EKONOMİ

Türk-İş raporu: Cüzdanlar boşalıyor sepetler dolmuyor

Türk-İş’in Eylül 2025 raporu, asgari ücret ile insanca yaşamanın arasındaki uçurumun giderek büyüdüğünü ortaya koyuyor.

Asgari ücretli bir işçi yalnızca temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışsa bile ayda 14 bin lira açık veriyor. Farklı hesaplamalarla dahi doğrulanan yüksek gıda enflasyonu, finans çevrelerinin öngördüğü asgari ücret zam oranlarını şimdiden geride bıraktı.

Asgari ücret tartışmaları henüz yeni başlarken mutfak enflasyonu, konuşulan zam oranlarını çoktan aştı. Emeğiyle geçinen milyonlar, yılın ilk 9 ayında gıda sepetini dolduramaz hale getirildi. Ücretler yetersiz kalırken temel ihtiyaçların karşılanması imkânsızlaştı.

Açlık ve yoksulluk sınırı

Türk-İş’in Eylül 2025 raporuna göre:

Açlık sınırı: 27 bin 970 TL → Asgari ücretin 5 bin 855 TL üstünde.

Yoksulluk sınırı: 91 bin 109 TL → Asgari ücretin 4 katını aştı.

Raporda, “Elde edilen gelir ile insan onuru ve değeri ile bağdaşacak asgari bir yaşam sürmesi için gerekli olan harcama tutarı arasında oluşan fark bu ay yine artış göstermiştir” denildi.

Yalnızca gıda harcamalarında bile yıllık enflasyon yüzde 41,05 oldu. İlk dokuz aylık artış ise yüzde 32,67. Tek başına yaşayan bir çalışanın “yaşama maliyeti” 36 bin 304 liraya çıkarak asgari ücretin çok üzerine çıktı.

Buna göre asgari ücretli bir çalışan, yalnızca temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştığında bile aylık 14 bin 201 TL ekside kalıyor.

Zamda işaretler asgari

Son iki yıldır ara zam yapılmayan asgari ücret hızla eriyor. İşçiyi temsil etmesi gereken sendikalar sessizliğe gömülürken, tartışmaları bu kez finans kuruluşları başlattı. JPMorgan, Türkiye’de asgari ücrete gelecek yıl yüzde 20 zam beklediğini açıkladı.

Oysa yılın ilk 9 ayında sadece gıda fiyatları bile yüzde 32,67 arttı. Yüzde 20’lik bir zam bugün yapılsa bile, işçi sadece gıdada yüzde 12,67 reel kayıp yaşayacak.

Ekonomi yönetiminin IMF çizgisinde şekillenen Orta Vadeli Program kapsamında düşük ücret artışına yönelmesi, emek gelirlerindeki reel kayıpları derinleştiriyor.

Tarla ve tezgâh arasında uçurum

Üretici emeğinin karşılığını alamazken, tüketici markette fahiş fiyatlarla karşılaşıyor. TZOB’un Eylül 2025 verilerine göre tarla ile market arasındaki fiyat farkı yüzde 335,5’e kadar çıktı.

En çarpıcı fark patateste:

Üreticide: 4,38 TL

Market: 19,08 TL

Fiyat farkı patateste yüzde 335,5, kabakta yüzde 308,7, marulda yüzde 250,4 oldu. Marketlerde en çok zamlanan ürün yüzde 65,1 ile marul olurken, üreticide en çok artış yüzde 73,7 ile fındıkta görüldü.

Tarımsal girdi maliyetleri de artışa hız verdi:

Mazot: +%31,3

Yem: +%30

Üre gübresi: +%75,3

DAP gübresi: +%51,3

Elektrik: +%12,8

Üretici ve tüketici arasındaki makas açıldıkça hem çiftçi hem de yurttaş kaybediyor.