İktidarın “Terörsüz Türkiye” olarak adlandırdığı yeni sürece ilişkin tartışmalar sürerken, DEM Parti önemli bir açıklama yaptı: Parti, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yalnızca Türkiye ve Kuzey Irak’taki siyasi figürlerle değil, aynı zamanda Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi ile de görüşmek istediğini duyurdu. Bu talep, örgütün silah bırakma sürecinin hızlandırılmasına dönük adımlar bağlamında gündeme geldi.
DEM Parti, Çarşamba günü gerçekleştirdiği Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında, PKK’nın fesih kongresi sonrasında oluşan siyasi zemini ve Öcalan’ın ilettiği mesajları değerlendirdi. Parti yönetimi, bu sürecin yasal ve kurumsal altyapısının oluşturulması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) özel yetkili bir komisyon kurulması gerektiği görüşünü açıkladı. DEM Parti, bu komisyonun Meclis’in yaz tatiline girmesinden önce oluşturulmasını ve tatil döneminde çalışmaya başlamasını önerdi.
Parti, komisyonun silah bırakmış örgüt üyelerinin durumu ile sürecin hukuki zeminini düzenleyecek çalışmalar yürütmesi gerektiğini savunuyor. DEM Parti yetkilileri, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a çağrıda bulunarak komisyonun kuruluş sürecinde inisiyatif almasını istedi. Parti kaynakları, komisyonda tüm siyasi partilerin temsil edilmesinin önemine dikkat çekti.
AKP yönetimi ise, komisyon fikrine genel anlamda olumlu yaklaşmakla birlikte, sürecin kamuoyu desteği açısından henüz olgunlaşmadığı kanaatinde. Bazı AKP kurmayları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da komisyondan yana tavır aldığını belirtirken, konunun detaylarının parti kurullarında henüz tartışılmadığını ifade ediyor. AKP kulislerinde, komisyonun yapısı ve görev alanının Meclis tatile girmeden belirlenip, yeni yasama yılıyla birlikte çalışmalara başlaması fikri öne çıkıyor.
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, MYK toplantısı sürerken yaptığı açıklamada, Öcalan’ın oluşturduğu “perspektif metni”nin yalnızca PKK’ya değil, tüm topluma hitap ettiğini, ortak yaşamdan sosyalizme kadar birçok konuda öneriler sunduğunu söyledi. Doğan, Öcalan’ın farklı siyasi liderlerle, özellikle de Mesut ve Neçirvan Barzani, Mazlum Abdi, Kubat ve Bafıl Talabani ile görüşmesinin yararlı olacağını ve bu görüşmeleri yapmak istediğini dile getirdi.
DEM Parti’ye göre, örgütün tasfiye sürecinin ivme kazanabilmesi için Öcalan’ın “hareket alanının” genişletilmesi gerekiyor. Öcalan’ın, PKK’nın fesih sürecindeki gibi bir yapı aracılığıyla bu liderlerle görüşmesinin mümkün olabileceği öne sürülüyor. Ancak, bu taleplere yönelik şu ana kadar muhataplardan herhangi bir resmi yanıt gelmiş değil.
Parti kaynakları, Öcalan’ın bu görüşme çağrısına muhatapların vereceği yanıtın, sadece Türkiye’de değil, Irak Kürdistan Bölgesi ve Kuzey Suriye’de de yeni bir politik tutumun sinyali olabileceğini belirtiyor. Türkiye’nin PKK ile bağlantılı gördüğü YPG’nin başını çektiği SDG’nin lideri Mazlum Abdi ile görüşme talebi ise özellikle dikkat çekici. Ankara’nın bu talebe nasıl yanıt vereceği belirsizliğini koruyor.
AKP yetkilileri, Öcalan’ın kararlarının örgüt içindeki bazı çevrelerde rahatsızlık yarattığını, bu nedenle doğrudan muhataplarına açıklamalarda bulunmak istemesinin anlaşılır olduğunu belirtiyor. Ancak bu görüşmelerin yapılması konusunda henüz erken olduğu görüşü hâkim. “Süreç ilerledikçe bu adımlar değerlendirilebilir” diyen iktidar kurmayları, kamuoyunun hazır olmamasını temel gerekçe olarak gösteriyor.
Öte yandan, Kurban Bayramı’nda Öcalan’a tanınan geniş aile görüş izninin ardından, DEM Parti de geniş bir heyetle İmralı’ya gitmeye hazırlanıyor. Heyette DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan’ın yanı sıra bazı MYK üyelerinin de yer alması bekleniyor. Görüşme için başvuru yapılırken, heyetin netleşmesi için çalışmaların sürdüğü belirtildi.
Öcalan’ın 27 yıl aradan sonra ilk kez çocuklarla görüştüğü bilgisi de kamuoyuna yansıdı. Bu görüşme, Öcalan’a yönelik uygulamaların esnetilmesi ve siyasi çözüm arayışlarında aktif rol almasının önünü açabilecek sembolik bir adım olarak yorumlanıyor.
DEM Parti sürecin kamuoyunda giderek daha fazla destek bulduğunu savunurken, iktidar bu desteği henüz yeterli görmediği için temkinli davranmayı sürdürüyor. Önümüzdeki haftalarda, TBMM komisyonunun kurulup kurulmayacağı ve Öcalan’ın taleplerine resmi bir yanıt verilip verilmeyeceği sürecin seyrini belirleyecek en önemli başlıklar arasında yer alacak.