Gezi Parkı davasından tutuklu bulunan ve seçilmiş Hatay Milletvekili olan Can Atalay, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kurulan “Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”na bir mektup göndererek yedi başlık altında çözüm sürecine ilişkin önerilerini sundu.

Atalay, mektubunda sürecin tarzı ve yöntemi tartışmalı olsa da, Meclis’in esas alınarak atılan bu adımı önemli bulduğunu ifade etti. Mektupta, çözüm sürecinin hukuki zeminle yürütülmesi gerektiği vurgulanırken, demokratikleşmenin sürecin temel taşı olduğu belirtildi.

1. Belirsizliklere Rağmen Bu Masadayız

Komisyonun ismi dahi ortaklaşa belirlenememişken, hâlâ birçok belirsizlik ve görüş ayrılığı mevcut. Ancak demokratik sorumluluk gereği buradayız. Kürt Sorunu’nun çözümünde Meclis’in esas alınmasını, tüm bu tartışmalara rağmen olumlu bir adım olarak değerlendiriyoruz. Komisyon, “olanaklı olanı öne çıkartma” iradesiyle, kolaylaştırıcı rolünü üstlenmelidir.

2. Gündemi Daraltarak Yol Alamayız

Silahların susması öncelikli olsa da, meseleyi yalnızca bu başlığa indirgemek çözüm üretmez. Kürt Sorunu, Türkiye’nin genel demokratikleşme sorununun bir parçasıdır. Ayrımcılıkların ortadan kaldırılması ve eşit yurttaşlık ilkesinin güçlendirilmesi, kalıcı barışın temelidir.

3. Silahlara Veda Kararı Sürecin Temelidir

Sürecin başlamasına olanak tanıyan en önemli gelişme, Kürt siyasetinin silahı tümüyle reddetmesidir. Bu tarihi kararın kıymeti gözetilmeli, toplumsal barışı tehdit edecek tüm söylem ve eylemlerden kaçınılmalıdır.

4. Bilgiye Eşit Erişim ve Açıklık Şarttır

Komisyon üyelerinin tümü, süreç hakkında eşit düzeyde bilgilendirilmelidir. Bilgiye kısıtlı erişim, kamuoyunun dışarda tutulması ve müzakere konularının kapalı kapılar ardında yürütülmesi, güveni zedeleyecektir. Açıklık, toplumsal mutabakatın ön koşuludur.

5. Hukuki Zemin Şart: Fiili Uygulamalarla Güven İnşa Edilemez

Komisyonun en temel görevlerinden biri, çözüm sürecini yasal zemine oturtmaktır.

Silah bırakanların topluma katılımı,

Cezaevindeki ilgili hükümlülerin durumunun gözden geçirilmesi,

Umut hakkının tanınması gibi konular, hukuki bir çerçeveye kavuşturulmalıdır.

Fiili çözümler yerine Meclis eliyle yapılacak yasal düzenlemeler güveni sağlar.

6. Hukukun Bütünüyle Uyumlu Adımlar Atılmalı

Hukuki adımlar bütüncül olmalıdır. Bir yandan toplumsallaşma çağrısı yapılırken, diğer yandan demokratik siyaset içinde yer alanların cezalandırılması veya kayyum atanması, büyük bir çelişki yaratır. Anayasa ve AYM/AİHM kararları uygulanmalı; yasal haklar pazarlık konusu haline getirilmemelidir.

7. Barışçıl Dış Politika İç Barışı Destekler

Geçmiş süreçlerin başarısızlığında dış politikadaki krizlerin büyük etkisi oldu. Bu nedenle:

Komşu ülkelerin iç işlerine müdahale etmeyen,

Bölgesel çatışmalara taraf olmayan,

Barışçıl ve demokratik bir dış politika geliştirmek,

Çözüm sürecinin içerdeki başarı şansını doğrudan etkileyecektir.

Sonuç: Hukuk, Açıklık ve Toplumsal Mutabakat

Atalay, mektubunu “zaten hak olanın pazarlık konusu yapılmaması” çağrısıyla noktalarken, sürecin ancak hukukla, açıklıkla ve toplumsal mutabakatla yürütülebileceğini vurguladı.

Trump'tan Türkiye'ye ek gümrük vergisi: Yüzde 15
Trump'tan Türkiye'ye ek gümrük vergisi: Yüzde 15
İçeriği Görüntüle

Kaynak: T24