Ankara Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Tuğba Gürsoy, hayvanlara yönelik şiddet ve öldürme suçlarında verilen cezaların yetersiz olduğunu, cezasızlık uygulamalarının failleri cesaretlendirdiğini söyledi.
2021’de hayvan hakları yasasında yapılan değişiklikle “hayvanlara acımasız davranma” ve “öldürme” suçlarına hapis cezaları getirilmişti. Ancak uygulamada verilen cezaların yeterli olmadığı yönündeki tartışmalar devam ediyor.
Prof. Dr. Gürsoy, “Bir evcil hayvanı öldürmek suçu 4 yıla kadar hapisle cezalandırılabiliyor. Ancak bugüne kadar bu üst sınırdan ceza verildiğini görmedik. Acımasızca bir veya birden fazla hayvanın öldürüldüğü olaylarda dahi alt sınırdan çok az uzaklaşılıyor, tutuklama kararı verilmiyor. Bu da fiilen bir cezasızlık anlamına geliyor” dedi.
Kamuoyuna yansıyan bazı davalarda ağır cezalar verildiğini hatırlatan Gürsoy, İzmir’de kulübesinde yakılarak öldürülen Şila isimli köpek olayında bile cezanın üst sınırdan verilmediğini belirterek, “Bu durumda sormak gerekiyor; nasıl öldürmeleri gerekiyor ki ceza üst sınıra yaklaşsın?” diye konuştu.
Toplumda son yıllarda hayvan düşmanlığının bilinçli şekilde yaygınlaştırıldığını ifade eden Gürsoy, “Sahte sosyal medya hesapları üzerinden bu algı oluşturuldu. Eylemlerin cezasız kalması ve yeterli hapis cezalarının olmaması, insanları bu suçları işlemeye cesaretlendiriyor. İbrahim Keloğlan vakasında kedi Eros öldürüldü. Ardından kedi Cezve katledildi. Hiçbir şekilde ders çıkarmıyorlar çünkü cezalar ağır, yeterli ve caydırıcı değil” dedi.