New York Times’ta yayımlanan kapsamlı bir haber, Danimarka ile ABD arasında uzun süredir perde arkasında devam eden Grönland merkezli gerilimi yeniden gündeme taşıdı. Danimarka Askeri İstihbarat Servisi’nin (FE) yayımladığı yıllık tehdit değerlendirme raporunda, ilk kez açık biçimde ABD politikalarına yönelik endişelere yer verildi.


Raporda, ABD’nin müttefiklerine karşı ekonomik baskı araçlarını — özellikle tarifeleri — kullanması ve Arktik bölgesindeki artan askeri ve stratejik faaliyetlerinin, Danimarka’nın güvenliği açısından yeni bir belirsizlik ortamı yarattığı ifade edildi. Değerlendirmede, Başkan Donald Trump’ın “Önce Amerika” yaklaşımının Avrupa başkentlerinde zaten var olan kaygıları derinleştirdiği

ABD artık müttefiklere karşı da güç kullanımını dışlamıyor”

Danimarka istihbarat raporunda, ABD’nin ekonomik gücünü siyasi baskı aracı olarak kullandığı ve gerekirse askeri güç kullanımını da göz ardı etmediği vurgulandı. Raporda, Washington’ın Çin ile artan rekabetinin, ABD’nin Avrupa’daki güvenliğin temel garantörü rolünü sürdürüp sürdürmeyeceğine dair soru işaretleri yarattığı kaydedildi.

New York Times’ın aktardığına göre bu değerlendirme, Trump yönetiminin geçtiğimiz hafta yayımladığı ve Avrupa ülkelerini kendi savunmalarının “birincil sorumluluğunu” üstlenmeye çağıran ulusal güvenlik strateji belgesiyle de örtüşüyor. Söz konusu belgede, Avrupa’nın “varoluşsal bir riskle” karşı karşıya olduğu öne sürülmüştü.

Aşırı sağ vurgusu dikkat çekti

Time Yılın Kişisi: Yapay Zeka
Time Yılın Kişisi: Yapay Zeka
İçeriği Görüntüle

Raporda ayrıca ABD’nin, Avrupa genelinde göç karşıtı ve milliyetçi siyasi hareketleri desteklemesi gerektiği yönündeki ifadelere de dolaylı eleştiri getirildi. Uzmanlar, bu siyasi yapıların önemli bir bölümünün aşırı sağda konumlandığını ve Avrupa demokrasileri için tehdit oluşturduğunu belirtiyor.

Danimarka: ABD ile müttefik ama tedirgin

Danimarka Savunma İstihbarat Servisi Başkanı Thomas Ahrenkiel, rapora eşlik eden açıklamasında ABD’nin tutumundaki değişimin Avrupa için ciddi bir “ikilem” yarattığını söyledi. Ahrenkiel, tüm bu gelişmelere rağmen ABD’nin hâlâ Danimarka’nın “en yakın müttefiki” olduğunu vurguladı.

Ancak New York Times’a göre, özellikle Grönland meselesi, Danimarka’yı diğer Avrupa ülkelerinden daha kırılgan bir konuma itiyor.

Grönland krizi perde arkasında sürüyor

Trump’ın geçmişte Grönland’ı “bir şekilde” ABD’ye katmak istediğini açıkça dile getirmesi, Kopenhag ile Washington arasındaki gerilimi artırmıştı. Danimarka hükümeti bu talebi net biçimde reddetmişti.

Haberde, Trump’la bağlantılı bazı Amerikalıların Grönland’da “gizli etki operasyonları” yürüttüğüne dair iddiaların ardından Danimarka’nın ABD’nin Kopenhag Büyükelçiliği yetkililerini çağırdığı da hatırlatıldı. Bu gelişmeler, ABD istihbarat kurumlarının Grönland’daki faaliyetlerini artırdığına dair daha önce çıkan haberlerin ardından geldi.

“Danimarka bu durumu görmezden gelemez”

Washington merkezli Atlantic Council’den kıdemli araştırmacı Elisabeth Braw, New York Times’a yaptığı değerlendirmede, Danimarka’nın artık bu değişimi yok sayamayacağını söyledi. Braw, “Grönland nedeniyle ABD, Danimarka ile diğer Avrupa ülkelerinden farklı bir ilişki kuruyor. Eğer bu ilişki belirsizlik yaratıyorsa, Danimarka bunu görmezden gelemez” ifadelerini kullandı.

Uzmanlara göre, Danimarka istihbaratının ilk kez ABD’yi açık biçimde tehdit değerlendirmesine dahil etmesi, Avrupa-ABD ilişkilerinde yeni ve daha kırılgan bir döneme girildiğinin göstergesi olarak değerlendiriliyor.