Kuzey Kıbrıs’ta 20 bin öğrenci ‘kayıp’
Kuzey Kıbrıs’ta 20 bin öğrenci ‘kayıp’
İçeriği Görüntüle

Yönetmenliğini Mohsen Rabiei’nin, başrolünü ise gerçek bir göç hikâyesini yaşayan Sadaf Noori’nin üstlendiği Nirvana, Avrupa’ya ulaşma çabası içinde olan göçmenlerin, özellikle de kadınların yaşadıklarını çarpıcı bir dille beyaz perdeye taşıyor. Taliban rejiminden bebeğiyle kaçan genç bir kadının hikâyesine odaklanan film, izleyiciyi sadece bir yolculuğa değil; direnişe, sessizliğe, dayanışmaya ve hayatta kalma mücadelesine davet ediyor.

Filmin başrol oyuncusu Sadaf Noori, canlandırdığı karakterin hikâyesinin kendi yaşamıyla büyük benzerlik taşıdığını belirterek, şu sözlerle içini döküyor:

“Bu filmde sadece rol yapmadım, sustuklarımı konuştum. Bazen bir karakter oynamak değil, kendi hayatını anlatmak gibidir. Göçmen kadınların sesi olmak istedim çünkü ben de o susturulan kadınlardan biriyim.”

Nirvana Gocmen Kadinlarin Sesi Oldu

Varla yok arasında bir hayat

Afganistan’dan İran’a, oradan Türkiye’ye uzanan yaşam yolculuğunda hiçbir resmi statüsü bulunmayan Noori, Türkiye’de kimliksiz bir yaşam sürdürüyor:

“Devletin gözünde yokum. Ne kimliğim ne de bir resmî belgem var. Hastaneye bile kabul edilmiyoruz. Küçük kardeşim acile gitti ama belgemiz olmadığı için geri çevrildik. O gün bir kez daha anladım ki, resmi belgen yoksa sen de yoksun.”

Oyunculuğa ailesinin destek verdiğini ama çevresinden baskı gördüğünü anlatan Noori, oyunculuğun bazı kesimlerde hâlâ bir “ayıp” olarak görüldüğünü ifade ediyor:

“Ama bilmiyorlar ki ben o sahnelerde sadece rol yapmadım; hayatta kalma mücadelesini verdim. Oynadığım her sahneyle benim gibi görünmeyen milyonlarca insana bir pencere açtım.”

Yönetmenin niyeti: Sessizlerin hikâyesini göstermek

Filmin senarist ve yönetmeni Mohsen Rabiei ise Nirvana ile göçmen kadınların yaşadığı dramı ve insan kaçakçılığı gerçeğini gözler önüne sermeyi amaçladığını söylüyor:

“Bu insanlar sadece temel yaşam hakkı için göç ediyor ama çoğu ya yolda ölüyor ya da sonsuz bir belirsizliğe savruluyor. Nirvana ile bu trajediyi bir kadının gözünden anlatmak istedim. Çünkü onlar hem kadın hem göçmen hem de görünmez kılınmış insanlar.”

Rabiei, filmin çekimlerinin Türkiye, İran ve Bulgaristan’da gerçekleştirildiğini, yapımın ise tamamen bağımsız bir bütçeyle ve zorlu koşullarda ortaya çıktığını belirtiyor. Ayrıca, jenerikte yer alan bazı görüntülerin gerçek göçmenlere ait olduğunu da ekliyor:

“Gerçeklikten kopmamak için filmde yer yer belgesele yakın dokular kullandık. Ne yazık ki bu görüntülerde işkence gören ya da sınırda hayatını kaybeden insanlar da var.”

Uluslararası arenada ses getirdi

Nirvana, Avrupa ve Kanada’daki pek çok bağımsız festivalde ödüllerle onurlandırıldı. Amsterdam International Awards’ta En İyi Film ve En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini kazanırken, Fransa’daki Red Movie Awards’tan En İyi Erkek Oyuncu ve Onursal Mansiyon ödülleriyle döndü. Kanada merkezli Vancouver International Movie Awards ise filme En İyi Senaryo ödülünü verdi.