Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini öğrenmek ve faillerin yargılanmasını talep eden Cumartesi Anneleri, 1995 yılından bu yana her hafta Galatasaray Meydanı’nda eylemlerini sürdürüyor. 1065. haftada, 1992 yılında gözaltında kaybedilen işçi Mehmet Ertak’ın akıbeti yeniden gündeme taşındı.
Açıklamada, Ertak’ın daha önce iki kez gözaltına alındığı ve işkenceye maruz kaldığı hatırlatıldı. 18 Ağustos 1992’de gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamadığı belirtildi.
JİTEM itirafları ve AİHM kararı
1997’de JİTEM personeli Murat İpek, Ertak’ın Şırnak Emniyet Müdürü Necati Altuntaş ve Terörle Mücadele Şube Müdürü Mehmet Kaplan’ın emriyle öldürülüp gömüldüğünü itiraf etti. Tüm infazların dönemin OHAL Valisi Ünal Erkan’ın bilgisi dahilinde gerçekleştiğini açıkladı.
Tüm başvurular sonuçsuz kalınca aile, dosyayı AİHM’e taşıdı. Avukat Tahir Elçi’nin bürosu polis tarafından basıldı, dosyalarına el konuldu ve Elçi kötü muameleye maruz kaldı. Buna rağmen başvuru gerçekleştirildi ve AİHM, mevcut delillerle Ertak’ın gözaltında işkence sonucu öldüğünü kanıtlayarak Türkiye’yi oybirliğiyle mahkûm etti.
Açıklama ve aile mesajı
Cumartesi Anneleri, adaletin sağlanmadığı her durumda hatırlatma görevine devam edeceklerini vurguladı. Açıklamanın ardından Mehmet Ertak’ın çocuğu Servet Ertak, babasına yazdığı duygusal mektubu Galatasaray Meydanı’nda okudu. Mektupta, Ertak’ın kaybına rağmen ailelerin, Tahir Elçi’nin ve Cumartesi Anneleri’nin mücadelesinin devam ettiği ifade edildi.
Servet Ertak, “Mezarın yok belki, ama yerin belli. Adaletin sağlanmadı, ama hesabın kapanmadı. Seninle yaşamak nasip olmadı… Ama seni yaşatmak bizim borcumuz” dedi.