Başından bu yana sürecin dışında bırakılan ve iktidar bileşenleri tarafından hedef gösterilen TTB tarafından yapılan açıklamada, durumun her geçen gün daha da kötüleştiği belirtilerek, salgının boyutu “tsunami” olarak nitelendirildi.

“Türk Tabipleri Birliği’ne illerden ulaşan bilgiler COVID-19 servis ve yoğun bakımlarının  %100’ü ya da %100’e yakınının dolu olduğunu göstermektedir. Birçok kamu hastanesinde yoğun bakım yatakları tamamen doludur. Hastalar bazen günlerce acil servislerde yoğun bakım yatağı beklemektedir. Bir hasta vefat ettiğinde ya da iyileşip servise alındığında ancak yer açılmakta ve yerine hasta yatırılabilmektedir. Hastane kapasiteleri dolu olduğu için hastaneler arası nakiller de yapıl(a)mamaktadır. 112 merkezleri sürekli boş yatak aramakta, ancak boş yer bulmakta zorluk çekmektedirler. Bu uzayan bekleme süreleri hastaların daha da kötüleşmesine, hatta tedavi alamadan ölmelerine de neden olabilmektedir. Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla Batman il merkezinde yoğun bakımlarda yer bulunmadığı için 1,5 yaşındaki Sakine bebeğin ölümü mevcut tabloyu gösteren en acı örnek olmuştur.”

‘KORİDORLARI YOĞUN BAKIMA ÇEVİRMEK ÇÖZÜM DEĞİL’

Hastanelerde ara koridorlar, boşluklar, sığınaklar ve yemekhanelerin yoğun bakım haline getirildiği ancak çalışan hekim, hemşire, personel ve malzeme sayısı yeterli olmadığı için sorunların çözümünden çok, yeni sorunları ortaya çıkardığının altının çizildiği açıklamada sağlık çalışanlarının yükünün arttığı vurgulandı.

“Mart ayında yayımlanan özel ve vakıf hastanelerinin pandemi hastanesi olduğu ve SGK ödemelerinin buna göre yapılacağı genelgesi değişmediği ve yürürlükte olduğu halde gerekleri uygulanmamaktadır” denilen açıklamanın devamında “temiz hastane” uygulamasının salgın yönetimi için önemli olduğu ancak özel hastanelerin bu uygulamayı fırsata çevirerek, “temiz hastane”yi reklam sloganı olarak kullandığı ve hizmet ücretlerinde artışa gidildiği ifade edildi.

SAĞLIK BAKANLIĞI’NA 6 ÖNERİ

TTB açıklamasında Sağlık Bakanlığı’na şu öneriler yapıldı:

  • - Ülkemizde dokuz aydır devam eden COVID-19 pandemisini esas olarak ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumları olan hastanelerde karşılanması stratejisinden vazgeçilmeli, toplumsal bulaşıcılığın önlenmesine yönelik tedbirler yaşama geçirilmelidir.
  • - Salgınla mücadelenin tedavi ve bakım hizmetlerine sıkıştırılamayacağı, salgının sadece yataklı tedavi kurumlarında karşılanması durumunda sağlık altyapısının buna yetmeyeceği artık kabul edilmeli, önümüzdeki günlerde hastalığın seyrinin ağırlaşacağı, yatak ve yoğun bakımlarda yer bulmanın daha da güçleşeceği öngörüsü ile talep ve uyarılarımız dikkate alınmalı, TTB olarak açıkladığımız tedbir paketi bir an önce uygulanmalıdır.
  • - Yoğun bakım verileri sağlık çalışanları ve toplum ile şeffaf bir şekilde paylaşılmalı COVID-19 hastalarına uygun, yeterli donanım ve sağlık çalışanına sahip erişkin ve çocuk yoğun bakım yatak sayısı kamu ve özel-vakıf hastaneleri için ayrı ayrı açıklanmalıdır.
  • - Sağlık Bakanlığı özel ve vakıf hastanelerinin olanaklarını kamu iradesi ile yurttaşların hizmetine sunmalıdır. 
  • - Pandeminin gelmiş olduğu vahim tablo göz önüne alınarak başlangıç olarak özel ve vakıf hastaneleri için çıkarılan genelge uygulanarak, SGK ödemeleri de yapılarak her il için tüm hastaneleri sürece dahil eden değerlendirmeler yapılmalıdır. Yoğun bakım ihtiyaçlarında il içi ve iller arası hastaneler için iyi bir koordinasyon kurularak, COVID-19 hastalarını kabul etmeleri sağlanmalıdır.
  • - KHK’larla haksız-hukuksuz biçimde işlerine son verilen sağlık emekçileri görevlerine iade edilmeli, göreve atanmayı bekleyen sağlık çalışanları da göreve başlatılmalıdır.
  • - Sağlık Bakanlığı şimdiye kadar yürüttüğü politikalardan vazgeçerek salgınla mücadelede başarılı olmanın ön koşulu olan şeffaflık, akıl ve bilimin kılavuzluğunda belirlenmiş politikaları toplum ve sağlık meslek örgütlerinin katılımı sağlanarak yaşama geçirmelidir.