DÜNYA

Madagaskar’dan Fas’a Z kuşağı eylemleri: Gençler ne istiyor?

Nepal’den Madagaskar’a, Fas’tan Jakarta’ya Z kuşağı, sosyal medya üzerinden örgütlenip yolsuzluk ve eşitsizliğe karşı sokaklara çıkıyor.

Katmandu’dan Rabat’a, Antananarivo’dan Jakarta’ya uzanan protesto dalgası, Z kuşağının siyasete ilgisiz olduğuna dair klişeleri yıkıyor. Fas ve Madagaskar’da Discord ve sosyal medya üzerinden örgütlenen gençler, yolsuzluk, eşitsizlik ve işlevsiz kamu hizmetlerine karşı sokağa çıkıyor.

1. Gençlik hareketleri neden öne çıkıyor?

Dünyanın farklı bölgelerinde son haftalarda yükselen gençlik hareketleri, Z kuşağının siyasete kayıtsız olduğu yönündeki önyargıları boşa çıkarıyor. Katmandu, Jakarta, Rabat ve Antananarivo’da gençler, hem hükümet politikalarına hem de derinleşen eşitsizliklere karşı kitlesel protestolar düzenliyor.

Geçtiğimiz aylarda, Z kuşağı tarafından örgütlenmiş bir dizi protesto dünya gündemine damga vurdu. Eylül başında Nepal’de başlayan protestolar kısa sürede ülke geneline yayıldı ve hükümetin düşmesine yol açtı. Gençler, ekonomik kriz, işsizlik ve yolsuzluklara karşı sosyal medyada örgütlenerek sokaklara çıktı. Hareketin en dikkat çeken yönü, lidersiz ve yatay yapısıydı. Nepal’deki ayaklanma, Madagaskar ve diğer ülkelerdeki gençlik hareketlerine ilham verdi.

2. Fas’ta Z kuşağı neden sokağa döküldü?

Fas İçişleri Bakanlığı, geçen hafta başlayan protestolarda üç kişinin öldüğünü açıkladı. Bakanlık, ölümlerin polis silahlarını ele geçirme girişimi sırasında yaşandığını savunsa da görgü tanıkları bu iddiayı doğrulamadı. İzin alınmadan yapılan gösteriler, ülkenin yıllardır gördüğü en büyük protestolardan biri olarak değerlendiriliyor.

Binlerce genç, Discord üzerinden örgütlenerek “daha onurlu bir yaşam, adil gelir dağılımı ve işleyen sağlık ile eğitim sistemi” taleplerini öne çıkarıyor. Sciences Po UIR’den sosyolog Mehdi Alioua, “Bu gençler meritokrasiye inanıyor ama kartların baştan işlerine karşı dizildiğini görüyor” diyor.

3. Madagaskar’daki protestoların nedeni nedir?

Madagaskar’da sosyal medyada doğan “Gen Z Madagascar” adlı grup, ülke tarihinde ilk kez gençleri merkeze alan protestolar düzenliyor. UNICEF verilerine göre ülke nüfusunun üçte ikisi 30 yaşın altında. Protestolar yatay, lidersiz ve spontane yapısıyla dikkat çekiyor.

Transparency International Başkan Yardımcısı Ketakandriana Rafitoson, “Bu protestolar iktidarı ele geçirme amacı taşımıyor; amaç, yaşanabilir bir gelecek talebi” diyor.

Madagaskar’da gençlerin öfkesi, pahalı projeler ve yolsuzluk iddialarıyla büyüyor. Halkın büyük kısmı günde 2 dolardan az gelirle yaşarken, devletin Antananarivo’da yaptığı maliyetli teleferik projesi tepki odağına dönüştü. Cumhurbaşkanı Andry Rajoelina’nın oğlunun İsviçre’deki yıllık 150 bin euroya mal olan eğitimi de sosyal medyada öfkeyi artırdı.

4. Protestoların ortak özellikleri nelerdir?

Z kuşağı protestoları, sosyal medyanın dili ve estetiğiyle büyüyor. Hashtag’ler, yapay zekâ destekli görseller, hızlı videolar ve alaycı mizah gençlerin en güçlü silahları. Madagaskar’daki protestocular, Asya’daki hareketlerden ilham aldıklarını belirtiyor.

Nepal’de hükümeti deviren gençlik ayaklanması, Madagaskar’daki hareketin fitilini ateşledi. Japon manga serisi One Piece’ten alınan korsan bayrağı, gençlerin sembolü hâline geldi. Endonezya ve Nepal’deki gösterilerde kullanılan bayrağın Madagaskar versiyonunda kafatası figürü yerel başlıkla süslendi.

5. Z kuşağı hükümetlerden ne istiyor ve bu protestoların etkisi ne olabilir?

Gençler, Asya’dan Afrika’ya benzer taleplerle sokakta: ekonomik eşitsizlik, pahalı ve lüks harcamalar, işleyen kamu hizmetleri. Rafitoson’a göre bu hareket sadece ekonomik taleplerle sınırlı değil: “Z kuşağı, başarısız bir sistem içinde hayatta kalmayı değil, onu kökten dönüştürmeyi tartışıyor. Bu geçici bir başkaldırı değil; kuşaklar arası bir kırılma.”

Alioua ise ekliyor: “Gençler, bağımsızlık kuşağının vaatlerinin gerçekleşmediğini düşünüyor. Bugün gördüğümüz, devlet krizinin en güçlü barometresi olarak gençlerin isyanı.”

Dünya genelinde yükselen bu yeni kuşak hareketleri, sadece ülkelerinde değil, küresel siyasetin de çehresini değiştirebilecek bir dönüm noktasına işaret ediyor.