Birçoğumuzun, yeni bir ilişkiye başlarken burç uyumunu kontrol eden en az bir arkadaşı vardır. Çoğu zaman eğlencelik görülen bu alışkanlık, bazıları için çok daha ciddiye alınan bir inanç sistemine dönüşüyor. Gezegenlerin ve yıldızların konumlarının kişilerin yaşamlarını, karakterlerini ve ilişkilerini şekillendirdiğine inananlar, astrolojiyi rehber olarak kullanıyor.
Çin ve Hindistan gibi ülkelerde yüzyıllardır yaygın olan astroloji, Hindistan’da siyasetçiler için seçim stratejisinden evlilik kararlarına kadar önemli bir araç olabiliyor. Batı’da ise daha çok kişisel bir yön bulma aracı olarak görülüyordu. Ancak son yıllarda bu durum değişmeye başladı: Avrupa ve ABD’de astrolojinin siyaseti ve küresel gelişmeleri anlamak için kullanıldığı giderek daha görünür hale geliyor.
Özellikle TikTok gibi platformlarda astrologların jeopolitik gelişmelere dair yorumları hızla yayılıyor. ABD’nin İran’a saldırmasından hemen sonra, Donald Trump’ın “Üranüs çizgisinin çalkantılı ilişkileri temsil ettiği” ya da Tahran’ın belirli bir tarihte misilleme yapacağı gibi iddialar dolaşıma girdi. Çoğu zaman bu tahminler yanlış çıksa da, ilgi azalmıyor. Google Trends verileri, büyük kriz dönemlerinde “astroloji” ve “savaş” aramalarının zirve yaptığını gösteriyor.
Astrolojinin siyasetle kesişmesi yeni değil. ABD’de 2016 başkanlık seçimlerinde Trump’ın Hillary Clinton karşısında beklenmedik zaferi, birçok kişinin yıldız haritalarına danışmasına yol açmıştı. Benzer şekilde Covid-19 pandemisi, pek çok kişiyi belirsizlik içinde astrolojiden yanıt aramaya yönlendirdi.
Astrolojiye başvuranlar için bu yöntem bazen bir “rehber”, bazen de ruhsal bir sığınak oluyor. Kanada’daki Waterloo Üniversitesi’nden Dr. Galen Watts, bunun bilimsel bir temeli olmadığını, hatta kutuplaşmayı derinleştirme riski taşıdığını vurgulasa da, insanların karmaşık sorunlara basit yanıt arayışını anlaşılır buluyor.
New York’ta yaşayan astrolog Aliza Kelly ise artan ilgiden memnun olduğunu ancak “Üçüncü Dünya Savaşı çıkacak mı?” gibi iddiaları kısa sosyal medya videolarıyla yaymanın etik açıdan sorunlu olduğuna dikkat çekiyor. Kelly’ye göre bu yaklaşım dikkat çekse de pervasızlık sınırında.
Batı’da astroloji çoğunlukla kişisel rehberlik olarak görülse de, Hindistan gibi ülkelerde toplumsal ve siyasi kararları bile etkileyebiliyor. Pew Center araştırmalarına göre son yıllarda astrolojiye inananların oranı değişmese de, bu alandaki konuşmalar ve medya görünürlüğü arttı.
Sonuçta, modern toplumda bile yıldızlardan yön bulmaya duyulan ihtiyaç bitmiş değil. Dünyanın karmaşık sorunları karşısında astroloji, kimileri için hâlâ basit yanıtların, kimileri içinse huzur arayışının bir yolu olmaya devam ediyor.