65+ Yaşlı Hakları Derneği Başkanı Doktor Salur, kısıtlamaların yaşandığı bir senelik süreci yaşlı hakları açısından değerlendirdi. Salur, "Aşılamalarla 65 yaş üstü gruba da ulaşıldığı zaman yavaş yavaş bu kısıtlamaların kalktığını görmek istiyoruz" diyor.

Salgın nedeniyle yaşadığımız, uymak zorunda olduğumuz kısıtlamalarda bir yılı geride bırakmak üzereyiz.

Bu kısıtlamalar ve yasakların en büyük mağduru ise 65 yaş ve üstü yurttaşlar. Yasaklar en çok onların etrafında şekillendi; sokağa çıkma yasağı, seyahat yasağı, toplu taşıma yasağı...

Dünden bu yana bir "umut penceresi" gibi açılan aşı ile ilgili olarak ise çoğunun kaygıları var.

Uyku, duygu durum bozuklukları, baskı...

Yaşlı ağırlıklı hasta profili olan 65+ Yaşlı Hakları Derneği Başkanı, Kognitif Nöroloji Uzmanı Gülüstü Salur, bu bir senelik süreçte hasta sayısının arttığını söylüyor.

"Yoğunluk çok arttı. Demans, parkinson gibi başta nörolojik rahatsızlıkları olan çok sayıda hastayı takip ediyorum. Birkaç şekilde arttı olumsuzluklar: Uyku bozuklukları, duygu durum bozuklukları, günlük hayattaki değişiklilklerin yarattığı baskı. Üstelik de hastaların semptom ve zorluklarının artması dışında yakınlarının onlara destek verme kapasitesi de azalmış durumda. Onlar da tükenmişlik belirtileri gösteriyorlar."

Yani yaştan bağımsız güçlüklerin de olduğunu vurguluyor Salur.

"Aşı olalım mı, aşı stoku yetecek mi?" kaygısı 

Salur, tünelin ucundaki ışığın dün başlayan aşılamayla göründüğünü ancak bu sefer de yaşlılarda aşıyla ilgili başka kaygıların olduğunu belirtiyor:

"Pandeminin yarattığı ekonomik güçlükler, sosyal yoksunluklar, sıkışıklıklar arttı. Tünelin sonundaki ışık belki aşılamayla görülecek ama yeni başladı tabii. Yaşlılarla ilgili veri eksikliği nedeniyle 'Ne olacak, bir problem yaşanacak mı, yaşanmayacak mı' kaygısı olanlar var. 'Biz aşı olalım mı, ne olur aşı olursak ya da aşı stoku bize nasıl yetecek' diye sorular çok geliyor."

"Yaşa özgü yasak koyan başka ülke yok"

Yaşa özgü yasak koyan başka ülke örneği olmadığını söyleyen Salur devam ediyor:

"Ama yaşlıların odakta olduğu, ön planda konuşulduğu birçok ülke var. Özellikle batı dünyasında yaşlı nüfus çok olduğu için yaşlı konuları da orada çok önceliklidir. Bizim ülkemiz için vurgulamaya çalıştığımız başka bir şey var. 65 yaş üstünden bu konuyu takip edenler için söylüyorum. Kısıtlamalar getirildi, yaşlıları biraz daha koruyalım denirken yasaklar konuldu.

"İngiltere'nin samimiyet testi"

"Ama mesela bir samimiyet testi olarak da İngiltere'de aşılamalar 80-90 yaşındakilerle başladı. Maksadın yaşlı nüfusunun yaşam hakkına saygı olduğuyla ilgili bir samimiyet testiydi bu.

"65+ için ciddi bir yan etki beklentimiz yok"

"Burada 'Çin aşısı' dediğimiz CoronaVac ile ilgili aşı çalışmalarında 65 yaş üstü ile ilgili yeterli veri yok. Yeterli veri yokken küçük de olsa bir risk alarak yapılacak bu. Bu konuda sözüne bilgisine güvendiğimiz hocalar, Çin aşısı zaten inaktif bir aşı olduğundan yan etki açısından güvenli bir aşı olduğunu söylüyor. Çok fazla veri olmasa da 65 yaş üstünde ciddi bir yan etki beklentimiz yok. Biz sağlık çalışanları olarak reddetmiyoruz, yaygın görüş bu şekilde."

Aşılamalarla birlikte yaşlılar üzerindeki gerçek hayatla bağdaşmayan kısıtlamaların kalkması gerektiğini belirten Salur yaşlılar üzerindeki bir yıllık yasaklarla ilgili şöyle bir profil çiziyor:

"İnsanlar rutin kontrol için kalabalık hastanelere gitmek istemiyor. Daha tenha yerlerden sağlık hizmeti almak isteyenler ya da sadece sağlıkçılara telefonla danışıp, kan tahlilleri ve rutin kontrollerini erteleyenler başka büyük sağlık sorunlarıyla da geliyorlar.

"Evde ani ölümler arttı"

"Mart ayında neredeyse bir sene olacak pandeminin yarattığı kısıtlamalarla yaşayalı. Bu uzun bir süre. Normalde 6 ayda bir kontrollerini yaptıran yaşlılar bir senedir kontrol yaptırmamış oldular yani.

"Evde ani ölümler de arttı bu süreçte. Bu dönemde yas süreci de çok zorlu geçiyor tabii. Sokağa çıkma yasağı, cenaze kısıtlamaları ve temastan kaçınma nedeniyle inanılmaz yalnız geçiriyor insanlar yasını.

"Çalışanlar yaşlı anne-babasına destek veremiyor"

"Hiçbir şeyi alıştığımız gibi yaşamıyoruz. Hem ruhsal hem fiziksel gücümüz, kapasitemiz azaldı hem de kısıtlamalar nedeniyle 'onu şimdi yapamam, bunu yapamam' diyoruz, frenlerimiz arttı.

"Haftaiçi çalışmak zorunda olanlar ailelerine sosyal destek vermekte zorlanıyor. Hiçbir pencere kalmadı. 'Akşam anneme uğrarım, babamı görürüm' diyen birisi çok zorlanıyor. Trafikte de ekstra bir yoğunluk var. Okullar kapanınca trafiğin rahat olması beklenirdi ama araç sayısı arttı.

"İnsanlar ruhsal olarak daha paldır küldür, özensiz"

"İnsanlar ruhsal olarak daha paldır küldür daha özensiz. Bugünkü işlerimi halledeyim de bakalım yarına ne olacak belli değil edasıyla yaşayanların sayısı arttı. Daha özensiz ilişkilerde insanlar. Ve bu her yaştan insan için geçerli."

Salur, yasak saatinde çalışmak zorunda olduğu için otobüse binen yaşlı bir kadının görüntüsünün basına yansıması sonrası oluşan tepkiler hatırlattı:

"Yaşlıların da bu hoyratlık içinde alan açması, yer açması zorlaştı. Otobüste yaşanan hadiseyi biliyorsunuz. Hanımefendinin gördüğü muamele ne kadar yaralıyıcıydı. O otobüsten inerse hayat normal akışında mı devam edecekti sanki."

"Aşılamayla birlikte kısıtlamalar gözden geçirilmeli"

Aşılamaların başlamasıyla bir umut penceresinin açıldığını belirten Gülüstü Salur şöyle devam ediyor:

"Bu aşılamalarla 65 yaş üstü gruba da ulaşıldığı zaman yavaş yavaş bu kısıtlamaların kalktığını görmek istiyoruz. Bir yanımız şunu söylüyor, 'az kaldı, sıkalım dişimizi.' Tedbirin elden bırakılması değil, yaşlılar üzerindeki bu kısıtlamalarla ilgili gerçek hayatla bağdaşmayan taraflarının esnetilmesi gerektiğini savunuyoruz.

"Bir kural konulduğu zaman gerçek hayattaki ihtiyaçları karşılayacak şekilde bunun planlanması lazım. Böylesi durumda iki tane ihtimal oluyor. Ya gerçek hayattaki zorluklara rağmen bu kurallara uyuyorlar, buna katlanıyorlar. Ya da bazı insanlar bu yasakları delip aldırmıyorlar.

"Bir beden elbiseyi herkes giyemez"

"Onun için bu kuralları koyanların yaşlıların hayatında neler olduğuna, bunun çeşitliliğine vakıf olması lazım. Sahadan gelen bilgiyi değerlendirmeleri lazım. Sivil toplum örgütleriyle sahada yaşlılara dokunarak hizmet veren, aktif olan kişilerle istişare edilerek bu kuralların kısıtlamaların eğer gerekliyse konulmalı.

"Kırsalda yaşayan biriyle şehrin göbeğinde yaşayanın ihtiyaçları çok farklı. Bir beden elbiseyi herkes giyebilir tarzında kurallar koyamazsınız. Gerçek hayatla uyumlu olmadığı için kuralsızlık öfke ve isyan duygusu hüküm sürmeye başlıyor.

İki kişisel dava

"Bu nedenle bağımsız kişilerin açtığı davalar var. Ataol Behramoğlu ve avukat Canan Arın da kişisel bir dava açmış. Bu davaları önemsiyoruz çünkü 'biz yasaklara aldırmıyoruz, bildiğimizi okuyoruz' demiyorlar. Bunun gerçek yaşamda bir karşılığı olmadığını, güçlük yarattığını, bu nedenle de gözden geçirilmesi gerektiğini söylüyorlar."