Gelecek yılki Birleşmiş Milletler (BM) iklim zirvesine hangi ülkenin ev sahipliği yapacağı konusunda Türkiye ve Avustralya arasında yaşanan kriz aşıldı.
Tam adı BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin 31'inci Taraflar Konferansı olan ve kısaca COP31 diye anılan zirveyi düzenlemeye hem Türkiye hem de Avustralya talip olmuştu.
Ancak aralarında bir uzlaşı sağlayamayan bu iki ülkeden birinin yarıştan çekilmemesi durumu çıkmaza sokuyordu. Avustralya, Türkiye'nin zirveye ortaklaşa ev sahipliği yapma teklifini de reddetmişti.
Krizin, şu an Brezilya'nın Belem kentinde devam eden ve 21 Kasım'da sona erecek olan COP30 sırasında çözülmesi gerekiyordu. İki ülke arasında uzlaşma sağlanamaması hâlinde daha önce görülmemiş bir durum yaşanacak ve kurallar gereği BM iklim zirvesi, Almanya'nın Bonn kentinde düzenlenecekti. BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin sekreteryası Bonn'da bulunuyor. Ancak Almanya, bu kadar kısa süre içinde böylesi büyük bir organizasyonun hazırlıklarını üstlenmeye istekli değildi.
Azalan zaman nedeniyle iki ülke arasındaki uzlaşı baskısı artarken Avustralya, COP31'e Türkiye'nin ev sahipliği yapmasını kabul etti. Türkiye ve Avustralya'nın Belem'de yürüttüğü müzakerelerde anlaşmazlığın aşılabilmesi için Brezilya da bir temsilci görevlendirmişti.
Taraflar arasında varılan uzlaşıyı Avustralya Başbakanı Anthony Albanese duyurdu.
Albanese, COP31'e Türkiye'nin başkanlık edeceğini ve zirvenin bu ülkede düzenleneceğini, Avustralya'nın ise zirve öncesi hükümetler arası müzakerelere ev sahipliği yapacağını açıkladı.
Albanese, varılan uzlaşının hem Avustralya hem de Türkiye için "büyük bir kazanım" olduğunu, COP öncesi düzenlenecek etkinliğin Pasifik ülkeleri için iklim finansmanını artırmaya odaklanacağını belirtti.
Türkiye, Kasım 2026'de gerçekleştirilmesi planlanan COP31'i Antalya'da düzenleyecek.
Türkiye de COP26 yarışında çekilmişti
Türkiye ve Avustralya, COP31'e ev sahipliği yapabilmek için 2022 yılında başvurdu.
Türkiye, 2021 yılındaki COP26 zirvesine ev sahipliği için de adaylığını koymuş ancak daha sonra İngiltere lehine adaylığını geri çekmişti. Ankara bir kez daha adaylıktan çekilmek istemediğini vurguluyordu.
Türkiye'nin ev sahipliği için savunduğu bir diğer tez ise coğrafi konumuydu. Ankara, merkezî konumdaki Türkiye'nin ev sahipliği durumunda dünyanın dört bir yanından gelecek delegasyonların daha az karbon ayak izi üreteceğine dikkat çekiyordu.
Ankara ayrıca, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelede, "gelişmiş" kuzey ile "gelişmekte olan" güney arasında "köprü rolü" üstlenmek istediğine vurgu yapıyordu.
Avustralya ise Pasifik Adaları ülkeleriyle birlikte COP31'i düzenleyerek iklim değişikliğinin etkilerinden ağır darbe alan bu bölgeye dikkat çekmeyi umuyordu.
Ev sahibi ülke nasıl seçiliyor?
Her yıl düzenlenen COP zirvesinin ev sahipliği, BM'de bölgelere göre ayrılmış beş ülke grubu arasında rotasyon hâlinde yapılıyor. Zirveye geçen yıl Doğu Avrupa grubundaki Azerbaycan ev sahipliği yapmıştı. Bu yılki zirvenin ev sahibi, Latin Amerika ve Karayipler Grubu'ndan Brezilya. 2026'da ise ev sahipliği sırası, Türkiye ile Avustralya'nın da dahil olduğu "Batı Avrupa ve Diğerleri" (WEOG) grubunda.
BM kurallarına göre COP'a ev sahipliği yapacak ülkenin, kendi grubundan oy birliğiyle seçilmesi gerekiyor. Oy kullanma hakkı bulunan gözlemci statüsündeki BM ile birlikte 29 üyesi bulunan WEOG grubunda, Fransa ve Almanya dâhil Avrupa ülkelerinin yanı sıra ABD, İsrail, Kanada, İzlanda ve Yeni Zelanda gibi ülkeler de yer alıyor.
Avustralya, WEOG üyesi 23 ülkenin desteğine sahip olduğunu iddia etmişti.
COP31'e ev sahipliği yapacak ülkeye karar verilmesi için WEOG grubuna Haziran ayına kadar mühlet veren BM, sonuca ulaşılamaması üzerine Temmuz'da da Türkiye ve Avustralya'ya aralarındaki anlaşmazlığı bir an önce çözmeleri için çağrıda bulunmuştu.
COP ev sahipliği neden önemli?
Küresel ısınmanın iklim üzerindeki etkilerine karşı, 1992'de Rio de Janeiro'da düzenlenen BM Çevre ve Kalkınma Konferansı'nda imzaya açılan BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, uluslararası alanda atılan ilk ve en önemli adımı teşkil ediyor. 21 Mart 1994'te yürürlüğe giren BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 196 ülkenin yanı sıra Avrupa Birliği (AB) de taraf durumda. Türkiye, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne 24 Mayıs 2004'te katıldı.
BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin en üst karar alma organı olan Taraflar Konferansı (Conference of Parties-COP), her yıl toplanarak taraf ülkelerin oy birliğiyle kararlar alıyor.
COP zirvelerine ev sahipliği yapmak ise siyasi ve ekonomik açılardan önemli rol oynuyor.
Küresel iklim politikalarında atılacak adımların belirlendiği en önemli platform olan COP, ev sahibi ülkeye gündem belirleme ve küresel anlaşmalar için gerekli diplomatik süreci yönetme imkânı vermesinin yanı sıra iklim dışındaki konularda da diplomatik ağırlık kazandırıyor.
Ev sahibi ülke ayrıca çevre konusundaki projelerini vitrine çıkararak dev projelerin finansmanı için yatırım çekme avantajına da sahip oluyor.





