TTB Başkanı Prof. Dr. Fincancı, 175 bin hekimin taleplerini Sağlık Bakanı ile görüşmek için başvuruda bulunduklarını, 10 gün içerisinde görüşmenin gerçekleşmemesi durumunda tüm illerden Ankara’ya bir yürüyüşü de kapsayan eylemler yapacaklarını duyurdu.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve tabip odaları, "Karanlığa Karşı; Önlüğümüzün Beyazına, Özlük Haklarımıza, Halkın Sağlık Hakkına Sahip Çıkıyoruz – Emek Bizim Söz Bizim" başlığıyla yeni bir mücadele süreci başlattıklarını bugün (1 Ekim) düzenledikleri bir basın toplantısıyla duyurdu.

İstanbul Tabip Odası (İTO) Sevinç Özgüner Toplantı Salonu'nda düzenlenen toplantıda TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve II. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten ile İTO Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip ve Yönetim Kurulu üyesi Dr. Osman Öztürk yer aldı.

Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bartın, Batman, Bitlis, Bolu, Bursa, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Eskişehir-Bilecik, Gaziantep-Kilis, Hatay, Isparta-Burdur, İstanbul, İzmir, Kırklareli, Kocaeli, Manisa, Mersin, Muğla, Ordu, Rize-Artvin, Samsun, Şanlıurfa, Tekirdağ, Uşak ve Van-Hakkari tabip odalarının yöneticileri ise çevrimiçi olarak toplantıya katıldı.

"Sonuç alıncaya kadar devam edeceğiz"

TTB Başkanı Fincancı, 175 bin hekimin taleplerini Sağlık Bakanı ile görüşmek istediklerini belirterek, "Sağlık Bakanı bu görüşmeden kaçınmamalıdır. Taleplerimizin karşılık bulmaması halinde ülkemizin dört bir yanındaki hekimlerle birlikte mücadelemizin büyüyeceğinden ve sonuç alıncaya kadar devam edeceğinden kimsenin kuşkusu olmamalıdır" dedi:

Fincancı, "Türk Tabipleri Birliği ve tabip odaları olarak hekimlerle, sağlık emekçileriyle, toplumla çalışma ortamlarında ve yaşam alanlarımızda buluşmalarla taleplerimizi dile getireceğiz. Sağlık Bakanı'nın talebimize yanıt vermemesi halinde illerden odalarımızla beraber taleplerimizi dile getireceğimiz bir yürüyüşle Ankara'da bir araya geleceğiz. İktidar bu vurdumduymaz ve sağlık emekçilerine düşman tutumunda ısrar ederse grevin de kaçınılmaz olduğunu bilmelidir" diye konuştu.

"Sağlık çalışanlarının hakları giderek geriletildi"

Türkiye'de uygulanan özelleştirmeci ve piyasacı sağlık politikalarıyla halkın sağlık hakkının önemli ölçüde elinden alındığını ifade eden Fincancı, sağlık politikalarıyla halk sağlığı yok sayılırken, sağlık çalışanlarının haklarının da giderek geriletildiğini belirtti:

  • Hekimler ve sağlık çalışanlarının çok büyük çoğunluğu hiçbir performans ve diğer ek ödemeleri almadan, gece gündüz demeden çalışmasına rağmen, insanca yaşayacak ücret alamamaktadırlar. Ek ödeme adı altında verilen, geleceğimize yansımayan ücretlendirme modeli, çalışma barışını bozmaktan başka bir işe yaramamıştır.
  • Pandemi döneminde de pandemi öncesinde de yapılan ek ödemelerin miktarı, dağılımı, tamamen keyfi biçimde yapılmakta olup, adaletten oldukça uzaktır. Ek ödemeler idarecilerin iki dudağı arasından çıkacak söze bağlı olarak bazı kurumlarda ya hiç ödenmemekte ya da onur kırıcı rakamlar ile ödenmektedir.
  • Uzun saatler kesintisiz fazla çalışma, sık nöbet tutma, yoğun iş yükü, şiddete maruz kalma sağlık ortamlarının olağan hallerine dönüşmüştür. 36 saat hastanelerden çıkamayan genç hekimler, mesai saati kavramı nedir bilmeyen uzmanlar bulunmaktadır.
  • Sorunlarımız yalnızca çalışma saatleri, çalışma alanları, ödemeler ile sınırlı kalmamaktadır. Mesleğimiz, güvencesizliğin en yaygın olduğu iş kollarından biri haline getirilmiştir. Bu değişim baskının, mobbingin, ayrımcılığın, eşitsizliğin ve kayırmacılığın alabildiğine yaygın hale gelmesine neden olmuştur.
  • Bu baskıyı tıp fakültelerine müdahalelerde, sağlık kurumlarında idarecilerin tavırlarında, son olarak karşımıza getirilen 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu'nda disiplin süreçlerine ilişkin hiçbir hüküm yokken "ihtar puanı" adı altında, keyfi bir şekilde uygulanan Demokles'in kılıcı gibi yeni yeni yönetmeliklerde görüyoruz.

18 ayda 8 binin üzerinde hekim istifa etti

Yalnızca 2020 yılında, 12 bine yakın beyaz kod verilen sağlıkta şiddet olayı yaşandığını aktaran Fincancı, son dönemde artan istifalarla ilgili şöyle dedi:

"Sağlık Bakanı Doktor Fahrettin Koca, 2020 yılının ilk 6 aylık süresi zarfında 2 bin 412 doktorun istifa ettiğini, 522 doktorun özel hastanelere geçiş yaptığını açıklasa da resmi olmayan bilgilere göre 18 ayda 8 binin üzerinde hekim istifası olduğu birliğimize iletilmiştir. Yurtdışında çalışmak için birliğimizden talep edilen iyi hal belgesi yılda 900'lere 1000'lere ulaşmıştır. Ayda yaklaşık 80 hekim, evet 80 hekim bu ülkede hekimlik yapmak yerine yurtdışında göçmen doktor olmayı tercih etmektedir."

TTB'nin 81 ili kapsayan anket sonuçları

Fincancı, TTB olarak 81 ilden 6 bin 178 hekim ile yaptıkları anket sonuçlarını da paylaştı. Anket sonucuna göre katılan hekimlerin;

  • Yüzde 45'inin aylık geliri yetmiyor,
  • Yüzde 76'sı pandemi ek ödemesi almıyor,
  • Yüzde 90'ı performansa dayalı ek ödeme sisteminin adaletsiz olduğunu düşünüyor,
  • Yüzde 92'si geçen sene TBMM'de kabul edilen, sağlıkta şiddet ile ilgili son yasal düzenlemenin etkili olmadığını düşünüyor.
  • Yüzde 84'ü daha önce hasta veya yakını tarafından sözel ve fiziksel şiddete uğradığını belirtiyor.
  • Yüzde 68'i çalışma şartlarının yoğunluğu nedeniyle hastalarıyla yeterli ve uygun şekilde ilgilenemediğini düşünüyor.
  • Yüzde 72'si çalışma ortamının pandemi koşullarına uygun olmadığını düşünüyor.

Fincancı, ankete katılan hekimlerin yarısından fazlasının; çalışma koşulları, ücretler ve sağlıkta şiddet hakkında; çalışma alanlarında örgütlenme çalışmaları, iş yavaşlatma ve iş bırakma gibi eylem kararlarına destek vereceğini belirttiğini de aktardı.

Talepler

Fincancı öncelikli ve acil taleplerini ise şöyle sıraladı:

  • Sağlıkta özelleştirmeci, piyasacı politikalar durdurulmalı, sağlık hizmetleri toplumcu bir anlayışla yeniden inşa edilmelidir.
  • Güvencesiz, gerçekdışı bahanelerle işimizden edildiğimiz ve köleliği dayatan çalışma koşullarına son verilmeli, güvenceli çalışma esas olmalıdır.
  • İşyerlerimiz alanın uzmanları ile görüşülerek güvenli, sağlıklı çalışma ortamları haline getirilmelidir.
  • Haftalık çalışma sürelerimiz önerilerimiz çerçevesinde yeniden düzenlenmelidir.
  • Temel ücretlerimiz TTB'nin görüş ve önerileri çerçevesinde belirlenmeli, emekliliğe de yansıyacak yaşanabilir ödeme sağlanmalıdır.
  • COVID-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası çıkarılmalıdır.
  • Pandemi süresince çalıştığımız her yıl için derhal 120 gün fiili hizmet süresi zammı verilmelidir.