EKONOMİ

Servet azınlığın elinde toplanıyor, milyonlar yoksulluğa mahkûm

Türkiye’de gelir dağılımı uçuruma dönüştü. Gelir adaletsizliğinde Avrupa lideri olan Türkiye, dünya genelinde de en eşitsiz ilk 10 ülke arasında yer aldı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerine göre, toplam mevduatın neredeyse yüzde 80’i en zengin yüzde 1’lik kesimin elinde bulunurken, banka hesaplarının yüzde 83’ünde 10 bin TL bile yok.

Milyonlarca yurttaş yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında yaşam mücadelesi verirken, servet ülke içinde küçük bir azınlığın elinde yoğunlaşıyor. Avrupa ülkeleri arasında gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülke olan Türkiye, aynı zamanda dolar milyoneri sayısını en hızlı artıran ülke konumunda. Bu tablo, uygulanan ekonomi politikalarının sermaye yanlısı işlediğini açıkça ortaya koyuyor.

Bir avuç zengin kazanıyor, halk yoksullaşıyor

Alım gücünün giderek eridiği Türkiye’de gelir dağılımındaki denge bozuldu. Geniş halk kesimleri yoksulluğa mahkûm edilirken, bir avuç zengin servetine servet katıyor. Vergi yükü ise adaletsiz biçimde dağılıyor: Temel tüketim ürünlerinden dahi yüksek vergi alınırken, yüksek gelir grubundakiler zenginliklerini korumaya devam ediyor.

Bu derin eşitsizlik aniden ortaya çıkmadı. IMF reçeteleriyle uyumlu kemer sıkma politikaları, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “faturayı az kazanana kesen” ekonomi programı ve sürekli artan yaşam maliyetleri Türkiye’yi sistematik olarak yoksulluğa itti. Bugün Türkiye’de her 3 kişiden biri yoksulluk veya sosyal dışlanma riskiyle karşı karşıya.

BDDK verileri: Eşitsizliğin tablosu

BDDK’nın güncel Risk Merkezi verileri gelir adaletsizliğinin vahametini gözler önüne seriyor:

Mevcut mevduat hesaplarındaki toplam bakiyenin %79’u yalnızca %1’lik kesime ait.

Ülkedeki banka hesaplarının %83’ünde 10 bin TL’nin altında bakiye var.

166 milyon hesapta toplam 132,7 milyar TL bulunurken, bu hesapların toplam mevduattaki payı %1’in bile altında kalıyor.

1 milyon TL’nin üzerinde bakiyesi olan yalnızca 2,2 milyon hesap ise toplam 16,2 trilyon TL’lik devasa bir serveti elinde tutuyor.

Ortalama mevduat: 10 bin TL altı hesaplarda 799 TL, 1 milyon TL üzeri hesaplarda ise 7,2 milyon TL.

GSYH’nin yedide biri en zengine tidiyor

Türkiye’de en zengin %1’lik kesim, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’dan (GSYH) %14,6 pay alıyor. Bu oran, Avrupa’da Türkiye’yi takip eden Bulgaristan’da %7,4 seviyesinde. TÜİK verilerine göre:

En zengin %10’luk kesim, ülkedeki toplam gelirin %39,2’sini alırken;

En yoksul %20’lik kesimin geliri sadece %6,3 düzeyinde kalıyor.

En zengin %20’lik kesim ise gelirin %48,1’ini elinde tutuyor.

Yaşlı Yoksulluğu Derinleşiyor

Aylıklarına sefalet düzeyinde zam yapılan emekliler ve düşük ücretlerle çalıştırılan yaşlı yurttaşlar giderek yoksullaşıyor. Derin Yoksulluk Ağı’nın araştırmasına göre:

Türkiye’de 65 yaş ve üstü 9,1 milyon kişi bulunuyor.

Bu yaş grubunun %23,3’ü yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında.

Her 5 yaşlıdan 4’ü kronik hastalıkla mücadele ediyor.

İŞKUR’a kayıtlı 28 bin yaşlı, geçinebilmek için iş arıyor.

2024 yılı itibarıyla yalnızca 505 yaşlı bakım merkezi bulunuyor; bu merkezlerde sadece 30 bin yaşlıya hizmet veriliyor.

Zengin daha zengin, yoksul daha yoksul

Union Bank of Switzerland’ın (UBS) 2025 Küresel Servet Raporu’na göre Türkiye, servetini en hızlı artıran zenginlere sahip ülke oldu. Dolar milyoneri sayısı bir yılda 61 binden 68 bine yükseldi. Buna karşılık, Türkiye’de yetişkin başına düşen servet bir yılda %14 azaldı. Zengin azınlık gayrimenkul, altın, döviz ve faiz kazançlarıyla servetini artırmayı sürdürdü.