Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle düzenledikleri 1080’inci buluşmada bir kez daha Galatasaray Meydanı’ndaydı. Karanfiller ve kayıpların fotoğraflarıyla meydana gelen aileler, bu hafta 32 yıl önce Urfa’nın Siverek ilçesinde gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini gündeme taşıdı.
Basın açıklamasını İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Eren Keskin okudu.
“Aile, jandarma ile valilik arasında cevapsız bırakıldı”
Taşkaya’nın hikâyesini aktaran Keskin, şunları söyledi:
“Hüseyin, Siverek’te müteahhitlik yapıyordu. 1990’lı yıllarda Siverek, Bucak Aşireti’nin hâkimiyetindeydi ve resmi raporlarda bu yapı ‘devlet içinde devlet’ olarak tanımlanıyordu. Siverek’te yaşanan ağır hak ihlallerini eleştiren Hüseyin Taşkaya hem güvenlik güçlerinin hem de Bucak Aşireti’nin hedefi haline geldi. Artan tehditler nedeniyle ailesini İstanbul’a gönderdi; kendisi ise işlerini toparlamak için bir süreliğine amcasının evinde kaldı.
6 Aralık 1993’te amcasının Siverek/Bağlar Mahallesi’ndeki evine 30 araçlık bir konvoyla gelen askerler, polisler ve Bucak Aşireti’ne mensup korucular, Hüseyin Taşkaya’yı zorla gözaltına alarak askeri bir araca bindirip götürdü. Olay, akrabalarının ve mahallelinin tanıklığında yaşandı. Buna rağmen aile, jandarma, emniyet, savcılık ve valilik arasında cevapsız bırakıldı.”
“Hüseyin Taşkaya’dan bir daha haber alınamadı”
Keskin, askeri yetkililerin Taşkaya’nın gözaltına alındıktan sonra polise teslim edildiğini iddia ettiğini belirterek şunları ekledi:
“Emniyet ise ‘Bizde yok, Sedat Bucak’a sorun’ diyerek sorumluluğu reddetti. Dönemin Doğru Yol Partisi milletvekili ve korucubaşı Sedat Bucak, ‘Bizim ekip almış fakat devlete teslim etmiş; bundan sonrası devletin bilgisi dahilindedir’ dedi. Ancak Hüseyin Taşkaya’dan bir daha haber alınamadı. Siverek Cumhuriyet Başsavcılığı ise tüm tanıklıklara rağmen olayı ‘ailenin soyut iddiası’ olarak değerlendirdi ve dosyayı takipsizlikle kapattı.”
“Adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz”
Keskin, Taşkaya’nın kaybedilişinin 32’nci yılında bir kez daha yargı makamlarına çağrıda bulundu:
“Ailenin, Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini ve faillerin kimliklerini bilme hakkı vardır. Ulusal ve uluslararası hukuk normlarından doğan sorumluluklarınızı yerine getirin. Taşkaya’nın kaybedilmesiyle ilgili gerçeği ortaya çıkaracak, suçtan sorumlu olanları cezalandıracak etkili bir soruşturma ve kovuşturma başlatın. Kaç yıl geçerse geçsin, Hüseyin Taşkaya ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz.”




