10 Ekim 2015’te Ankara Garı’nda gerçekleştirilen ‘Emek, Barış ve Demokrasi’ mitingi saldırısında 104 kişi hayatını kaybetti, 500’ün üzerinde kişi yaralandı. Katliamda 2’si çocuk olan kayıplarımız arasında, 9 yaşındaki Veysel Atılgan ve 17 yaşındaki Dicle Deli de vardı.
Veysel Atılgan bugün hayatta olsaydı 19 yaşında olacaktı; Dicle Deli ise 27 yaşına basacaktı. İkisi de barış ve demokrasi talebiyle mitinge katılmış ve aynı saldırıda yaşamını yitirmişti.
Veysel Atılgan’ın hikayesi
Veysel, TCDD Diyarbakır Müdürlüğü’nde çalışan babası İbrahim Atılgan ile mitingteydi. 3/A sınıfı öğrencisi olan Veysel, küçük yaşına rağmen avukat olmayı hayal ediyordu. Ailesi, Veysel’e o sabah sendika odasında verecekleri harçlıkları patlama nedeniyle veremedi. Atılgan ailesinin avukatı ve 10 Ekim Barış Derneği Eş Sözcüsü Mehtap Sakinci, Veysel’in mitinge gitme isteğini anlatırken, “O sabah evin kapısını kitlerken anahtarı bırakmıştı, sessizce mitinge gitmesinler diye…” dedi.
Ankara 12. İdare Mahkemesi ve ardından Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvurular sonucunda, Veysel’in yaşam hakkının ihlal edilmediğine karar verildi.
Dicle Deli’nin hikayesi
Dicle Deli, lise öğrencisi, kendisinden büyük dört ablanın ve küçük iki erkek kardeşin kardeşi idi. Babası Faik Deli, kızını “Hayatın hiçbir alanında haksızlığa sessiz kalamazdı, çocuklardan sokak hayvanlarına kadar herkese duyarlı bir çocuktu” sözleriyle anlattı. Dicle’nin evlerinde halen yaşayan kedisi Minik, kızlarının hatırasını yaşatıyor.
Babası, 10 Ekim sabahına dair anısını şöyle paylaşıyor: “Dicle’nin sesi çok güzeldi, türkü söylerdi. Son kez araç içinde türkü söylerken çekilmiş görüntüleri var. Bana ‘Baba seni seviyorum’ dedi, ben de ‘Seni seviyorum kızım’ dedim ve onu bağrıma bastım. Bir daha o anı yaşamak nasip olmadı.”
10 Ekim’in 10. yılında adalet talebi
Veysel ve Dicle’nin aileleri, katliamın 10. yılında çocuklarını anarken adalet talebini sürdürüyor. Barış talebiyle çıktıkları yolda yaşamını yitiren iki çocuk, anılarıyla hatırlanmaya devam ediyor.