11 Eylül 2001’de New York’ta Dünya Ticaret Merkezi yakınlarındaki ofisine gitmek üzere yola çıkan 82 yaşındaki Sylvia Bloom, saldırılar sonrası yaşanan kaosta eve dönmesi istenince “taksi yerine otobüse binmeyi” tercih etti. Onu tanıyanlar için bu detay, hayatı boyunca sürdürdüğü mütevazı yaşam tarzının küçük bir göstergesiydi.
Bloom, neredeyse 70 yıl boyunca aynı hukuk firmasında sekreter olarak çalıştı. Bu süreçte patronlarının yaptığı yatırımları küçük miktarlarda kendi adına da yaparak milyonlarca dolarlık servet biriktirdi. Ancak bu serveti kimseyle paylaşmadı, hatta eşi ve yakın çevresi bile fark etmedi.
2016’da hayatını kaybettiğinde geride bıraktığı miras, onun gerçek hikâyesini açığa çıkardı. Toplamda 9 milyon doları aşan servetinin büyük bölümünü, dezavantajlı gençlere burs sağlamak amacıyla New York merkezli Henry Street Settlement Vakfı’na bağışladı.
Brooklyn’de doğdu, sessizce yatırım yaptı
1919’da Brooklyn’de, Doğu Avrupalı göçmen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Bloom, Büyük Buhran’ın zorluklarıyla büyüdü. Gündüzleri çalışıp akşamları okula giderek eğitimini sürdürdü. 1947’de yeni kurulan Cleary Gottlieb Steen & Hamilton hukuk firmasına sekreter olarak girdi ve orada 67 yıl çalıştı.
Yeğeni Jane Lockshin’in anlattığına göre Bloom, patronlarının verdiği yatırım talimatlarını yerine getirirken kendisi için de küçük alımlar yapıyordu. “Patron 1000 AT&T hissesi alın derdi, Sylvia 100 de kendisi için alırdı” diyor Lockshin.
Sır saklayan bir milyonermiş
Kocası Raymond Margolies ile Brooklyn’de tek odalı bir dairede yaşayan Bloom, mütevazı yaşam tarzıyla tanındı. Çocukları olmadı, seyahat etmeyi ve operayı çok sevdi. Ancak kimse onun milyoner olduğunu bilmedi.
Bloom’un 2016’daki ölümünden sonra vasiyeti ortaya çıktığında, geride bıraktığı servet hem ailesini hem de yardım kuruluşlarını şaşırttı. Vakfın yöneticileri, onun bağışını “kurum tarihindeki en büyük bireysel katkı” olarak duyurdu.
Bugün “Bloom-Margolies Burs Fonu”, lise yıllarından üniversite mezuniyetine kadar öğrencileri destekleyen kalıcı bir program olarak yaşamaya devam ediyor.