Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi gençlerin 2 Aralık günü MESEM projesini protesto etmek için gerçekleştirdiği eylemin ardından yaşanan gözaltı ve adli süreçle ilgili yeni detaylar ortaya çıktı. “Adalet İçin Hukukçular” tarafından paylaşılan rapora göre, protesto sırasında ve sonrasında çok sayıda hukuksuz uygulama gerçekleşti.
Sivil giyimli kişiler tarafından darp iddiası
Bilgi notuna göre eylem saat 13.30 sıralarında başladı. TİP üyesi gençlere, kimliği belirsiz sivil giyimli kişiler tarafından yumruk, tekme, saçlarından çekerek sürükleme ve çelme takma gibi fiziksel müdahaleler yapıldığı ifade edildi. Görüntü almaya çalışan bir gençten telefonunun zorla alındığı, bu sırada parmağının sakatlandığı; başka bir gencin dudağının patladığı ve bazı gençlerin vücudunda darp izleri oluştuğu belirtildi.
TİP’li gençlerin ise herhangi bir karşılık vermediği, barışçıl protesto haklarını kullandıkları savunuldu.
Gözaltı sonrası uzun bekletme ve aç bırakma
Şikayetçi oldukları belirtilen kişilerin ifadeleri saat 17.30’da alınmasına rağmen, gözaltındaki gençlerin ifade işlemleri gece 23.30’a kadar başlatılmadı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde yaklaşık 30 saat boyunca gençlere yemek verilmediği, avukatların talepleri üzerine ancak dışarıdan kapalı paketli sandviç alınmasına izin verildiği aktarıldı.
Yalnızca tek bir görüşme tutanağı paylaşılırken, avukat-müvekkil görüşmelerinin sıkışık bir odada toplu halde yapılmasına izin verildiği kaydedildi.
Soruşturmalarda belirsizlik ve avukatların engellenmesi
Gözaltı işlemlerini takip eden avukatlar, ifade öncesi iddia edilen görüntülerin kendilerine gösterilmediğini, sadece şikayetçi ifadelerinin paylaşıldığını açıkladı.
Ayrıca polis tarafından hazırlanan ifade tutanaklarının hukuki dayanaktan yoksun olduğu, “Dosyanın incelenmesinde herhangi bir suçun varlığını gösteren delil bulunmadığı” belirtilerek, zararın kime ve nasıl verildiğine dair somut tespit bulunmadığı ifade edildi.
Bazı şüpheliler hakkında “Görevli Memura Mukavemet” iddiasıyla dosya hazırlanırken, müdahalede bulunan kişilerin gerçekten kamu görevlisi olup olmadığına dair net bir bilgi sunulmadığı aktarıldı.
Sorgu sırasında gençlere “sen kime vurdun”, ardından “hangi okulda okuyorsun” gibi bağlantısız ve yönlendirici sorular sorulduğu, bu soruların eylemin niteliğiyle ilgisinin olmadığı kaydedildi.
17 kişiden 16'sı için tutuklama talebi
Soruşturmanın ardından 17 gençten 16’sı hakkında “Mala Zarar Verme” ve “Görevli Memura Mukavemet” suçlarından tutuklanma talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk kararı verildi.
Diğer yandan aynı kişilere, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2911 sayılı Kanun’a muhalefet ve “Cumhurbaşkanına Hakaret” suçlamalarıyla ikinci bir soruşturma başlatıldı. Avukatlara göre bu durum, “adli yargılamanın bütünlüğünü bozuyor ve savunma hakkını ihlal ediyor”.
Avukatların içeri alınmadığı iddiası
Bakırköy Adliyesi’ne getirilen gençlerin sorgu salonuna alınmasından hemen önce avukatların binaya girişinin engellendiği, hiçbir yazılı belge gösterilmeden duruşma salonundan uzaklaştırıldıkları belirtildi.
Sorgu işlemleri tamamlanmamış olmasına rağmen avukatların duruşma salonu giriş-çıkışlarında kolluk tarafından sürekli engellendiği ve bilgi verilmediği ifade edildi.
"Yapılan eylem suç değildir"
Bildirinin sonunda TİP’li gençlerin barışçıl protesto haklarını kullandıkları vurgulanarak şu ifadeler kullanıldı:
“Yaptıkları eylem suç değildir. Nasıl dimdik mücadele etmişlerse, yaşadıkları tüm hukuksuzluklara rağmen adliye de başlarını eğmemişlerdir.”
“Adalet İçin Hukukçular” grubu, tutuklanan TİP üyelerinin tümü için hukuki süreci takip edeceklerini belirterek, “çocuk katillerinden hesap sorulacak” ifadesiyle açıklamayı tamamladı.




