Faşizmin yeniden yükselişe geçtiği bir dönemde, aralarında Daron Acemoğlu, Dani Rodrik, Baskın Oran ve Zehra Kabasakal Arat’ın da bulunduğu 422 entelektüel, sanatçı ve akademisyen, tüm dünyaya demokrasiyi, özgür düşünceyi ve insan haklarını savunma çağrısında bulundu.
“Bir Asır Sonra: Faşizmin Geri Dönüşüne Karşı Yenilenmiş Açık Mektup” başlıklı bildiride, 1 Mayıs 1925’te Benito Mussolini’nin faşist rejimine karşı İtalya’da yayımlanan ilk açık mektubun mirasına sahip çıkılıyor ve 21. yüzyılda benzer tehditlere karşı güçlü bir duruş sergileniyor.
100 Yıl Sonra Aynı Çağrı: Faşizme Karşı Direnme Sorumluluğu
Bildiride, faşizmin tarihsel kökenlerine ve yıkıcı sonuçlarına değinilerek şu uyarılarda bulunuluyor:
“Faşizm, 20. yüzyılda milyonlarca insanın ölümüne, soykırımlara ve insanlığa karşı suçlara yol açtı. Bugün ise demokratik kurumlara yönelik saldırılar, otoriter yönetimlerin yükselişi, medya ve bilimsel bilginin tahrif edilmesi, eşitsizliklerin derinleşmesi ve haklara yönelik sistematik saldırılarla birlikte, faşizmin güncellenmiş biçimleriyle yeniden karşı karşıyayız.”
Yeni faşist hareketlerin, “alternatif gerçekler” üreterek ve “iç düşmanlar” yaratarak iktidarlarını sağlamlaştırmaya çalıştığına dikkat çekilen mektupta, bu yapıların demokratik süreçleri araçsallaştırdığı, sonra da hukuk ve kurumları sistemli biçimde çökerttiği ifade ediliyor.
Demokrasi Savunusu Evrensel Bir Sorumluluk
Demokrasilerin kusursuz olmadığını ama gelişime açık yapılar olduğunu vurgulayan metin, entelektüel özgürlük, bilimsel üretim, kültürel çoğulluk ve sosyal adaletin ancak demokratik toplumlarda yeşerebileceğini hatırlatıyor:
“Demokratik kurumlar fikirlerin özgürce tartışılmasına olanak tanır. Kültür, bilim ve sanat, ancak özgürlük içinde gelişebilir. Bu değerlerin korunmadığı yerde insanlık durağanlığa, eşitsizliğe ve felakete sürüklenir. Faşizm ise bu değerlerin tamamını hedef alır.”
Küresel Direnişin İlkeleri
Metnin sonunda tüm dünyaya üç temel çağrı yapılıyor:
1. Demokratik kurumları savunun: İnsan haklarının ihlali karşısında sessiz kalmayın. Önleyici itaati reddedin.
2. Kolektif direnişi büyütün: Yerel ve küresel dayanışmayı artırın. Grev, boykot ve barışçıl direniş yollarıyla karşı durun.
3. Gerçekleri savunun: Eleştirel düşünceyi ve bilgiye dayalı toplumsal ilişkiyi yeniden inşa edin.
Metin şu sözlerle sona eriyor:
“Bu mücadele süreklidir. Sesimiz, hareketlerimiz ve ilkelerimiz otoriterliğe karşı bir siper olsun. Bu mektup, yenilenmiş bir meydan okuma bildirisi olarak tarihe geçsin.”