EKONOMİ

Türkiye’de enflasyon neden düşmüyor?

Zimbabve ve Arjantin’in ardından dünyanın en yüksek üçüncü enflasyonuna sahip Türkiye’de, fiyat istikrarı hâlâ sağlanamıyor.

Türkiye ekonomisinde yüksek enflasyonun önüne geçilemiyor. Eylül ayında enflasyon aylık yüzde 3,23 artarak beklentileri aştı. Bu sonuç, Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz indirimlerine devam edip etmeyeceği sorusunu yeniden gündeme taşıdı.

Zimbabve ve Arjantin’in ardından dünyanın en yüksek üçüncü enflasyonuna sahip ülke konumundaki Türkiye’de, son iki yıldır yürürlükte olan enflasyonla mücadele programı fiyat artışlarını dizginlemekte başarısız oldu.

TÜİK verilerine göre yıllık enflasyon yüzde 33,29, aylık artış ise yüzde 3,23 olarak gerçekleşti. Gıda, konut ve eğitim harcamalarındaki artışlar enflasyonun ana belirleyicisi oldu.

Fiyat artışlarında yeni dalga

En yüksek harcama gruplarında yıllık artış oranları;

Konut: %51,36

Gıda ve alkolsüz içecekler: %36,06

Ulaştırma: %25,30

Eğitim: %66,1

Verilerin açıklanmasının ardından Borsa İstanbul %1,8, bankacılık endeksi ise %3 geriledi.

“Enflasyon beklentileri düşmüyor”

Koç Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kamil Yılmaz, DW Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede enflasyonun kontrol altına alınamamasının temel nedeninin hizmet sektöründeki yapışkan fiyatlar olduğunu belirtti:

“Faizler yüksek tutulmasına rağmen enflasyon beklentileri değişmediği için şirketler fiyatlarını artırmaya devam ediyor. Bu durum iyiye işaret değil.”

Yılmaz’a göre sadece para politikası ile mücadele mümkün değil:

Bütçe harcamaları kısılmadıkça ve maliye politikası destek vermedikçe enflasyon düşmez. 2027 sonunda bile yüzde 20’nin altı zor.”

Hükümet: “Eylül etkisi geçici”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Eylül ayı enflasyonundaki artışı “gıda fiyatlarındaki olağanüstü koşullar” ile açıkladı:

“Zirai don ve kuraklık nedeniyle gıda enflasyonu eylül ortalamasının 3 puan üzerinde gerçekleşti.”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da benzer bir açıklama yaparak, “Yıllık enflasyondaki geçici artışa rağmen program kararlılıkla sürüyor” dedi.

“Sorun parasal değil, siyasi”

Kadir Has Üniversitesi’nden Prof. Dr. Alp Erinç Yeldan, Türkiye’de yaşanan enflasyonun artık “parasal değil, yapısal ve siyasi” nitelikte olduğunu savundu:

“Ekonomideki fiyatlama davranışları güven eksikliğinden kaynaklanıyor. Demokrasi ve hukuk alanındaki belirsizlikler ortadan kalkmadan fiyat istikrarı sağlanamaz.”

Yeldan’a göre Türkiye, 1990’lardaki ‘kayıp 10 yıla’ benzer bir döneme girmiş durumda:

“Güven olmayınca herkes kendi rantını korumaya çalışıyor. Hukukun üstünlüğü kurulmadıkça Merkez Bankası’nın faiz silahı tek başına işe yaramaz.”

Faiz indirimi süreci duracak mı?

Eylül verilerinin beklentileri aşması, TCMB’nin faiz indirim sürecini durdurabileceği yorumlarına yol açtı.

Ocak 2025’te %50’den %47,5’e indirilen politika faizi, yaz aylarında %40,5 seviyesine kadar düşürülmüştü.

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, Merkez Bankası’nın Ekim toplantısında “sert fren” yapabileceğini söylüyor:

“Yıl sonu enflasyonu beklentisi yüzde 31-32’ye çıktı. Bu durumda faiz en fazla yüzde 37-38 civarında kalabilir. Ekimde indirim hızı azalacaktır.”

Uzmanlardan ortak uyarı

Uzmanlar, faiz tek başına yeterli değil derken; kalıcı bir düşüş için mali disiplin, siyasi istikrar ve hukukun güvence altına alınması gerektiği konusunda hemfikir.

Enflasyonun yönü, önümüzdeki aylarda hükümetin maliye politikası ve Merkez Bankası’nın tutumu ile netleşecek.