Hintli-Ugandalı göçmen bir ailenin oğlu, Müslüman ve “demokratik sosyalist” kimliğiyle öne çıkan Zohran Mamdani, New York Belediye Başkanlığı için yarışıyor.

ABD’nin en büyük, en zengin ama aynı zamanda en eşitsiz kentinde Mamdani, “Beyaz, Anglosakson, Protestan egemenliğinin ötesine geçmek” isteyenlerin adayı olarak görülüyor.

Seçim yarışı ve dengeler

New York’ta seçmenler bugün sandık başında.

Başlıca üç aday öne çıkıyor:

Arkeologlar, 2 bin yıllık "gizemli cinayeti" ortaya çıkardı
Arkeologlar, 2 bin yıllık "gizemli cinayeti" ortaya çıkardı
İçeriği Görüntüle

Zohran Mamdani (Demokrat aday)

Andrew Cuomo (bağımsız, eski vali)

Curtis Sliwa (Cumhuriyetçi)

Oyların yaklaşık yüzde 97’sinin bu üç aday arasında paylaşılması bekleniyor.

Son anketlerde Mamdani 13–15 puan önde görünürken, bazı araştırmalar Cuomo’nun arayı kapattığını gösteriyor. Cumhuriyetçi aday Sliwa ise yarışın oldukça gerisinde.

Donald Trump, Mamdani’yi “komünist” olarak nitelendirerek Cuomo’ya destek sinyali verdi. “Kötü bir Demokrat ile komünist arasında kalırsam, kötü Demokrat’ı seçerim,” dedi.

Kampanya stratejileri

Mamdani, yenilikçi ve ilerici politikalarla genç seçmene sesleniyor.

Ekonomik eşitlik, kamusal hizmet ve kira politikalarında adalet vaat ediyor.

Cuomo, yönetim tecrübesine vurgu yapıyor ancak geçmişteki taciz skandalı nedeniyle güven sorunu yaşıyor.

Sliwa, Trump çizgisine yakın olmasına rağmen kendi partisi içinde bile sınırlı destek bulabiliyor.

Erken oy kullanımı bu seçimde kritik önemde. 735 bini aşkın kişi erken oy kullandı; bunların yüzde 56’sı 55 yaş altı seçmen.

Trump’ın müdahalesi

ABD Başkanı Donald Trump, Mamdani’nin seçilmesi hâlinde New York’a federal fonların “kesilebileceği” tehdidinde bulundu.

Fox News’ta “Bir komünist yönetirse New York’a para göndermek boşa harcamadır,” diyen Trump, federal hükümetin kente el koyabileceğini ima etti.

Ancak uzmanlara göre ABD’de federal yapı gereği, başkanın bir şehri bu şekilde cezalandırması yasal olarak mümkün değil.

Buna karşın, Mamdani’nin kazanması halinde Washington’un kente yönelik kaynak aktarmada isteksiz davranabileceği değerlendiriliyor.

Mamdani zaferinin olası sonuçları

Mamdani’nin kazanması, New York siyasetinde ideolojik bir kırılma anlamına gelebilir.

Kent bütçesinden kira ve ulaşım politikalarına, kamu hizmetlerinden sosyal yardımlara kadar birçok alanda “ilerici-popülist” uygulamaların öne çıkması bekleniyor.

Bu değişim, iş dünyası ve emlak çevrelerinde rahatsızlık yaratabilir.

Öte yandan Mamdani’nin başarısı, Demokrat Parti içinde “müesses nizam” çizgisine karşı yeni bir ilerici dalganın sembolü olabilir.

Yeni kuşak siyaseti ve toplumsal taban

Mamdani’yi destekleyen taban, New York’un en dinamik ama en kırılgan kesimlerinden oluşuyor:

Yoksul işçiler, göçmenler, kadınlar, kuir topluluklar, gençler, sanatçılar ve akademisyenler.

Bu kesim için Mamdani, sadece bir aday değil; “kent üzerindeki haklarını” geri isteyen bir kolektif ses.

Kampanyasının “Burası bizim kentimiz, onların oyun sahası değil” sloganı, bu duyguyu özetliyor.

Trump’ın tehditleri bu tabanda ters tepiyor. “Bizden korkuyorlar” hissi, sandığa gitme motivasyonuna dönüşüyor.

Cuomo ise Wall Street ve medya elitleriyle özdeşleşmiş bir figür olarak “eski düzenin temsilcisi” olarak görülüyor.

Bir umut dili: Dayanışma ve hak siyaseti

Mamdani, bireysel başarıdan çok kamusal dayanışmayı öne çıkarıyor.

“Kira tavanı”, “ücretsiz ulaşım” ve “kamusal sağlık hizmeti” vaatleri, kentteki emekçi mahallelerde karşılık buluyor.

“Yoksulluk kişisel başarısızlık değil; politik bir tercihtir” sözü, kampanyasının özeti niteliğinde.

Ayrıca feminist ve kuir hareketlerle kurduğu bağ, “eşitlik” söylemini soyut bir ideali değil, gündelik yaşamın politikası haline getiriyor.

Mamdani’nin entelektüel ve kültürel çevreyle kurduğu ilişki ise siyasetin yeniden etik ve düşünsel bir alan olabileceğine dair umut yaratıyor.