Yargıtay, borçlar nedeniyle çalışanların ve emeklilerin maaş ve ücretlerine doğrudan blokaj uygulanabileceğine hükmeden kritik bir karara imza attı. Karar, Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Haciz değil, blokaj: “Vurmak değil, öldürmek”
Yargıtay’ın çoğunluk oyu ile aldığı bu karar, bazı üyelerin muhalefet şerhiyle birlikte yayımlandı. Karara itiraz eden bir Yargıtay üyesi, blokajın hacizden çok daha ağır sonuçlar doğurduğunu vurguladı:
“Görüldüğü gibi haciz borçlu için bir darbe ise, blokaj bir yok etmedir. Tabir caizse haciz vurmak, blokaj öldürmektir. Haciz yasaksa, blokaj haydi haydi yasaktır.”
Üyenin ifadesine göre, çalışanların maaşlarının bankalar aracılığıyla bloke edilmesi, doğrudan temel yaşam hakkını tehdit ediyor.
Sadece emekliler değil, herkes tehlikede
Karara muhalefet eden üyeler, düzenlemenin yalnızca emeklileri değil, tüm ücretli çalışanları kapsadığını vurguladı. Muhalefet şerhinde şu ifadeler yer aldı:
“Henüz emekli olmamış memurlar, asgari ücretliler ve kamu çalışanları da bu karardan etkilenir. Artık, bu kişilerin aylıklarına da blokaj/el koyma hakkı doğmuştur. Karar, çalışanların sosyal güvenlik hakkını da zedeler niteliktedir.”
Tefecilere dahi yasal yetki mi veriliyor?
Kararla birlikte özel kişi veya kurumların, hatta tefecilerin bile yasal yollarla maaşlara el koyabilmesinin önü açılmış oldu. Yargıtay üyesi, bu durumu şöyle değerlendirdi:
“Bir ikrazat sözleşmesiyle tefeciye imza veren bir emekli, maaşına bloke konulmasını kabul etmişse; artık o maaş üzerine yasal olarak el konulabilir. Kiracının emekli maaşı bile, kira kontratındaki blokaj izniyle kiralayana aktarılabilir.”
“Açlık sınırı altındaki emekli bankalara ezdirilir”
Yargıtay üyesi, kararın Anayasa’ya aykırı olduğunu belirterek, karardan en çok emeklilerin zarar göreceğini vurguladı:
“Aldıkları maaş açlık sınırının bile altında olan emekliler, kredi borçlarını ödeyemediklerinde bankalar karşısında ezilecek. Bu karar, halkın borç kıskacında daha da yoksullaşmasına yol açacaktır.”