Teknoloji

İnternet kesintileri: “Bant daraltma” değil, erişim engeli

Türkiye’de protesto ve kriz dönemlerinde uygulanan internet kısıtlamaları çoğunlukla “bant daraltma” diye adlandırılıyor. Ancak NetBlocks’un ölçümleri bunun hız düşürme değil, doğrudan erişim engeli olduğunu gösteriyor.

Türkiye’de protestolar, siyasi krizler veya afetler sırasında sosyal medyaya erişimde yaşanan kesintiler uzun süredir “bant daraltma” olarak anılıyor. Oysa NetBlocks’un Araştırma Direktörü Işık Mater’e göre bu kavram yanlış kullanılıyor.

Geçtiğimiz hafta CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda yaşanan yönetim değişikliği ve ardından başlayan protestolar sırasında X, Instagram, YouTube, TikTok ve WhatsApp’a erişimde sorunlar yaşandı. Yaklaşık 21 saat süren bu kısıtlama, kamuoyunda yine “bant daraltma” başlığıyla tartışıldı.

Mater ise Türkiye’de uygulanan yöntemin aslında bant daraltma (throttling) değil, doğrudan erişim engeli olduğunu söylüyor:

“Türkiye’de yapılan işlem, veri hızını düşürmek değil. Kullanıcıya saniyede 1 Mbps gibi bir sınır konmuyor. Asıl yapılan, belirli sitelere erişim sırasında TCP/TLS handshake denilen bağlantı kurma aşamasına kasıtlı gecikmeler ve kesintiler eklemek. Böylece kullanıcı siteye bağlanamıyor ama geri kalan internette sorun yaşamıyor.”

Daraltma mı, engelleme mi?

“Bant daraltma” (throttling) aslında 2007’de ABD’deki Comcast–BitTorrent skandalıyla gündeme geldi. O dönemde servis sağlayıcı, belirli trafiği gizlice yavaşlatıyordu. Yani throttling, internet hızının bilinçli olarak düşürülmesi demek.

Türkiye’de ise durum farklı: hız düşürme değil, doğrudan erişim engelleme söz konusu. Ancak teknik ayrım için Türkçede yerleşmiş bir kavram olmadığından, medyada ve halk arasında “bant daraltma” ifadesi yaygın biçimde kullanılıyor.

Mater’e göre bu yanlış adlandırma, sadece kafa karışıklığı yaratmıyor; kamuoyunun sansür mekanizmasını doğru anlamasını da engelliyor.

Görseller neden yüklenmiyor?

Kısıtlamalar sırasında kullanıcılar genellikle metinlere erişebilirken, görsellerin ve videoların yüklenmemesini “yavaş internet” ile açıklıyor. Mater ise bunun da yanlış bir algı olduğunun altını çiziyor:

“Videolar ve görseller yavaşlıktan açılmıyor değil. Bu içerikleri barındıran CDN’ler doğrudan engelleniyor. Yani aslında seçici bir erişim engeli uygulanıyor.”

Küresel bağlam: Yavaşlatma ve tam kesinti

İnternet kısıtlamaları dünya genelinde farklı biçimlerde karşımıza çıkıyor.

Tam kesinti (shutdown): Nepal (2005), Myanmar (2007) ve Mısır (2011) gibi örneklerde ülke genelinde internet tamamen kapatıldı.

Yavaşlatma (throttling): İran (2009) ve Ürdün (2010-2011) gibi ülkeler, özellikle sosyal medya trafiğini bilinçli olarak aşırı yavaşlattı.

Türkiye: Gezi Parkı (2013) ve 15 Temmuz Darbe Girişimi (2016) sırasında zaman zaman ciddi yavaşlamalar yaşandı. Son yıllarda ise daha çok erişim engellemeleri öne çıkıyor.

Bugün internet kısıtlamalarının en sık görüldüğü ülke Hindistan. Özellikle Keşmir’de yüzlerce kez mobil internet kesintisi uygulandı.

Türkiye’de internet tamamen kesilir mi?

Mater’e göre teknik olarak mümkün olsa da pratikte çoğunlukla kısmi engellemeler tercih ediliyor. İran ve bazı Afrika ülkelerinde internetin tümden kapatıldığı örnekler bulunsa da Türkiye’de şimdiye dek bu ölçekte bir uygulama olmadı.

Ölçüm nasıl yapılıyor?

NetBlocks, kısıtlamaları tespit etmek için farklı teknikler kullanıyor:

Web probe: Kullanıcı tarayıcılarından küçük testler çalıştırarak sitelerin erişilebilirliğini ölçüyor.

Mobil testler: Farklı operatörler üzerinden hız ve paket kaybı ölçüyor.

BGP verileri: IP bloklarının küresel internetten çekilip çekilmediğini izliyor.

Cost of Shutdown Tool: Kesintilerin ekonomik maliyetini hesaplıyor.

Bu ölçümler zaman zaman “kullanıcıların habersiz teste dahil edilmesi” nedeniyle eleştirilse de kurum, tüm verilerin anonimleştirildiğini ve kişisel bilgilerin tutulmadığını belirtiyor.