmaya çağırıyoruz.”

AYM KARARI YOK SAYILDI

AYM daha önce Türk Medeni Kanunu'nun 187. maddesinin birinci cümlesine göre "evlenen kadının kocasının soyadını alacağını ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadının önünde önceki soyadını da kullanabileceği, kadının evlenmeden önceki soyadını evlendikten sonra tek başına kullanamayacağı" yönündeki hükmü de iptal etmişti. AKP iktidarı AYM kararını tanımayarak kadınların kendi soyadlarını kullanmasının önünü engeller koysa da kadınlar büyük bir kazanım elde etmişti. İptal kararında, "Erkek, evlenmeden önceki soyadını evlendikten sonra da tek başına kullanabildiği halde kuralla kadının evlenmeden önceki soyadını evlendikten sonra ancak kocasının soyadının önünde kullanabileceği öngörüldüğünden karşılaştırmaya müsait şekilde benzer durumda olan eşler arasında cinsiyet temelinde farklı muamelenin yapıldığı açıktır" değerlendirmesi yapılmıştı. Bu kararın ardından AKP’nin hazırladığı 9. Yargı Paketi taslağında, kadının evlenince kocasının soyadını almasını yeniden zorunlu kılan bir maddeye yer verilmiş, ancak kadınların tepkisi üzerine bu hüküm taslaktan çıkarılmıştı.

EVDE REİSE, DIŞARDA İKTİDARA BİAT İSTİYORLAR

Daha önce kendim de soyadı mücadelesi verdim. Kadınların soyadı mücadelesi de kütük mücadelesi de ataerkil sistemin kendisine karşı bir mücadele. İktidarın bu konudaki direnci de ‘soyun kimden devam edeceği, kimin kime itaat edeceği zihniyetinin yansıması.’ İstiyorlar ki kadınlar evde ‘evin reisine’, dışarıda ise bu iktidara biat etsin. Bu bir zincir ve bu zincir kırılmasın istiyorlar. Öte yandan burada kritik olan iktidarın AYM kararını uygulayıp uygulamayacağı. Soyadı meselesinde AYM iptal hükmü verse de hiçbir kurum AYM kararını uygulamadı, uygulamıyor. Normlar hiyerarşisi de yok sayılıyor. Hukuk sistemi yok sayılıyor. Zaten soyadı meselesi de kütük meselesi de eşitlik ilkesine aykırıydı. AYM kütüğe dair hükmü de iptal ederse burada asıl mesele AYM kararlarının uygulanıp uygulanmayacağı.