Kadın Dernekleri Federasyonu, bugünkü Cuma Hutbesinde geçen “Kadın erkek arkadaşlığı kişileri zinaya sürükler" ifadelerinin kabul edilemez olduğunu belirterek, Diyanet İşleri Başkanlığını laiklik ilkesine aykırı bu ifadeler için özür dilemeye çağırdı.

Federasyon Başkanı Canan Güllü, yaptığı yazılı açıklamada, Diyanet İşleri Başkanlığının Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “din hizmetlerini düzenlemek ve toplumu aydınlatmak” amacıyla kurulduğuna işaret ederek, bu ifadelerin kurumun kendi varlık sebebine de aykırı olduğunu savundu.

Anayasaya göre, devletin dini kurallara göre değil, hukuk kurallarına göre yönetilmesinin esas olduğunu vurgulayan Canan Güllü, şunları kaydetti:

"Kamusal görev yürüten bir kurumun, bireylerin özel hayatına, arkadaşlık ilişkilerine ve medeni tercihlerine dini hükümle müdahale etmesi kabul edilemez. Bu beyan Anayasanın 10. Maddesinde yer alan eşitlik ilkesini ihlal ederek kadın ve erkeğin eşit yurttaşlık hakkını hedef almaktadır. Kadın ile erkeğin yalnızca cinsellik üzerinden tariflenmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef almakta, cinsiyetler arası sağlıklı sosyal ilişkileri “günah” ya da “suç” olarak kodlayan bu dil, yalnızca çağ dışı değil, aynı zamanda tehlikelidir. Bu yaklaşım, kadınları ötekileştirir, şiddeti körükler ve genç kuşakları baskı altına alır."

DİYANET SUÇ İŞLEMEYE DEVAM ETMEKTEDİR

Feminist Gece Yürüyüşü Komisyonu'ndan suç duyurusu
Feminist Gece Yürüyüşü Komisyonu'ndan suç duyurusu
İçeriği Görüntüle

"Diyanet, Atatürk’ün mirasına sadakat göstermek yerine, halkın yaşam tarzına müdahale eden ve özellikle kadınları hedef gösteren söylemlerle anayasal suç işlemeye devam etmektedir.

Toplumu kutuplaştıran, arkadaşlık, dostluk ve sosyal dayanışma gibi temel insani ilişkileri karalayan bu tür açıklamalar, genç kadınların kamusal alandaki varlığına yönelik tehdit oluşturmaktadır. Bu tür açıklamalar halkı kin ve ayrımcılığa teşvik etmekte, özellikle genç kadınları hedef haline getirmektedir.

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu olarak açıkça ifade ediyoruz; Biz kadınlar, şiddetle, karanlıkla ve dayatmayla değil; özgürlükle, eşitlikle ve laiklikle yaşamakta ısrarcıyız. Kadın ve erkeğin eşit, özgür ve dostça bir toplum inşa etmesi; bu ülkenin geleceği ve Cumhuriyetin bekası için elzemdir."

CEMAAT DİLİ DEĞİL CUHURİYET DİLİ

"Bizler, bu hutbede yer alan ifadeyi yalnızca bir fikir beyanı olarak değil, laik devlet düzenine açık bir saldırı olarak değerlendiriyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı’nı, anayasal sınırlarına, kuruluş ilkelerine ve toplumsal sorumluluğuna geri dönmeye; kadınların ve gençlerin yaşam hakkına ve özgürlüklerine saygı göstermeye çağırıyoruz.

Kadınların, gençlerin ve tüm yurttaşların arkadaşlık ilişkileri üzerinden ahlaksızlıkla yaftalanmasını reddediyoruz. Diyanet, anayasal bir kurum gibi davranmalı; cemaat diliyle değil, Cumhuriyet diliyle konuşmalıdır.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nı, anayasal görev sınırlarına dönmeye, gençleri ve kadınları töhmet altında bırakmayı durdurmaya ve bu hutbeye ilişkin kamuoyundan açıkça özür dilemeye çağırıyoruz.

Laik Cumhuriyet ilkelerine sadakat, hepimizin ortak sorumluluğudur."