Biliyorum moraliniz bozuk.

Haklısınız.

Hepimiz aynı duyguları yaşıyoruz.

Bu tarihi seçime kimse sizin kadar hazır değildi.

Kimse sizin kadar ciddiye almadı.

Seçim öncesi çok uyarılar yapıldı.

Ama kimse bu uyarıları dikkate almadı.

Seçim güvenliğini kim yönetmeliydi, koordinasyonu kim yapmalıydı, sandık güvenliği nasıl sağlanmalıydı gibi sorular önemli sorulardı.

Ben şahsen ilk andan itibaren Canan Kaftancıoğlu ile Ekrem İmamoğlu'nun seçim sürecini tıpkı İstanbul seçimlerinde olduğu gibi yönetmesi gerektiğini düşündüm, söyledim.

Ancak bu işi daha önce beceremeyen ve bu seçimde yine beceremeyeceği konuşmalarından ve açıklamalarından çok belli olan Onursal Adıgüzel isminde ısrar edildi.

Böylesine beceriksiz biri üzerinde ısrar edilmesini hiç anlamadım.

Açık söylemek gerekirse Onursal Adıgüzel'in beceriksiz değil daha ötesi olduğunu düşünüyorum.

Bu işte kastı olduğunu düşünüyorum.

Aynı şekilde Anka Haber Ajansının sahibi Tuncay Özkan...!

Herkes sordu ben de sorayım;

Anka Haber Ajansı bu verileri nereden aldı?

Ysk'dan almadım diyor, AA'dan almadım diyor, Chp'den de almadı çünkü zaten ilerleyen saatlerde Anka'nın verileri AA'nın verileri ile aynı yerde buluştu.

Chp'nin verileri ise dondu kaldı!!

Tıpkı 2018'de olduğu gibi.

O günlerde Muharrem İnce'ye kızdık ama asıl sıkıntı Chp'nin sisteminin çökmesi idi.

Öyle söyledi Chp yönetimi.

Sistem çökmüş.

Ancak bu tarihi seçimde aynı şeyi tekrar yaşamanın herhangi bir izahatı olamaz.

İhanettir bu!

Anka Haber sahada sandık başlarında verileri toplayanların arasında da değildi.

Peki Anka haber'e bu verileri kim getirdi?

Tuncay Özkan bu soruların cevabını vermelidir!

Bence yapılacak tek şey var Tuncay Özkan sadece görevinden değil partiden de ihraç edilmelidir!

Çünkü bu tarihi seçimde böyle bir kepazeliğin izahatı olamaz.

İl ve ilçelerdeki seçim yönetimine dair, oy verme günü yaşananlara dair, ihmallere dair, ciddiyetsizliğe dair, İl ve İlçe Yönetimlerinin beceriksizliklerine dair uzun ve can sıkıcı bir değerlendirme yapacağım.

Ancak bugün konumuz bu değil.

Olan oldu.

En başında yapılması gereken en sonunda yapıldı ve Canan Kaftancıoğlu ve Ekrem İmamoğlu bu tarihi seçimin yönetimine getirildi.

Bu çok önemli ve çok doğru bir adım.

Şimdi önümüzde 28 Mayıs günü sandıklara akın akın gitmemiz gereken bir seçim var.

Evet akın akın sandıklara gitmeli mühürleri kırarcasına tercihinizi tarafınızı tekrar ortaya koymalısınız.

Öfkeli misiniz?

Öfkeli olmalısınız zaten!

Öfke ile gidin o sandıklara!

Gidin!

Yöneticilere mi kızgınsınız?

Evet kızgın olmalısınız!

Bu yüzden tercih mühürlerini çıkarmalı ve tekrar kullanmalısınız.

Çünkü sandıklarda halkın iradesini sakatlayanların bu turdaki asıl amacı sizi umutsuzlukla sandıklara küstürmek ve oy kullanmaktan uzaklaştırmaktır.

Sandığa gitmenizi istemiyorlar.

Oy kullanmanızı istemiyorlar.

Çünkü asıl bu defa sandığa gitmezseniz kazanmış olacaklar!

Sakın "oy kullansam ne olacak" diye düşünmeyin.

O iş öyle değil!

Eğer öyle olsaydı daha sandıkların tamamı açılmadan onlarca yüzlerce itiraz yapılmadan "seçim 2.tura kaldı" açıklaması yapılmaz ve kabullenilmezdi.

Çünkü açılan sandıklardan gelen oylar 0,5 puan gibi farkları ortadan kaldırabilirdi.

Buna rağmen bunu beklemediler ve seçim 2.tura kaldı diye ilan ettiler.

Peki gerçek neydi.

Erdoğan'ın oyu gerçekten de %49,50'muydu?

İşte bu gerçeğin ne olduğunu öğrenmek istiyorsanız, o gece yaşananları anlamak istiyorsanız eşinizi dostunuzu ailenizi arkadaşlarınızı alın ve o gün hep birlikte sandıklara gidin.

Çünkü bunu yapmazsanız asıl o zaman kaybedeceksiniz.

Sadece siz değil çocuklarınız da kaybedecek.

Ve bu kayıp diğer kayıplara hiç benzemeyecek.

Giderek daha da yoksullaşmak istemiyorsanız, ülkenizi terk etmek istemiyorsanız, çocuklarınızın geleceğinden endişe ediyorsanız, ne kadar büyük bir kitle olduğunuzu ve ne kadar dirençli bir halk olduğunuzu göstermek zorundasınız.

Eğer bunu yaparsanız her ne şekilde olursa olsun seçim sonucundan bağımsız olarak kimse size kaybettiremez.

Sadece sandığa gitmekle kazanmış olacaksınız!

Emin olun.

Hiçbir şey olmasa bile bu direnişin kesinlikle güçlü bir direniş olduğunu göstereceğiz. Seçimlerde hangi hileyi kullanırlarsa kullansınlar %50 den daha kalabalık bir kitle olduğumuzu göstereceğiz.

Siz yeterki sandıklara gidin, en az %50'nin taşa gibi kaya gibi doğrulukta adalette ne kadar inatçı ve ısrarcı olduğunuzu onlara gösterin.

Biz buradayız, teslim olmuyoruz ve hiçbir yere de gitmiyoruz deyin.

Buna inanın, her diktatörlüğün bir sonu vardır.

Bunların da bir sonu var.

28 Mayıs günü ne olursa olsun ama siz mutlaka sandıklarda olun!

Çünkü sadece oy kullanmakla kazanmış olacaksınız!