ÖZEL HABER

Aynı halk, iki devlet: Kore’yi 75 yıldır ayıran savaş

25 Haziran 1950’de başlayan Kore Savaşı, ateşkesle sona erse de barış anlaşması hiçbir zaman imzalanmadı. Aynı ulusun çocukları 75 yıldır birbirine düşman iki ayrı ülkede yaşıyor. Peki bu noktaya nasıl gelindi?

Tam 75 yıl önce, 25 Haziran 1950 sabahı, Kuzey Kore birlikleri 38. enlemi geçerek Güney Kore’ye saldırdı. Bu, sadece bir sınır çatışmasının ötesinde, küresel ölçekte yankı uyandıracak bir savaşın başlangıcıydı. Üç yıl süren çatışmalar sonunda milyonlarca insan hayatını kaybetti, yaralandı ya da yerinden edildi. Ancak savaş hiçbir zaman resmen sona ermedi. Bugün Kuzey ve Güney Kore hâlâ teknik olarak savaşta.

Japon Sömürgesinden Soğuk Savaş Cephesine

Kore Yarımadası, 1910’dan 1945’e kadar Japonya’nın sömürgesiydi. II. Dünya Savaşı sona erdiğinde, Japonya’nın teslim olmasıyla Kore de özgürlüğüne kavuştu. Fakat Kore halkı kendi kaderini tayin edemeden, ülke iki büyük güç arasında paylaşıldı. Müttefikler, Japonya gibi Kore’nin de işgalden kurtarıldıktan sonra “bağımsız bir devlet” olacağı konusunda anlaştı. Ancak geçici olarak belirlenen 38. enlem sınırı, kalıcı bir bölünmenin temeli oldu. Kuzeyde Sovyetler Birliği, güneyde ABD askerî yönetimi konuşlandı.

İki Farklı Yol, Tek Millet

Kuzeyde Sovyetler’in desteğiyle Kim Il-sung liderliğinde komünist bir rejim kuruldu. Güneyde ise ABD destekli Syngman Rhee başkanlığında anti-komünist bir yönetim oluşturuldu. Her iki taraf da Kore’nin tamamı üzerinde hak iddia ediyordu. Diplomatik çözüm ihtimali tükenince, siyasi gerilim yerini askerî hazırlıklara bıraktı.

Savaşın Başlaması ve Yayılması

25 Haziran 1950 sabahı, Kuzey Kore Halk Ordusu güneye saldırıya geçti. Güney Kore Ordusu yetersiz donanımlıydı; kısa sürede başkent Seul düştü. ABD bu gelişmeyi “saldırganlık” olarak tanımlayıp BM Güvenlik Konseyi’ni harekete geçirdi. 22 ülke, BM çağrısıyla Güney Kore’ye askerî destek gönderdi. Türkiye de asker göndermeyi kabul eden ilk ülkelerden biri oldu.

Pusan’dan Inchon’a

Kuzey Kore birlikleri, Güney Kore’nin neredeyse tamamını kontrol altına aldı. Ancak General MacArthur’un, Eylül 1950’de yaptığı Inchon çıkarması, savaşın seyrini değiştirdi. BM kuvvetleri, kuzeye doğru hızla ilerledi. Ancak bu ilerleme, Çin sınırına dayanmasıyla durdu. Çin, kendi güvenliği tehdit altında olduğunu öne sürerek savaşa dahil oldu. On binlerce Çin askeri, Kuzey Kore saflarında savaşmaya başladı.

Geri Çekilme ve Denge

Çin’in savaşa dahil olmasıyla BM güçleri geri çekildi. Seul ikinci kez düştü. Ancak 1951’de General Ridgway komutasında moral bulan BM kuvvetleri, 38. enlem civarında yeni bir savunma hattı kurdu. Takip eden aylarda cephe çizgisi sabitlendi. Her iki taraf da yoğun topçu ve hendek savaşlarına girişti.

Gökyüzünde ve Denizde Savaş

Savaşın hava boyutu da belirleyici oldu. Amerikan uçakları Kuzey Kore şehirlerini ve sanayi altyapısını ağır bombardımana tuttu. Çinli pilotların kullandığı Sovyet yapımı MiG-15 jetleri, Amerikan bombardıman uçaklarını zorladı. Ancak ABD’nin F-86 Sabre tipi uçaklarıyla denge sağlandı. Denizlerde ise BM güçleri üstünlük sağladı.

Ateşkes ve Bölünmenin Kalıcılaşması

Savaş meydanlarında üstünlük sağlanamaması üzerine 1951’de ateşkes görüşmeleri başladı. İki yıl süren pazarlıkların en kritik konusu, savaş esirlerinin akıbetiydi. Sonunda, esirlere isterlerse taraf değiştirme hakkı tanındı. 27 Temmuz 1953’te, resmî bir barış anlaşması olmaksızın ateşkes imzalandı. 38. enlem boyunca askerden arındırılmış bir bölge oluşturuldu. Bugün hâlâ iki ülkeyi ayıran sınır bu bölgedir.

Türkiye’nin Katkısı

Türkiye, Kore Savaşı’na asker gönderen ilk ülkelerden biri oldu. 5 bin kişilik Türk tugayı, Ekim 1950’de Kore’ye ulaştı. Kunuri Muharebesi’nde Türk askerlerinin gösterdiği direniş, BM birliklerinin geri çekilmesini mümkün kıldı. Savaş boyunca 721 Türk askeri hayatını kaybetti, 234’ü esir düştü, 2147’si yaralandı. Türkiye, bu savaşta ABD’den sonra en fazla zayiat veren ülke oldu.

Savaş Bitti Ama Bitmedi

Kore Savaşı, dünya tarihindeki ilk büyük Soğuk Savaş çatışmasıydı. Aynı halk, farklı ideolojilerin ve süper güçlerin rekabetiyle iki ayrı devlete bölündü. 1953’te silahlar sustu ama barış gelmedi. Hâlâ resmî bir barış anlaşması yok. Kuzey Kore ile Güney Kore, 75 yıldır teknik olarak savaş halinde.

Ve bu savaş, sadece geçmişte değil, bugünün ve geleceğin de en kırılgan gerilimlerinden biri olmaya devam ediyor.