Fransa Başbakanı François Bayrou’nun azınlık hükümeti, pazartesi günü parlamentoda yapılan kritik güven oylamasını kaybederek düştü.
Henüz bir yıl bile geçmeden başbakanlığa getirilen Bayrou, tartışmalı bütçe kesinti planı için parlamentonun desteğini aramıştı. Plan, 2026’ya kadar 44 milyar euro tasarruf öngörüyor ve iki resmi tatilin kaldırılmasını da içeriyordu. Ancak öneri hem siyasi hem de toplumsal tepkiyle karşılaştı.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ikinci döneminde şimdi beşinci kez yeni bir başbakan atamak zorunda kalacak. Yeni başbakanın önündeki en büyük sınav ise parçalı yapıdaki parlamentodan bütçeyi geçirmek olacak.
Aşırı sağ Ulusal Birlik (RN) lideri Marine Le Pen, “Gerçek yenilenme ancak Cumhurbaşkanı’nın istifasıyla mümkündür” diyerek Macron’a istifa çağrısında bulundu. Le Pen, erken seçim talebini de yineledi. Ancak Macron, erken seçimin “ilk tercih olmadığını” açıkladı.
Krizin merkezinde Fransa’nın kırılgan kamu maliyesi bulunuyor. Geçen yıl bütçe açığı, GSYH’nin yüzde 5,8’ine ulaştı; bu oran Avrupa Birliği’nin yüzde 3 sınırının neredeyse iki katı. Ulusal borç ise 3,3 trilyon euroyu aşarak ekonomik üretimin yaklaşık yüzde 114’üne denk geliyor.
Bayrou, parlamentodaki konuşmasında “Fransa 51 yıldır dengeli bir bütçeye sahip değil” diyerek kesintilerin kaçınılmaz olduğunu savundu. COVID-19 salgınından Ukrayna’daki savaşa, enerji fiyatlarındaki artıştan enflasyona kadar “felaketler zinciri”nin kamu maliyesini zora soktuğunu dile getirdi.
Ülke genelinde ise toplumsal huzursuzluk büyüyor. Çeşitli sivil hareketler çarşamba günü için grev çağrısı yaparken, sendikalar da 18 Eylül’de bütçe kesintilerine karşı protestolar planlıyor.