Adapazarı Kültür Merkezi önünde gerçekleştirilen eyleme katılan kadınlar, cinayeti protesto için makasla saçlarını kestiler ve İran’da bir haftayı aşan süredir direnişte olan kadınlarla dayanışma mesajlarını ilettiler. Platform Sözcüsü Eğitim Sen Kadın Sekreteri Yasemin Hacıeyüpoğlu, burada yaptığı konuşmada, Bugün burada sadece bir sesiz. Ama bu ses bir isyanın sesidir. Bir direnişin sesidir. Zulme boyun eğmediğimizin zulme boyun eğmeyeceğimizin sesidir. Erkek kadın herkesin sesidir bu ses. Bugün dünyanın her yerinde her kadın aynı şeyi söylüyor: Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” dedi. Hacıeyüpoğlu şunları kaydetti: Bugün burada sadece bir sesiz. Ama bu ses bir isyanın sesidir. Bir direnişin sesidir. Zulme boyun eğmediğimizin zulme boyun eğmeyeceğimizin sesidir. Erkek kadın herkesin sesidir bu ses. Bugün dünyanın her yerinde her kadın aynı şeyi söylüyor: “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” İran’da 22 yaşında Masha Amini’nin katledilmesi bir insanlık suçudur. Mahsa Emini başörtüsünü düzgün takmadığı gerekçesiyle başkent Tahran’da ahlak polisi tarafından gözaltına alınıp işkenceyle öldürülmüştür. Bu bir din meselesi bir ahlak meselesi değildir. Bu bir rejim bir otorite meselesidir. Ve bu sadece İran’ın meselesi de değildir. Bu, dünyadaki bütün kadınların bütün insanlığın meselesidir. Ve bu yüzden İran başta olmak üzere dünyanın her yerinde halklar, Mahsa Emini’nin katledilmesine karşı tepkilerini vermeye ve isyanını büyütmeye devam ediyor. Bizler kadın bedeni üzerinden yapılan siyasetten bıktık. Bizler kadınların üzerinden yapılan inanç siyasetinden de bıktık. Bir kadının nasıl giyineceğine, nasıl yaşayacağına, kaç çocuk doğuracağına, nasıl güleceğine, fasulyeyi nasıl pişireceğine, sokakta nasıl yürüyeceğine, hangi mesleği yapacağına karışılmasından da bıktık. Anne kutsalıyla bizi kutsamanızdan, sokak ortasında öldürülmekten, koca, eş, sevgili, baba zulmünden de bıktık. Sadece burada değil bütün dünyada kadınlar erkek egemen siyasetten ve zihniyetten bıktı. Ve bu isyan bugün dalga dalga yükselerek bir halk isyanına dönüşüyor. Artık erkeklerin de bizimle sokağa döküldüğü günlere geldik. İranlı kadınlar başta olmak üzere bütün kadınlar bu zulme yeter diyor. Sokaklarda güçlü gösteri ve yürüyüşlerle erkek egemen İran Rejimine ve onun “ahlak polisi” gibi kadın düşmanı kurumlarına karşı isyanını yükseltiyor. İnancınız, savunduğunuz düşünceleriniz ideolojiniz ne olursa olsun, bir insanın giydiği kıyafetten dolayı öldürülmesini haklı bulmak bir insanlık suçudur. Bizler 23 yaşındaki kız çocuklarımızın devlet eliyle katledilmesine isyan ettiğimiz için sokaklardayız. Bizler kızlarımıza çocuklarımıza tecavüz eden tecavüzcülerinin salıverilmesine karşı çıktığımız için sokaklardayız. Bizler kocaları tarafından dövülüp sokağa atılan kardeşlerimiz için sokaklardayız. Bizler kadınların örtünüp örtünmemesinin kendi iradesi olduğunu savunmak için sokaklardayız. Bizler can güvenliğimizin olmadığını dünyanın her yerinde kadınların erkek egemen zihniyetin altında ezilmesine isyan ettiğimiz için sokaklardayız. Zulme ve baskıya boyun eğmemek için sokaklardayız. Hem hayatın içinde hem de kavganın tam ortasında olduğumuzu göstermek için sokaklardayız. Bir kadının daha katledilmesine dur demek için sokaklardayız Biz sokaklardayız. Ve bütün kadınlar sokaklara dökülene kadar, yaşamımızdan haklarımızdan vazgeçmediğimizi bütün dünyaya kabul ettirene kadar sokaklardayız. .“Mahsa şahsında katledilen tüm kadınlara sözümüz, ahlaksızlık sizin görünen saç tellerinizde değil İran’dan tüm dünyaya erkek egemen iktidarların zihniyetindedir. Bu mücadeleyi insanlığın isyanı ve direnişiyle birleştirerek özgür bir dünyayı hep birlikte inşa edeceğiz.” Benim saçlarımı açmak fırtınalara ve rüzgarlara sebep oluyorsa sesim toprağın kaymasına sebep oluyorsa kollarımın açıklığı iklimi ısıtıyorsa gülüşüm kainatin dengesini bozup istikrasızlık yaratıp tüm ahlaksız içgüdüleri uyandırıyorsa Tüm doğal afetlerin ardında ben varsam o halde benden kork ölümlü ve mutsuz olan sensin ben dünyanın kendisiyim… İran’da protestolarda ölen adı geçmeyen diğer kadınların anısına ithaf ediyorum konuşmayı…